Bal gibi atarım demekle olmaz
TÜSİAD BAŞKANI, BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN BAL GİBİ ATARIM SÖZÜNE TEPKİ GÖSTERDİ.
Sabancı: Güven sağlayıp düzeni devam ettirecek bir isim atansın hükümetin başımız üstünde yeri var.
Türkiye Sanayici İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, Merkez Bankası başkan adayı belirlenmesi sürecinde "uzlaşma" çağrısı yaptı. Sabancı, "bal gibi atarım, istediğim kişiyi atarım" şeklinde bakışların yanlış olduğunu belirterek piyasalara güveni tesis edecek bir ismin atanması gerektiğini kaydetti. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ve TÜSİAD Genel Sekreteri Haluk Tükel, SABAH Gazetesi ziyaretinde Merkez Bankası'nda Avrupa Birliği sürecine kadar gündemin sıcak konuları hakkında açıklamalarda bulundu:
BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR
Türkiye Merkez Bankası'nın başarısı herkes tarafından kabul edilen bir başkanı ve yönetimi vardı. Doğrusu, Sayın Süreyya Serdengeçti'nin neden yeniden atanmadığını TÜSİAD olarak merak ediyoruz. Bizim bilmediğimiz bir kusuru varsa bilmek isteriz. Tabii ki kimse hatasız, mükemmel değildir. Ancak üzerinde görüş birliğine varılan bir isimdi. Devam kararı alınsaydı hükümetin de itibarı yükselirdi.
Yeni süreçte Hükümet'in atadığı isim Cumhurbaşkanı tarafından onay görmedi. 14 Mart tarihinde görev süresi dolan bir Merkez Bankası başkanlığına iki hafta geçmiş olmasına rağmen bir atama yapılamamış oldu. Halbuki görev süresinin ne zaman bittiği belliydive uygun bir isim belirlenmesi için uzun bir süre vardı. Sürecin çok iyi yönetilemediği ortada. Merkez Bankası çok hassas bir kurumdur. Vekaletle yönetilen birçok kurum var şu anda ancak Merkez Bankası vekalet ile yönetimi kaldırmaz.
Halbuki hem iç hem de dış piyasalara güven mesajı verecek bir isim üzerinde uzlaşma sağlanabilirdi. Hükümet güveni tesis edecek ve uzlaşma ile belirlenen bir isim atanmasını sağlarsa başımızın üzerinde yeri var. Bu isim Hükümet'in kendine yakın gördüğü bir isim de olabilir. Yeter ki uzlaşma ile ataması yapılsın.
Biz TÜSİAD olarak her zaman doğruları alkışlarken yanlış bulduğumuz konuları eleştirdik. Merkez Bankası'na atama sürecini eleştiriyoruz ancak Hükümet'in hakkını da vermek gerekiyor. Özellikle Avrupa Birliği konusunda müzakere tarihi alınana kadar çok başarılı oldular. Ekonomide de birçok olumlu adım attılar. Ancak hep aynı noktaya geliyoruz. Türkiye olarak önceliklerimiz belli değil. Eğitim olsun, yargı olsun ya da kayıtdışı olsun bu noktalarda gerekli adımlar bir türlü atılmıyor.
Son günlerde tekstil ile başlayan turizmile devam eden sektörlerde vergi indirimi çalışmaları var. Ancak bunlar hep kısa vadeli çözümler. Yaşanan sıkıntıları çözecek adımlar değil. Aynı şey 49 ile verilen teşvik konusunda da yaşandı. Temelinde iyi ve doğru bir düşünce ancak amacına hizmet etmiyor. Ege'deki şehir ile Doğu Anadolu'daki aynı kategoride. 500 dolar milli geliri olan il ile bin 200 olana aynı teşvik veriliyor. Bu yanlış.
REKABET GÜCÜ ARTMALI
Biz TÜSİAD olarak tüm bu konularda akademisyenlerle işbirliği içinde katkı yapmaya çalışıyoruz. Eğitimden tarıma ekonomiden hukuka kadar geniş bir alanda raporları sunuyoruz. Raporlar sadece tespit yapmıyor; birer çözüm, farklı bakış açısı da sunuyor.
Türkiye'nin rekabet gücünü artırması lazım. Önümüzdeki hedef bu olmalı. Suni gündem maddeleriyle uğraşmakla zaman kaybediyoruz. Bakın, Avrupa Birliği 2000 yılında 10 yıllık hedeflerini belirlemiş. Geçtiğimiz yıl da bu hedeflerin gerisinde kalınacağını görünce önlem alma yoluna gitti. Onlar bile rekabet güçlerini arttırma endişesi duyuyorsa bizim için bu güç çok daha önemli olmalı.
'Başbakan çok yoğun çalışıyor'