Çevre ödüllerini kimler aldı?
İstanbul Sanayi Odasının (İSO) ''2006 Yılı İSO Çevre Ödülleri'' törenle sahiplerini buldu. İşte ödül alanlar...
İstanbul Sanayi Odasının (İSO) ''2006 Yılı İSO Çevre Ödülleri'' törenle sahiplerini buldu.
İSO'da düzenlenen törende, ''İSO Çevre Büyük Ödülü'' ve ''KOBİ Çevre Proje Ödülü''ne değer firma bulunamadı.
Çevre Teşvik Ödüllerine Borçelik Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ, Sarten Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ, Fırat Plastik Kauçuk Sanayi ve Ticaret AŞ layık görüldü. KOBİ Çevre Özendirme Ödülleri ise Bahçıvan Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ ile Maktel Makine ve Tel Sanayi AŞ'ye verildi. Ödülleri Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler verdi.
''ÇEVRE SORUNLARı, AĞIR CEZALAR UYGULANMASI İLE ÇÖZÜLEMEZ"
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ''Çevreyle ilgili sorunlarımız özel sektöre ağır cezalar uygulanması ile çözülemez. Bu sorunun ve çözüm sürecinin tek muhatabı veya günah keçisi özel sektör değildir'' dedi.
Tanıl Küçük, ''Çevre Sorunlarımız, Sorumluluklarımız, İstanbul'' temalı Çevre Danışma Kurulu Toplantısında yaptığı konuşmada, AB'ye tam üyelik hedefi ve AB mevzuatına uyum zorunluluğunun, çevre gündemini yeni bir boyuta taşıdığını, bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK),çevre ile ilgili düzenlemeler yapılarak, çevre suçu kavramı getirildiğini, Çevre Kanunu'nun yenilendiğini hatırlattı. AB müktesebatına uyum kapsamında son üç yılda, çevreye ilişkin ve sanayiciyi etkileyecek düzeyde otuzun üzerinde yeni yönetmelik çıkarıldığını aktaran Küçük, mevzuat uyumu ve yasaların yenilenmesinin elbette çok temel ve önemli bir aşama olduğunu, buna itirazları olmasının düşünülemeyeceğini kaydetti.
''Ama hayatın gerçeklerinden biliyoruz ki yasa yapmak çözüm olmayabiliyor'' diyen Tanıl Küçük, zaman zaman, işlerin daha da çıkmaza girebileceğini, istenmeyen pek çok yan etkinin ortaya çıkabileceğini bildirdi. Aslolanın, uygulanabilir yasalar yapmak olduğunu belirten Küçük, gerekli alt yapı olmadığı zaman yasaların uygulanmasının riske girdiğini, uygulandığı takdirde de itirazlara neden olduğunu ve vicdanları rahatsız ettiğini söyledi.
Tanıl Küçük, şöyle devam etti: ''Örneğin, Ceza Kanunu ve Çevre Kanunu, çok sayıda yaptırım getirmektedir. Özellikle, çevre kanunu çok yüksek meblağlarda cezalar içermektedir ve bu cezalardan bir kısmı sanayiye üç katı olarak uygulanmaktadır. Caydırıcılığı sağlamak amacıyla ağır yaptırımlar getirilmiştir ama yasanın uygulanması için gerekli alt yapının olmadığı hesaba katılmamıştır. Mesela, çevre konusunun en temel başlıklarından biri olan, tehlikeli atıkların bertarafındaki duruma bakalım. Türkiye'deki tek lisanslı atık yakma tesisi olan, İzaydaş'ın yıllık yakma kapasitesi sadece 35 bin ton iken, Marmara Bölgesindeki yıllık atık miktarı yaklaşık 2 milyon tondur. 1 milyon 800 bin ton geriye kalan büyük miktar nasıl bertaraf ediliyor veya edilecek? Biz şu gerçeğin altını ısrarla çiziyoruz ki çevreyle ilgili sorunlarımız özel sektöre ağır cezalar uygulanması ile çözülemez. Bu sorunun ve çözüm sürecinin tek muhatabı veya günah keçisi özel sektör değildir.''
''Bu ağır cezaların'', ekonominin ve büyümenin lokomotifi olan sanayinin haksız kayıplara uğramasından başka sonuç getirmeyeceğini savunan Tanıl Küçük, ihtiyaç duyulan altyapının oluşturulmasında, başta Çevre ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm taraflara görev düştüğünü aktardı. Küçük, AB'nin çevre politikaları incelendiğinde atığın kaynağında önlenmesine yönelik teşviklerin olduğunun görüldüğünü anlattı.
Çevre kanununda ''Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için çeşitli ekonomik araçlar ve teşvikler kullanılır'' ifadesinin yer aldığını ancak, sanayiciyi temiz teknoloji kullanmaya yönlendirecek somut teşviklerin henüz ortada olmadığını belirten Küçük, ''Öte yandan, çevre mevzuatımız, 'kirleten öder' prensibine göre, endüstriyel atık bertaraf tesislerinin yapılmasının sanayi yükümlülüğünde olduğunu belirtmektedir. Bakanlığımızın görevi ise koordinasyonu sağlamak...'' diye konuştu. Küçük, özel sektör olarak, sanayi olarak yükümlülüklerini kabul ettiklerini ancak destek beklediklerini de ifade etti. İstanbul Ticaret Odası, İSO, Deniz Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Borsası olarak İstanbul'da, bir endüstriyel atık ayrıştırma, ekonomiye kazandırma ve bertaraf etme tesisi kurulması için ortak girişim başlatma kararı aldıklarını da belirten Tanıl Küçük, bu çok önemli ve hassas konuda, bakanlığın koordinasyonuyla birlikte, özellikle arsa konusunda, destek talep ettiklerini anlattı.
BAKAN PEPE'YE...
Tanıl Küçük, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin de bulunduğu toplantıda, sözlerini şöyle tamamladı: ''Sayın bakanımız daha önceki toplantılarımızda, sanayicilerimizi bu alana yatırım yapmaya davet etmişlerdi. Evet, bu alana yatırım yapmalıyız ama hükümetimiz ve de özellikle de Çevre ve Orman Bakanlığımız, özel sektörümüzü bu alana çekmek için gereken özendirici ortamı yaratmalıdır. Çevre yatırımları için, uygun yatırım iklimi oluşturmalıdır. Özel finansman kolaylıkları, finansman imkanları sunulabilir. Bazı teşvikler gündeme gelebilir. Bu söylediklerimiz, özel sektörün kar arayışı olarak algılanmamalıdır. Bizler, etkin bir çevre koruma için sanayi, kamu ve yerel yönetimlerin ortak çözümler üretmesi gerektiğine inanıyoruz. Sayın bakanımızın, sayın valimizin ve sayın büyükşehir belediye başkanımızın bu gün burada bizimle olmaları, bu işbirliği zeminin oluştuğunun ve devam edeceğinin net bir göstergesi, bir ifadesi olduğunu düşünüyoruz.''