Bir prosedürle hükümeti kilitledi
Anayasa'nın 104. maddesine göre 'kararnameleri imzalamak' görevi bulunan Cumhurbaşkanı Sezer, bugüne kadar 729 kararnameyi geri çevirerek hükümeti kilitledi
Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcılarının kararnamesinin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmesi tartışmaya neden oldu.
Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini düzenleyen Anayasa'nın 104. maddesinin B bendinde düzenlenen "Yürütme alanına ilişkin olanlar" bölümünde, "Kararnameleri imzalamak" görevi bulunan Sezer'in, bunu "kararnameleri imzalamamak" şeklinde uyguladığı ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Sezer görevde bulunduğu süre içinde 729 kararname ile atamalara ilişkin 22 bakanlar kurulu kararını geri çevirdi. Başbakan eski Müsteşar Yardımcısı Yaşar Yazıcıoğlu, kendi dönemlerinde kararnamelerin veto edilmeden önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından bilgilendirildiklerini, istenen ek bilgi ya da belgeleri sunarak sorunun aşıldığını anlattı. Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'in başbakanlıkları döneminde müsteşarlık görevinde bulunan Yazıcıoğlu, "Vetodan önce bize bilgi verilir, biz de Köşk'e çıkar izahat verir, ya da istenirse ek bilgi ya da belgeleri sunardık" dedi.
GEREKÇE GÖSTERİLMELİ
Cumhurbaşkanlarının kararnameleri geri çevirmeleri uygulamasının geçmiş dönemlerde de yaşandığını, ancak hiçbir zaman bu denli çok veto olayının gerçekleşmediğini ifade eden Yazıcıoğlu, "Cumhurbaşkanı bir atamayı geri çevirdiği zaman, gider genel sekreteri ile görüşürdük. Neden atamadı derdik? Bize izah ederlerdi" diye konuştu.
Başbakanlık Müsteşarı ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri'nin diyalog halinde olduğunu anlatan Yazıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakanlık Müsteşarı ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri arasındaki diyaloğ bu açıdan çok önemli. Eğer atama geri çevrilecek olursa, genel sekreter bize önceden haber verirdi, biz de gider izah ederdik. Ek bilgiler isterdi, gider bilgilendirirdik. Böylece sorun aşılırdı."
Başbakanların özellikle istediği atamaların gerçekleştirilmesinin devlet geleneği olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "Bazı atamalarda ısrarlı olurduk. 'Bunu Başbakan çok istiyor' derdik,o zaman kabul edilirdi" dedi.Yazıcıoğlu şunları söyledi: "Başbakan bir atamada çok ısrarlı olursa, o zaman kendisi Cumhurbaşkanı'na gider izah eder, imzalatırdı. Ben Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'le çalıştım, Başbakan'ın çıkıp da geri çevrildiği bir atama olmadı. En büyük sorun vali ve emniyet müdürü atamlarında çıkardı. Hakeza TRT, Emniyet ya da Diyanet çok önemli atamalardı. Eğer Başbakanlık Müsteşarı bu kararnameleri çıkaramazsa, Başbakan çıkar imzalatırdı."
ATAMALARA KARIŞMAMALI
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu: Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının kararnameleri imzalaması aslında bir prosedürü tamamlamasıdır. Yani cumhurbaşkanı'na giden kararname, ataması yapılan kişinin şartları yasalara uygun değilse, geriye gönderilebilir. Bunun dışındaki duruma Cumhurbaşkanı karışmamalıdır.
Çünkü sorumluluğu yoktur. Sorumluluk bakan ve başbakandadır. Cumhurbaşkanı kararnameleri gerekçesiyle birlikte iade etmelidir. Bu gerekçe kişinin inancıyla, siyasi görüşü ve felsefi görüşüyle ilgili olmamalıdır. Yasal olarak şartları uymuyorsa, onu geri göndermeli ve gerekçesini de sunmalıdır. Bunun dışında yerindelik denetimi dediğimiz, hükümetin takdir hakkına giren konulara girmemesi gerekir. Bu dönemde Sayın Cumhurbaşkanı çok sayıda kararnameyi iade etti. Bu doğru değildir. Parlamenter rejimle bağdaşmaz.
YETKİLERİ DÜZENLENMELİ
Eski TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya: Cumhurbaşkanı kararnameleri imzalar ya da imzalamaz. Ancak bu belli bir sayıya çıktığında parlamenter düzendeki cumhurbaşkanının görevi ve Anayasa'daki konumunu tartışılır hale getirir.
Kararnamelerin istisna oranı dışındaki bölümünün geri gönderilmesi, örtülü bir başkanlık sistemi yetkisinin kullandığı sonucunu doğurur. Sayı bu şekilde yüksek bir rakama ulaştığı zaman cumhurbaşkanının yetkilerinin yeniden düzenlenmesi gerekliliğinin şart olduğunu gösterir. Cumhurbaşkanının görev ve sorumluluklarıyla ilgili olarak Anayasa'da yapılması gereken çok acil iki düzenleme gerekiyor. Cumhurbaşkanlarının yasaları inceleme süresi verilmiştir, kararnamelerde ise böyle bir süre yoktur. Kararnameler için de belli bir süre sınırlaması getirilmesi gerekir. Bunlara ek olarak cumhurbaşkanının kararnameleri gerekçesiz geri göndermesinin önünü geçilmelidir.
Hamdi Ateş/Yeni Şafak