'Demirbank iyi günler diler'
Babası Nuri Cıngıllıoğlu'nun ölüm yıldönümünde verdiği ilanlarla gündeme gelen Sema Cıngıllıoğlu, bir gün Demirbank'ın yeniden hayata geçebileceğini söylüyor.

TMSF'nin altı yıl önce el koyduğu Demirbank'ın sahibi Nuri Cıngıllıoğlu'nun kızı Sema Cıngıllıoğlu, kendilerine haksızlık yapıldığını düşünüyor. Aile gelecekte bankacılık sektörüne yeniden girmek niyetinde. Bankanın isminin Demirbank olması bile muhtemel.
MSF'nin 2000 yılında el koyup HSBC'ye sattığı Demirbank'ın sahibi Nuri Cıngıllıoğlu'nun kızı Sema Cıngıllıoğlu hafta içinde verdiği bir ilanla dikkat çekti. Cıngıllıoğlu ailesinin başlattığı hukuk savaşının sonunda Demirbank'ın fona devrinin iptal sonucu çıkmıştı. Sema Cıngıllıoğlu da babasının ölüm yıldönümü için verdiği ilanda hem bu kararı hatırlatıyor, hem de babasını ve Demirbank'ı çok özlediğini söylüyordu. Biz de Sema Cıngıllıoğlu'nun kapısını çaldık ve altı yılda yaşadıklarını babasının odasında, babasından kalan koltuklarda oturarak konuştuk. Ve Demirbank'ın yeniden hayatımıza girebileceğinin sinyallerini aldık.
- Hafta içinde gazetelere babanızın ölüm yıldönümü için bir ilan verdiniz ve 'Babacım seni ve Demirbank'ı çok özlüyorum,' dediniz. Böyle bir zamanda Demirbank'ı anma gereksinimini niye duydunuz?
- Demirbank'ın kurucusu babam Nuri Cıngıllıoğlu, ömrünü bu bankada geçirmiş. Bankayı babamla çok özdeşleştiriyorum. Babamın vefatından iki buçuk ay sonra Demirbank'ı kaybettik. Onun için sanki babam vefat etti arkasından da Demirbank gitti diye düşünüyorum. Onun seneyi devriyesinde evlat olarak babama olan sevgi ve saygımdan dolayı bu ilanları verdim. Bir de sanki, Demirbank'a el konulmasıyla ilgili davaları kazanarak babamıza karşı olan vazifemizi yerine getirdik diye düşündüm ve bir nevi teselli olur diye düşündüm.
'ALLAH'TAN BABAM BUNLARI GÖRMEDİ'
- Babanız hayatını kaybetmeden önce Demirbank'la ilgili olumsuzluklar yaşanmaya başlanmamıştı değil mi?
- Hayır, katiyetle. Babam 9 Ağustos 2000 yılında vefat ettiği vakit Türkiye böyle bir krizin içine henüz girmemişti. Kasım ayında, Demirbank'la beraber ekonomik krize girildi.
- 'Allah'tan babam bunları yaşamadı,' diyor musunuz?
- Evet, babam iyi ki bunları görmedi (dalıyor)... Evet, iyi ki görmedi, diyorum.
- Demirbank sizin için ne ifade ediyordu?
- Benim hayatım hep Demirbank'ın içinde geçti. Ben iki yaşındayken babam Demirbank'ı kurmuş. 11 yaşından itibaren beni iş hayatına alıştırmaya başladı. Sabahları Erenköy'deki evden birlikte çıkardık. O zamanlar köprü yoktu, vapurla Kadıköy'den Karaköy'e geçer, yürüyerek Bankalar Caddesi'ne giderdik. Beni Avusturya Lisesi'ne bırakıp kendisi bankaya giderdi. Öğle tatilinde okulun arka kapısından çıkar merkez şubeye, onun yanına giderdim. Beraber öğle yemeği yerdik. Akşama kadar da bana vazifeler verir, işi öğretirdi. Akşam saat 18.10'da da Karaköy'den Kadıköy'e giden vapura binerek eve dönerdik.
- Babanız daha o yıllarda sizi iş hayatına hazırlıyormuş sanırım...
- Hazırladı evet, babama çok şey borçluyum. Fakat kız evlat olmamdan dolayı beni daima korumaya almıştı. Ben hiçbir zaman Demirbank'ın yönetiminde ya da fiilen bir görevde bulunmadım. Bankacılık çok ulvi bir meslektir ve hiçbir zaman hata kabul etmez. Bankaya yatırılan para halkın parasıdır. Tabii ki insan iş hayatında hatasız olacak diye bir şey yok, kul daima hata yapabilir.
'NEREDEYSE FELÇ OLUYORDUM'
- Kötü şeyler olabileceğini çok öncelerden tahmin ettiği için sizi korumak istemiş olabilir mi?
- Zannetmiyorum, böyle bir şeyi insan hiçbir zaman