Patronlar


Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, iş dünyası paylaşım sitesisinde yazılarını paylaşmaya devam ediyor. İş dünyasıyla ilgili farklı konulara değinen Ülker bu kez, şirketlerin itibar stratejisiyle ilgili bir yazıyı kaleme aldı. Murat Ülker yazısında şöyle yazdı: 

GÜVEN VE İTİBAR BİRLİKTE ÇALIŞIR

“İnsan ilişkilerinde olduğu gibi, güven ve itibar birlikte çalışır. Bir şirket şeffaf, dürüst ve etik ilkelerle hareket ederek tüketiciler, müşteriler, çalışanlar ve diğer paydaşlarla güvene dayalı bir ilişki kurar. Bu sağlam temel, zor zamanlarda ayakta kalmayı ve zorlukları aşabilmeyi sağlar. 

Güçlü bir itibar, markanızın zirve yolculuğunda şarttır. Müşterilerin tercihi güvendikleri ve saygı duydukları markalardır. İtibarlı bir şirket veya organizasyon, tüm paydaşlarıyla ilişkilerinde, iyi yetenekleri işe almak, yeni pazarlara açılmak, yatırımcı çekmek gibi birçok konuda avantajlıdır. 

İTİBAR BİR GECEDE KAZANILMAZ

İtibar bir gecede kazanılmaz; ama bir anda kaybedilebilir. Zamanla, tutarlı eylemler ve fedakarlıkla inşa edilir. Çıktılarınız olan ürün ve hizmet, iletişim kurma şekliniz itibarınıza müspet veya menfi katkıda bulunur. Şirketlerin itibarlarını inşa etmek, korumak ve geliştirmek için sürekli gayret göstermeleri gerekmektedir.

Övünmek, üstenci davranmak itibarınızı tehlikeye atar. Alçakgönüllülükte aşırılık da zillete yol açabilir. Müdanasız davranmaktan ziyade, toplumla ölçülü ilişkide olmalısınızdır.

PEMBE İNCİLİ KAFTAN HALA AKLIMI KURCALAR

Çocukken okuduğum Pembe İncili Kaftan hikayesi hala aklımı kurcalar. Keza, Sabitoğlu Numan’ın hastalandığı vakit çevre temizliğini gerçekleştirememesi üzerine komşunun şikayet etmesi ve aslında o berbat kokunun komşudan kaynaklandığının meydana çıkışı, Peygamberimizin kendini metheden birisinin yüzüne toprak atması ve bize de böyle davranmamızı öğütlemesi hep aklımdadır. Ne kadar zordur günümüzde, etraftan etkilenmeden ve yine etrafımızın doğru değerlendireceği şekilde davranmak, itibar ve mütevazılığı birbirine karıştırmak...

BABAM ÖVÜLDÜĞÜNDE ‘BİLMUKABELE’ DERDİ

Bir komşumuz vardı. Mısırözü yağı fabrikası; sahipleri bir aile idi. Kardeşleri Süleyman bey rahmetli günlük kıyafetiyle hava müsait olduğunca bahçede kantarın dibinde oturur ve patronu soranlara “bendenizim efendim” yani hizmetkarınızım derdi. Gelenler de onu es geçer, patronu bulmaya girerdi. 
 
Rahmetli babamın da telefonu açtığında “bendeniz Sabri” deyişine çok şahit olmuşumdur. Beklenmeyen övgülere ise “bilmukale” derdi kısaca; kastını sorduğumda samimi mi, gerçek niyeti nedir, bilmiyorum “onçin aynı şekilde" diye karşılık veriyorum, demişti.

patronlardunyasi.com