28 Şubat'ın aktörleri şimdi ne yapıyor?

28 Şubat'ın aktörleri şimdi ne yapıyor?

28 Şubat'ta iş başında kimler vardı? Peki şimdi hangi durumdalar...

28 Şubat'ın aktörleri şimdi ne yapıyor?
16px
24px
27.02.2007 09:25
ABONE OLgoogle

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Sürecin cumhurbaşkanı. 28 Şubat'ı 'Türkiye'nin rayına sokulması' olarak tanımladı. Köşk'teki görev süresinin uzatılacağına inanıyordu. 'Güniz Sokak'ta tavuk beslemem.' açıklamasını yaptı. Ancak 5 Nisan 2000'de büyük bir sürpriz yaşadı. Şimdi Güniz Sokak'ta eşiyle birlikte emekliliğin tadını çıkarıyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı: Emekli oldu. Ulusalcıların 20-25 kişiyle yaptıkları toplantıların onur konuğu. En son 'erke dönergeci'nin tanıtım toplantısında görüldü. Basın mensuplarına, "Ben meraktan geldim. Ama sırrı öğrenemedim. Öğrenirseniz bana da söyleyin." dedi.

Oramiral Güven Erkaya: Refahyol'un kurulmasından bir ay sonraki resepsiyonda rakı istedi. 28 Şubat'ın gerekçesini Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın belediye sınırları içinde içki ve yılbaşında hindi satılmasını yasaklamasına bağladı. Sürecin aktif isimlerindendi. 2000 yılında vefat etti.

Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir: Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) fikir babasıydı. Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand'ın PKK ile ilişkilendirildiği "andıç olayı"nın mimarı olduğu yazıldı. Gazetelerdeki 'üst düzey bir komutan' ismiyle çıkan haberlerdeki kaynağın o olduğu ileri sürüldü. Emekli olduktan sonra, o dönemde hata yapıldığını kabul ettiği köşelere yansıdı. 12 Mart döneminde işkence yapmak ve Mogadişu'daki görevinde başarısız olmakla suçlandı. Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığı toplantıda kullandığı sözler sebebiyle basında eleştirilince medyayı; 'Tıynetlerini gördük.' diye suçladı. Şimdi ticaretle uğraşıyor.

Tümgeneral Erol Özkasnak: 28 Şubat'ta medyadaki psikolojik harekâtı yönetti. Basına ve yargı mensuplarına verilen brifingleri organize etti. Emekli olduktan sonra ise medyayı yerden yere vurdu. Gazetecileri komutanlara yaranmak için 'askerî kaynaklı haber kırıntılarını bile manşet yapmak'la suçladı. Bazı basın mensuplarının, karargâh bir şey söylemeden haber kaynaklarını ihbar ettiklerini açıkladı. Süreçte gazetecilerin kendilerine espriyle karşılık vermeye cüret edemeyeceklerine dikkat çekti.

Tuğgeneral Osman Özbek: Libya ziyareti gerekçesiyle Başbakan Necmettin Erbakan'a sarf ettiği hakaret içeren sözlerle tanındı. Emekli olduktan sonra yanlış anlaşıldığını savundu. Medyayı da suçladı: 'Sizinle bir saat beraber olmak için randevu talep edenleri görevinizden ayrıldıktan sonra görmüyorsunuz.' Artık ulusalcılarla birlikte.

Yalım Erez: Süreci devam ettirecek bir hükümet için Cumhurbaşkanı Demirel'den yetki aldı. Ancak Çiller'in Ecevit'le anlaşmasıyla büyük bir şok yaşadı. O günleri kimseyle konuşmuyor.

Dinç Bilgin: Medya patronu. Sabah ve atv, süreçte önemli bir rol oynamıştı. 28 Şubat'ın ardından gelen ekonomik krizde bankasını ve medya grubunu kaybetti. İtirafları ise kamuoyunu sarstı: "28 Şubat döneminde önce Ankara büroları devşirildi, onlar da merkeze etki etti. Büyük gazetelerin askerle teması vardı. O dönemde 'gayri nizami harp' yöntemleri uygulandı. Büyük hatalar yaptık."

Korgeneral İzzettin İyigün: 2004 yılında 28 Şubat'ın öne çıkan komutanlarını şoke eden bir çıkış yaptı: "Sincan'da tankları ben yürüttüm. Öncesinde ne Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın haberi vardı, ne de Çevik Bir'in. Sadece 3 kişi biliyorduk: Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal ve ben." (Çevik Bir, tankların yürüyüşüyle ilgili olarak, "Balans ayarı yaptık" demişti.)

Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş: RP'ye kapatma davası açtı. Davada Batı Çalışma Grubu (BÇG)'na ait belgeleri kullanmaktan çekinmedi. FP'nin kapatılması konusundaki ek delillerinin arasına izinsiz dinlenmiş telefon kasetini koyması eleştirildi. 26 Ekim 1999'da, "Sansür gelsin, izinsiz telefon dinlensin, mektuplar açılsın." gibi taleplerde bulundu. Emekli olduktan sonra İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in ulusalcı dergisi Aydınlık'ta yazar oldu. Kapattığı partilerin lideri Erbakan'a bakışı da değişti. Milli Görüş'ün liderinin gazetesi Milli Gazete'ye röportaj verirken Erbakan'ı övdü; Başbakan Erdoğan'a ağır ithamlarda bulundu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden: İrtica konusundaki açıklamaları ve verdiği ilginç kararlarla tanındı. Emekli olduktan sonra Vural Savaş ve Osman Özbek'le birlikte Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi'ni (CDP) kurdu. Ancak yürümedi. ADD'nin başına geçti, burada da mutlu olmadı. "2 milyonluk aidatını ödemeyen kişi, adam olamaz ki, Atatürkçü olsun! Atatürkçülük rozette kalmış.. Lafta kalmış." dedi. Perinçek'in ajanlıkla suçladığı ulusalcı gazete Türksolu'nda köşe yazıyor.

Fadime Şahin: Aczmendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz'le basıldıktan sonra yaşlı gözleriyle hemen her haber bülteninin konuğu oldu. Süreçte öne çıkarılan sözde tarikat liderlerinden biri de Ali Kalkancı idi. Şahin'in Kalkancı ile de ilişkisi vardı. Kalkancı'nın kendisine zorla tecavüz ettiğini ileri sürdü. Fadime Şahin şimdi yurtdışında lüks bir hayat sürüyor. Ali Kalkancı ise 5 çocuğunun annesi eşinden boşanmak için açtığı dava ile uğraşıyor. Nazen Kalkancı, boşanmak için 2 milyon YTL tazminat istiyor

Zaman

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde