Herkesin bir parçası, Adriyatik'in kraliçesi: Venedik

Herkesin bir parçası, Adriyatik'in kraliçesi: Venedik

Ahhh Venedik… Giacomo Casanova’nın günlüklerinde yer alan, “On bin sayfa, her sayfada başka bir kadın, yine de yetmedi” diye başlayan Venedik mi? Yoksa çocukken ansiklopedi ve tarih kitaplarından tanıdığımız, görmeden önce heyecanlandığımız Venedik mi? Ya da sadece romantik olduğu için balayı destinasyonu olarak seçtiğimiz Venedik mi? Hiç fark etmez, birazdan herkes Venedik'te kendinden bir parçayı bulacak ve dönerken yine kendinden bir parçayı Venedik’te bırakacak.

Herkesin bir parçası, Adriyatik'in kraliçesi: Venedik
16px
24px
06.10.2024 12:38Güncelleme: 06.10.2024 12:58
ABONE OLgoogle

Kaan İNCİLİ


Karayoluyla gelirsek 4 km’lik bir köprünün sonunda, havayoluyla gelirsek 30 dakikalık bir deniz taksi yolculuğunun ardından, deniz yoluyla gelirsek Adriyatik’in kuzeyinde dar bir boğazdan geçtikten sonra görünmeye başlayacak büyülü adacıklar. Birbirine köprülerle bağlanmış bu kum tepeciklerinin üzerinde yükselen irili ufaklı tarihi yapılar, yüzlerce yıldır Venedik’i sırtında taşıyan kazıkların dayanıklılığına hayran bırakacak.

Dar sokakları, köprüleri, meydanları, onlarca çeşit maskeleri, keyifli adaları, bienali, film festivali ve zaman zaman yükselen suları ile Venedik’e hoş geldiniz.

Daha ilk sokağında yürürken hissedeceğiniz büyülü hava, doğru yere geldiğinizden emin olmanızı sağlayacak. Bazen kanalların akustiğiyle kulaklarınıza misafir olan bir gondolcunun aryası, bazen bir meydanda insanların konuşmaları, bazen de San Marco’da bir kafede çalınan eski Venedik melodileri sizi eski Venedik filmlerinin içine çekecek.

San Marco Meydanı, şehrin tarihi dokusunun en büyük kısmını oluşturur. Palazzo Ducale, San Marco Bazilikası, La Campanile ve San Marco Saat Kulesi ile bu meydan, bir dünya mirasıdır. Bu harika yapıları izleyebileceğiniz, 1720 yılında açılmış Avrupa’nın ilk açık hava kafesi Caffe Florian’da güzel bir sabah kahvesi ile Venedik'e “hoş bulduk” diyebiliriz. Sonrasında biraz sanatla gözlerimizi doyurmamız gerekir. Bu amaçla Gentile, Mantegna, Tintoretto, Veronese, Vasari, Leonardo da Vinci ve diğer ustaların eserlerini görmek için doğru adres olan Galleria dell’Accademia’ya gidiyoruz. Sanatseverler için bir sonraki durak ise Peggy Guggenheim Collection olabilir.

Artık güzel bir öğle yemeğini hak ettik. Tipik bir Venedik mutfağı deneyimi için kalabalıktan uzak, küçük bir kanala bakan, 30 kişilik bir aile işletmesi bulup, deniz ürünleriyle başlayan ve devam eden bir öğle yemeğine Veneto bölgesinin harika beyaz üzümlerinden yapılmış bir şarap eşlik etmeli.

1580'lerde yaklaşık 10.000 adet olduğu bilinen ancak günümüzde 500 civarında kalan gondollar, Venedik denilince akla ilk gelenlerden. Siz de büyük kanal ve Rialto’yu içeren bir rota seçerek güzel bir gezinti yapabilirsiniz. Önerim, akşamüstü, müzisyen eşliğinde ve mutlaka eşiniz veya ailenizle birlikte olmasıdır.

Cam ürünlerinde bir dünya markası olan Murano Adası, sertifikalı ve el yapımı olan, dolayısıyla dünyada bir eşi daha olmayan ürünler sunuyor. Venedik sokaklarında göreceğiniz, başka ülkelerde fabrikasyon olarak üretilmiş cam eşyalarla karıştırmayın. Bu cam cennetini keşfetmek için Murano Adası’na birkaç saatlik bir gezi yapabilirsiniz.

Eğer biraz daha renkli evler görmek isterseniz, doğru adres tabii ki Burano Adası. Eski balıkçı ailelerinin yaşadığı bu ada, rengarenk evleriyle tam bir görsel şölen sunuyor. Venedik merkezi sonrasında yeni fotoğraflar için cihazlarınızda yer açmanız gerekebilir.

Ve geldik en özel ana… Artık gün batmak üzere ve günübirlik ziyaretçiler adadan el ayak çekmeye başladı. Bu sırada kısa bir dinlenmenin ardından akşam kıyafetlerinizle tekrar Venedik sahnesine çıkacaksınız. Gündüzün karmaşasından eser kalmamış, ada tüm tarihi dokusuyla görsel şölenini ayaklarınızın altına seriyor. Büyük kanal manzarasında harika bir terasta yapacağınız güzel bir akşam yemeği, tüm günün yorgunluğunu alacak. Sonrasında yine San Marco Meydanı'na dönüp tekrar hoş bir “merhaba” diyeceksiniz. Bu kez sabah kahvesi değil, güzel bir akşam yemeği sonrası şampanyası ve klasik müziğin Venedik tonlamaları eşliğinde bu harika günü noktalayacaksınız.

Bu şehirden ayrılırken saygıyla şu sözlerle veda edeceksiniz ve bir sonraki seyahatinizde yeniden burada olmayı umacaksınız:

Arrivederla Venezia…

Tatmadan Dönmeyin: Tramezzini, Deniz ürünleri, Bellini, Scroppino
Görmeden Dönmeyin: San Marco, Rialto, Galleria dell’Accademia, Palazzo Ducale

Ertelemeyeceğiniz tek hayaliniz, sizi farklı ufuklara götürecek yeni seyahatler olsun. Sevgiyle kalın.

 patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde