Atlantic dergisine göre birçok öğrenci üniversiteye neredeyse kitap okumadan geliyor
Sosyal medyanın yükselişi ve X’le birlikte uzun metinler okumaya yönelik tahammülsüzlüğün artması üniversite eğitimini de etkiliyor. Atlantic dergisine göre elit üniversitelerde bile birçok öğrenci üniversiteye neredeyse kitap okumadan geliyorlar.
ABD’nin en iyi üniversitelerinden 33 profesörün anlattığına göre tek bir kitap bile okumadan Columbia gibi üst düzey bir üniversiteye giren öğrenciler var. Bu durum z kuşağının ‘kitap okumayı bir zaman kaybı olarak gördüğü’ gerçeğini ortaya koyuyor. Atlantic’e göre sorun, “bugünün çocuklarının” okumaya karşı ilgisiz ya da meraksız olması gibi görünmüyor. Bunun yerine, gençler kültürel bir mesaja yanıt veriyor olabilir: Kitaplar o kadar da önemli değil.
Atlantic’in vardığı bu sonuç dünyanın ilk 3 üniversitesi arasında gösterilen Harvard’da da kendini göstermiş durumda. Üniversitenin öğrenciler tarafından çıkarılan resmi okul gazetesi Harvard Crimson’da çıkan bir yazı bu tartışmanın alevlenmesine sebep oldu.
‘ZORUNLU OLSUN’ ÇAĞRISI
Tarihi 1636 yılına kadar uzanan üniversitedeki 25.000 öğrenci arkadaşını azarlayan Edebiyat bölümü öğrencisi Claire Miller, üniversitenin en azından bir kitap okunmasını zorunlu tutması gerektiğini iddia etti. Miller, yılda 56,000 $’dan fazla eğitim ücreti ödeyen öğrenciler için üniversitenin İngilizce dersini zorunlu hale getirmesi çağrısında bulundu. Harvard’lı öğrenci makalesinde akranlarını “En son ne zaman bir kitabı baştan sona okudunuz?” sorusunu sorarak eleştirdi. Okul yönetiminin de bu konuda gerekeni yapmadıkları konusunda uyardı:
“Öğrenciler 25 sayfadan fazla okumalarını gerektiren ödevlerden sıkıcı ya da bunaltıcı diye yakınıyorlar (eğer işi ChatGPT’ye devretmiyorlarsa). Bize okumamız için tam bir kitap verilmesi çok nadirdir ve onları gerçekten bitirmemiz daha da nadir. Harvard’ın öğrencilerinin edebiyata olan saygısını yeniden canlandırmak gibi bir yükümlülüğü var.”
25 SAYFADAN SONRASI BUNALTICI
Dergideki bir diğer yazı ise Z kuşağının kitap okumamanın yanısıra derslere katılım konusunda da tamamen isteksiz olduğunu gösteriyor. “Harvard bir okuldur. Sınıfa gitmemiz gerekiyor” başlığını taşıyan yazıda şu ifadeler yer alıyor: “Harvard bir diplomadan daha fazlasıdır. Harvard, birlikte öğrenmek için bir araya gelmiş parlak, çalışkan insanlardan oluşan canlı bir topluluktur - meydan okunacak, sorular sorulacak ve keşfedilecek bir yer. Harvard, Amerika’nın gelecekteki liderlerini önemli ölçüde sınıflarında yetiştirmektedir. Derse gittiğimizden emin olalım.”
patronlardunyasi.com
