CIA'nin gizli arşivindeki Türkiye kayıtları
İngiltere'nin Ankara Büyükelçiği'nde çalışan İlyas Bazna, 'Çiçero' kod adıyla Naziler'e gizli belge satıyordu. Çiçero'yu yakalatan ABD hayranı bir Alman kadın oldu. Amerikalılar, Alman kadını kaçırdı. Naziler İzmir'e kadar kovaladı.
ABD Gizli Servisi CIA, her yıl üzerinden gizlilik ibaresini kaldırdığı binlerce belgesini halka açıklıyor. Sır gibi saklanan belgelerin gün yüzüne çıkmasıyla tarihin karanlık sayfaları da açıklığa kavuşuyor. ClA'nın gizli arşivlerinde Türkiye de geniş yer buluyor. 1980'e kadar olan arşivini kısmi olarak yayınlayan ClA'nın özellikle İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye ile ilgili topladığı bilgiler oldukça çarpıcı.
* 2'nci Dünya Savaşı'nda Türkiye Merkez Bankası'na Almanya'dan neden yüklü miktarda altın gitti?
* Japonlar, "Türkiye bize karşı savaşa girecek. Arabulucu olun" diye kimden yardım istedi?
* CIA kılığındaki Sovyet casusların Cumhuriyet gazetesine gönderdiği mektupta neler vardı?
Türk casus Çiçero nasıl yakalandı?
İkinci Dünya Savaşı'na damgasını vuran en önemli istihbarat operasyonu Ankara'da yaşandı. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Hugessen'in uşağı İlyas Bazna, Naziler'e müttefiklere ait gizli bilgileri satarak savaşın seyrini değiştirdi. Müzik tutkunu İngiliz elçi piyano başına geçtiğinde, Bazna gizlice odasına giriyor ve belgeleri fotoğraflıyordu. "Çiçero" kod adlı Bazna, 1943-44 arasında Naziler'e İngiltere'nin Türkiye'yi savaşa çekmek için yaptığı planları, Tahran, Kahire ve Moskova'daki istihbarat faaliyetlerini ve Normandiya çıkarmasının taslaklarını Naziler'e sattı.
Almanlar, Çiçero'ya hizmetlerinin karşılığında 88 bin sterlin ödedi. Çiçero'nun kimliğinin ortaya çıkarılmasını ise ironik bir şekilde Nazileri sevmeyen bir Alman kadın elçilik görevlisi sağladı. Çiçero yakalandıktan sonra Naziler, Alman 'köstebeğin' peşine düştü. İşte Türk topraklarındaki soluk solukluğa insan avı:
Köstebek Alman çıktı
Alman Büyükelçliği'nde sekreter olan Nele Kapp, sessiz biriydi. Ancak bu genç kız, Çiçero'yu ortaya çıkararak belki de İkinci Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. Babası Almanya'nın Sofya Konsolosu olan Nele, liseyi ABD'de okumuştu. Babasının yanında Sofya'da çalışan Nele burada sıkılınca, savaştan uzak olan Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği'ne gönderildi. Nele aslında Naziler'e karşı içten içe nefret duyuyor; küçükken mutlu olduğu yere, Amerika'ya yerleşmek istiyordu. Ancak değil ABD Büyükelçiliği'ne girmek, kapısına yaklaşsa "vatan haini" diye tutuklanırdı. Bir gün dişinin ağrıması Nele için dönüm noktası oldu. Dişçisi Yahudi bir Almandı. Kendisini bir Amerikalı ile tanıştırması istedi. 2 hafta sonra randevusuna gittiğinde karşısında bir ABD Dışişleri görevlisini buldu. Naziler'e karşı casusluk yapmak karşılığında, sığınma hakkı verilmesini önerdi. Verdiği bilgiler çok ilgi çekiciydi: "Çiçero diye İngiliz elçiliğinde çalışan bir adam var. Bizim elçiliği aradığında büyük hareketlilik başlıyor. Düşük rütbeli görevliler odadan çıkarılıyor" dedi.
Naziler çıkışları tuttu
ABD'li yetkili durumu Ankara masasına bildirdi. ABD, İngilizler'e köstebeğin Çiçero kod adlı bir çalışan olduğu iletti. Tüm elçilik görevlileri sorgulandı. Şüphelilerden biri İlyas Bazna'ydı... İngilizler 3 haftalık takip sonucu Bazna'nın Çiçero olduğunu anladı. Almanlar da İngiltere Büyükelçiliği'nden gelen bilgilerin aniden kesilmesi üzerine şüphelenmeye başladı. Hayati önem taşıyan Çiçero'nun nasıl ortaya çıktığını araştırmaya başladı. Nele için çember daralıyordu. ABD'lilerle temas kurdu. "Beni hemen Amerika'ya gönderin! Hayatım tehlikede..." dedi. Ancak Türkiye tarafsız bir ülkeydi ve bir köstebeğin ABD Büyükelçiği'nde olduğunun ortaya çıkması işleri karıştırabilirdi. Bu yüzden Nele'nin Kahire'ye gönderilmesine karar verildi. Fakat Ankara Naziler'in gözetimi altındaydı. Nele, Naziler'e yakalanmadan Türkiye'den nasıl çıkarılacaktı?