IMF ile yeni anlaşmanın adı 'İhtiyati Stand-By'

Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Mayıs 2008'de sona erecek Stand By Düzenlemesi'nin ardından devreye girecek IMF destekli yeni programı Bakanlar Kurulu'na anlattı.

Çeşitli seçenekleri özetleyen Şimşek, "İhtiyati Stand By" yapılmasının kuvvetli olasılık olduğunu söyledi. Bu programda IMF, doğrudan kredi vermeyecek. Ancak, uluslararası mali sistemden kaynaklanan sorunlar ödemeler dengesi sorunu yaratırsa harekete geçecek. Küresel mali sorunların giderek derinleştiği, uluslararası sermaye hareketlerinde risk algılamasının arttığı bir ortamda IMF ile yeni anlaşmaya varılmasının zorunlu olduğunu belirten yetkililer, "Sosyal güvenlik reformu TBMM'de tamamlanır tamamlanmaz ilk iş olarak gözden geçirme çalışmasını sonuçlandırmamız, ardından Mayıs ayında sonra uygulanacak programı duyurmamız gerekiyor" dediler.

IHTİYATİ STAND-BY NEDİR?
"İhtiyati Stand by'' seçeneğinde IMF ile yine bir stand-by düzenlemesi yapılacağını, bu kapsamda programlanmış gözden geçirme görüşmeleri olacağını kaydeden yetkililer, "Ancak bu düzenlemede taahhüt edilen kredi, mutlaka kullanılacak türde bir kredi olmayacak. Yani gözden geçirmeler sonrasında Türkiye'nin hak edeceği kredi dilimini kullanıp kullanmaması IMF ile varılacak mutabakata göre şekillenecek. IMF, Türkiye açısından halen en uygun koşullu finansman imkanı sağlayan kuruluş konumunda. Türkiye'nin likidite sıkışıklığı ile karşılaşma ihtimaline karşı IMF'den acil kredi çekme limiti olması piyasa algılaması için belirleyici" dediler.

IMF, faiz dışı harcamalara karşı güçlü mali disiplin istiyor

YARIM yüzyıldır IMF'nin kapısını 19 kez stand-by için çalan Türkiye, son stand-by dışında IMF ile yollarını hep erken ayırmak zorunda kaldı. Mayıs 2005'te imzalalanan 19'uncu stand-by'da ise bugüne kadar 6 gözden geçirme bitirilebildi. 7'nci gözden geçirmenin tamamlanması ise Sosyal Güvenlik Reformu'nun Meclis'ten geçmesine bağlı. 8'inci gözden geçirmenin ise 7'nci ile birleştirilmesi bekleniyor.

IMF yeni programın etkili biçimde işlemesi için faiz dışı harcamalara güçlü mali kural getirmek istediği, hükümetin de mali disiplini pekiştirecek bu isteğe, küresel mali kriz ortamında sıcak baktığı belirtiliyor. IMF ile "Program Sonrası İzleme" anlaşması ise artık zayıf seçenek olarak görülüyor. Bu düzenleme uygun görülseydi IMF, önceden ilan edilen ziyaretler çerçevesinde Türkiye raporları yazacaktı. Bu raporlar uluslararası yatırımcılar tarafından Türkiye'nin uyguladığı programın kredibilitesini tescil edecekti. Ancak gelen bilgiler ihtiyati stand-by'ın ağır bastığını gösteriyor.

Okan Müderrisoğlu/Sabah