İlk kez Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın hastalığı için yapılan Mesir Macunu 485 yıldır Manisa’da şifa dağıtıyor

Elif Yıldız HARMANKAYA

22-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, şehre hem şifa hem de umut taşıdı.

Festivalin finalinde, Sultan Camii’nin kubbe ve minarelerinden tam 8 ton Mesir Macunu halka saçıldı.

Bu yılın sloganı olan “Dolu Dolu Festival”, yalnızca bir söz değil; Manisa’nın dört bir yanında hissedilen, yaşanan bir gerçek oldu.

Manisa, beş asırlık mesir macunu geleneğini yaşatarak yalnızca geçmişine sahip çıkmıyor; geleceğe de birlik ve dirlik mesajı veriyor.

BEŞ ASIRLIK ŞİFA GELENEĞİ

16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın hastalığına çare olması için hazırlanan Mesir Macunu, 41 çeşit baharat ve şifalı bitkinin harmanlanmasıyla doğdu.

O günden bugüne, bu kadim gelenek gökyüzünden halka sağlık ve umut olarak saçılmaya devam ediyor.

SANAT, SPOR VE ŞİFAYLA DOLU BİR HAFTA

Festival boyunca Manisa adeta bir kültür ve sanat şehrine dönüştü:

Konserler: Sıla ve Kenan Doğulu gibi yıldızlar Cumhuriyet Meydanı’nı doldurdu.

Kortej: Osmanlı şehzadelerinin temsili geçişi ve uluslararası halk dansları ekipleriyle sokaklar renklendi.

Sergiler ve Söyleşiler: Devrim Erbil’in sergisi açıldı, İlber Ortaylı mesir macununun tarihçesini anlattı, Ahmet Ümit edebiyatseverlerle buluştu.

Gastronomi Panayırı: Mesir macunlu lezzetler ve şifalı bitki atölyeleri düzenlendi.

Tiyatro ve Spor: Şehir tiyatrosunda oyunlar sahnelendi; doğa yürüyüşleri ve satranç turnuvalarıyla festival ruhu tam anlamıyla yaşandı.

Manisa, bir hafta boyunca hem ruhlara hem bedenlere şifa sundu.

TARİH VE DOĞANIN KALBİNDEKİ ŞEHZADELER ŞEHRİ

Manisa yalnızca bir festival şehri değil; tarihin, doğanın ve kültürün buluştuğu özel bir yer:

Fatih Sultan Mehmet’ten Kanuni Sultan Süleyman’a kadar pek çok Osmanlı şehzadesi burada yetişti.

İncil’de adı geçen 7 kiliseden 3’ü – Sardes (Salihli), Thyateira (Akhisar) ve Philadelphia (Alaşehir) – Manisa’da yer alıyor.

Sardes Antik Kenti, Artemis Tapınağı, Spil Dağı, Kula Peribacaları, Kula evleri, Kula-Salihli Jeoparkı ve Yanık Ülke bağları şehrin tarih ve doğa hazineleri arasında.

Coğrafi işaretli ürünleri ve zengin mutfağıyla Manisa tarımın da gözbebeği: Kırkağaç kavunu, sultani çekirdeksiz üzümü, zeytin, Manisa kebabı, Akhisar köftesi, salihli odun köftesi, sinkonta, yaprak sarması, Kula güveci, şekerli pide ve cilveli kahve…

Manisa, geçmişiyle gurur duyarken geleceğe de güvenle bakıyor.

41 ÇEŞİT BAHARAT BİRLEŞTİ, BİZ HALA AYNI

Manisa’da her yıl 41 çeşit bitki birleşip şifa olurken, Galatasaray ve Fenerbahçe mağazaları bile yan yana açılırken, biz insanlar en küçük meselelerde birleşemiyoruz.

Bu yıl festival kortejinde farklı görüşten siyasiler omuz omuza yürüdü; ancak biliyoruz ki mecliste aynı samimiyet ve birlik ne yazık ki yaşanamıyor.

Manisa halkı için festival bu yıl bir başka heyecan taşıyordu: hemşerileri olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in festivale katılması bekleniyordu.

Ancak son gelişmeler nedeniyle program iptal edildi.

Ve yine, her zamanki gibi, sevinçlerimizi yaşatmadılar bize. Hevesler kursakta kaldı.

Bir gün önce Kula’nın tarihi sokaklarında yürürken bir evin önünde durduk: “Burası Kenan Evren’in doğduğu ev” dediler.

Ne bir tabela vardı, ne bir işaret, ne bir iz…

Ve belki de bu, bu toprakların sessiz ama çok şey anlatan bir cevabıydı:

Manisa halkı da ona hak ettiği ilgisizliği gösteriyordu.

Tarih, zaman ve halk hafızası bazen en doğru hükmü sessizce verir.

FERDİ ZEYREK: HALKIN ARASINDA; HALKLA BERABER

Festival boyunca Manisa sokaklarında bir isim sıkça yankılandı: Ferdi Zeyrek.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı, yalnızca protokolde değil, her yerde halkın içindeydi.

Sokakta yürürken selamlaştığı gençler,

Çay bahçesinde birlikte oturduğu yaşlılar,

Etkinliklerde elini sıkan esnaf,

Kucağına aldığı çocuklar…

Manisa, başkanını sevgiyle bağrına bastı.

Özellikle öğrenciler için başlattığı sabah ücretsiz çorba ikramı, üniversiteli gençlerin gönlünde özel bir yer açtı.

Toplu taşımada yaptığı iyileştirmeler, sanat ve spor projeleriyle her yaştan Manisalı’nın hayatına dokundu.

Ve en çok da şu sözüyle umut verdi: “Manisa’nın parasının Manisa’da kalmasını istiyorum.”

Zeyrek, yerelden büyümenin ve halkın kazancının yine halka dönmesinin ne anlama geldiğini gösteriyor. Manisa kazandıkça Manisalı kazanacak, umut büyüyecek.

MANİSA’YA BÜYÜK YATIRIM: BYD ELEKTRİKLİ ARAÇ FABRİKASI

Festival coşkusu sürerken Manisa geleceğine de güçlü bir adım attı:

Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticilerinden BYD, Manisa’ya yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımla dev bir fabrika kuruyor:

Yıllık 150.000 elektrikli ve hibrit araç üretilecek,

5.000-6.000 kişiye doğrudan, 20.000 kişiye dolaylı istihdam sağlanacak,

İlk üretim 2026 yılı sonunda başlayacak.

Manisa, artık yalnızca tarımın değil, teknolojinin de merkezi olma yolunda ilerliyor.

MANİSA’DAN YÜKSELEN MESAJ: BİRLİKTE ŞİFA OLURUZ

485 yıldır gökyüzünden şifa saçan bu şehir, bu yıl aynı zamanda umut, kardeşlik ve geleceğe güven de saçtı.

Ve Manisa’nın meydanlarından, taş sokaklarından, eski evlerinden yükselen o güçlü mesaj hepimize ulaştı:

“Farklılıklarımız birleşirse, biz de şifa oluruz.”

Manisa, geçmişten aldığı güçle, doğanın ve insan sevgisinin ışığında geleceğe yürüyor.

patronlardunyasi.com