İşletmeler zorda, acele edin
İSO Başkanı, pakette geç kalındığını ve sanayicilerin beklentisinin arttığı söyledi
Hükümet olayın vahametini görmek, anlamak ve ona göre tedbirler üretmek zorundadır. Bu kriz bizim krizimiz değildi. ABD kaynaklı bir mali krizdi. Ama korkum odur ki bunu kendi krizimiz haline getireceğiz. Bunun çok ciddi ekonomik ve sosyal etkileri olacak.
İşçi çıkaran işletmelerimizin sayısı giderek artıyor. Hükümet krize karşı önlem paketini açıklamakta geç kaldı. Hükümet bu noktada artık diyemez ki benim kaynaklarım bu kadar. Hükümet artık istihdamın ve üretimin devamı için bütün şartlarını zorlamalı.
Böyle dönemlerde iki şey çok önemli. Birincisi beklenti, beklentileri iyi yöneteceksiniz. Önlemler geciktiği için beklentilerin boyutu arttı. Diğeri de güven. Son dönemde en hafif ifadeyle bu iki unsurun iyi yönetildiği söylenemez.
Krize karşı birçok ülke ikinci önlem paketlerini açıklarken ya da şirketleri kurtarmak için direkt destek sunarken Türkiye'de AKP hükümetinin hâlâ bir önlem almaması ise ekonominin geleceği için olumsuz tablonun daha da kötüleşmesini beraberinde getiriyor.
Krize karşı önlem almada geç kalındığına dikkat çeken İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, gerçekleşmeyen yapısal reformlar nedeniyle Türk sanayicisinin uzun yıllardır kan kaybettiğini vurgulayarak “içinde bulunduğumuz dönemde tüm çabamız üretimin, istihdamın ve ihracatın devam ettirilmesi olmalıdır” dedi. İSO'nun yüzde 96'dan fazlasının KOBİ'lerden oluştuğunu bildiren Küçük, KOBİ'lerin şu anda büyük bir likidite sorunu yaşadığını ve bunların mutlaka üretimlerini devam ettirmesi gerektiğini kaydetti.
Burada hükümete büyük görev düştüğünü vurgulayan İSO Başkanı Küçük, “Hükümet olayın vahametini görmek, anlamak ve ona göre tedbirler üretmek zorundadır” dedi.
Hükümetin krize karşı önlem paketini açıklamada geç kaldığını aktaran Küçük şu değerlendirmelerde bulundu:
Güven sarsıldı
“Beklenti ve güven çok önemli. Son dönemde en hafif ifadeyle bu 2 unsurun iyi yönetildiği söylenemez. Güven ortamı çok ciddi şekilde sarsıldı. Bu noktada hükümet diyemez ki benim kaynaklarım bu kadar, yapabildiklerim bu kadar. İstihdamı korumak, üretimi devam ettirmek için hükümet bütün şartlarını zorlayacak. Özel sektörün likidite ihtiyacını karşılayacak. Birtakım sigorta, vergi ve prim indirimlerini gündeme getirecek. Bunlar istismar değildir kalıcı istekler değildir. Bu talepler sadece yaşamak için ifade edilmiş taleplerdir. Biz indirimleri talep ederken denk bütçenin ne demek olduğunu biliyoruz. Geldiğimiz bu noktada bütçeyi biraz gevşetebiliriz. Şimdi iç piyasayı canlandırmak gerekiyor. Çünkü ihracat pazarlarında sıkıntı var. Bu paket beklentilere cevap vermek zorunda. Bu noktadan sonra dağ fare doğurmasın. Yoksa maliyet artar.”
Şehriban Kıraç/Cumhuriyet