Gündem


Rekabet Kurulu, Türkiye’nin önde gelen dizi yapım ve dağıtım şirketleri ile dijital pazarlama firmaları hakkında, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ihlal edilip edilmediğini belirlemek amacıyla bir soruşturma açıldığını duyurmuştu.

#video_8981305#

Gazeteci Fatih Altaylı Youtube’daki programında bu soruşturmayı eleştirdi ve şunları söyledi: 

OFİSLERİNİ BASIP ANLAŞMALARINI ELE GEÇİRDİLER

“FETÖ’nün devlet içerisinde etkin, yargıyı ve emniyeti kontrol ettiği, halen belli biçimde kontrol ediyor da, yoğun biçimde kontrol ettiği, tamamen ele geçirdiği dönemde Türkiye’deki televizyon yapım şirketlerine yönelik bir soruşturma açılmıştı. Bunların sahipleriyle ilgili ciddi iddialar gündeme gelmişti. Bunların ofislerine baskınlar yapılıp sözleşmeleri, anlaşmaları ele geçirilmişti. Daha doğrusu emniyet tarafından alınmıştı. 

AMERİKAN İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ’NÜN VERDİĞİ GÖREVDİ

Sonra ilerleyen zamanda ortaya çıktı ki, aslında bunun amacı bu bir Amerikan operasyonu. Amerikan istihbarat örgütlerinin FETÖ’ye verdiği bir görevdi bu. Çünkü Türk dizi sektörü Hollywood’u ciddi şekilde rahatsız ediyordu. Güney Amerika pazarında Hollywood’un önüne geçmişti. Avrupa pazarında zorlamaya başlıyordu. EMA dediğimiz Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ciddi biçimde Amerikan dizilerinin önüne geçmişti. Hollywood’un ardından dizi sektörü ikinci olmuştu. FETÖ bu sözleşmeleri, yani Türk dizi sektörünün yabancı kanallarla yaptığı anlaşmaları ele geçirip bunu Amerikan istihbaratına teslim ettiği daha sonra ortaya çıktı. Bir anlamda bizim dizi sektörümüzün ticari sırları rakiplerine verilmişti FETÖ eliyle. 

İÇ PAZARDA REKABETE AYKIRI BİR ŞEY YOK

Bu son yapılan Rekabet Kurulu soruşturması da bir FETÖ operasyonu diyemem ama benzer bir amaca hizmet ediyormuş gibi görüntü veriyor. Bizim dizi şirketlerinin Türkiye içerisinde rekabete aykırı hareketleri varsa eğer elbette bu Rekabet Kurumu’nun ilgi alanına girer. Der ki, kardeşim sen rekabete aykırı hareket ediyorsun. Ancak Türkiye’de hiçbir dizi şirketinin, dizi yapımcısının Pazar hakimiyeti Rekabet Kurulu’nun rekabete aykırılık iddia edeceği ölçüde değil. 

En yüksek pazar payına sahip şirket de değil, ortaklık bildiğim kadarıyla iki dizi şirketinin ortaklığı yüzde 7 civarında paya sahip. Kimsenin diğerlerine egemen olacağı bir şey yok. Tam aksine tutmayan dizi kaldırılıyor. İçeride rekabete aykırı bir şey hemen hemen yok. 

GELİNEN NOKTA BİR ÖNCEKİ SORUŞTURMAYA BENZİYOR

Ancak bu soruşturmada bildiğim kadarıyla gelinen nokta aynen bir önceki soruşturmaya benziyor. Yapım şirketlerine yöneltilen suçlama şu: Sözleşmelerde iyi dizileri satın alan müşterilere bazı vasat dizileri de satın alma zorunluluğu getirilmesi. 

Diyelim ki senin 10 dizin var. Bu 10 dizinin 3’ü yüksek, 3’ü orta, 4’ü de kötü reyting alıyor. Yabancı bir televizyon senden, diyelim ki bir İspanyol, bir Fransız, bir Japon veya bir Peru televizyonu sana diyor ki, bana şu 4 diziyi ver. Sen de diyorsun ki tamam veririm ama şu ve şu dizileri de alacaksın. Yani iyi 4 dizinin yanına 3 tane de onlar kadar reyting yapmayan vasat dizi ekliyor. Bu yıllardan beri böyledir. 

HOLLYWOOD’UN İŞLEYİŞİ DE BÖYLE

Ben televizyon yönettim yıllarca. Diyelim ki Hollywood’da bir şirketten 50 tane, 100 tane film alacaksın. Sana der ki, 5 tane süper film veririm, 15 tane orta karar film veririm, 20 tane de paçavra film veririm, 10 tane de berbat film veririm. Ama sen o 5 iyi filmi ve onun yanındaki 15 tane orta karar filmi almak için diğerlerini de kabul edersin. Zaten öbürlerinin değeri, her birini değeri uyduruyorum birer milyon dolardır, diğerleri 50’şer bin dolardır. O da bir paçal yaparak elindeki kötü ürünleri, diğerlerini lokomotif yaparak satar. Yani bütün Hollywood işleyişi, benim televizyonda yöneticilik yaptığım, ben televizyonda 90’ların ortasından beri yöneticilik yaptım gördüğüm hep buydu. 

AMERİKAN KURULU HOLLYWOOD’A BİR ŞEY DEMİYOR

Aynı şeyi Türk dizi yapımcıları dışarıya yapıyorlar ve Rekabet Kurumu diyor ki, bunu yapamazsın. Ulan sana ne. Bunlar Türkiye’ye döviz kazandırıyorlar nesini yapamaz. Amerika’da rekabet çok ciddi bir denetime tabidir. Amerikalılar bunu yaparken Amerikan devleti hiçbir şey demiyor. Amerikan kurulu hiçbir şey demiyor, çünkü dışarıya satıyor zaten. Bu rekabeti önleyen bir şey değil. Bu memleket lehine bir şey. Yani senin elindeki tapon malı da pazarlıyorsun, ülkene döviz kazandırıyorsun. Ve Rekabet Kurulu da bunu engellemeye çalışıyor. 

GEÇMİŞTE FETÖ’NÜN YAPTIĞINI HATIRLATIYOR

Bu FETÖ’nün o gün yaptığından çok da farklı bir şey değil. Hala FETÖ var mıdır, yok mudur oralarda onu bilmem. FETÖ’nün halen pek çok yerde olduğunu biliyorum ama bu Rekabet Kurulu’nda ne kadar vardır, ne kadar yoktur bilmem. Ama bu yaptıkları FETÖ’ye yakışır bir iş. Geçmişte FETÖ’nün yaptığını hatırlatan bir iş diyebilirim.

BAZILARI HARİÇ HERKES DIŞARIYA DİZİ SZATIYOR

Herkes dışarıya dizi satıyor. Bazıları satamıyor. Tamamen iç pazara yönelik komedi yapıyorsun ama çok yerel bir şey. Onu dışarıya satamıyorsun. Veyahut da çok fazla mafyatik falan dizi yapıyorsun, ancak Türklerin anlayabileceği düzeyde onu da satamıyorsun. Ancak onun dışında dizi satıyor zaten. Ama ne bileyim Abdülhamid’i almıyorlar herhalde. Kim niye alsın Abdülhamid’i.”

 

patronlardunyasi.com