Finans


Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, Türk Ticaret Kanunu Tasarısının, son 50 yılda yaşanan gelişme ve yeniliklere uyum konusunda önemli kazanımlar getireceğinin açık olduğunu söyledi.

SPK Başkanı Erol, 2000 yılından beri devam eden çalışmalar sonucunda Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın 25 Kasım 2008 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlandığını ve söz konusu tasarı üzerindeki müzakerelerin sürdüğünü hatırlattı.

Tasarının, Türkiye'de yaklaşık 50 yıldır uygulanmakta olan Türk Ticaret Kanununda (TTK) "köklü değişiklikler" öngördüğünü ifade eden Erol, şöyle konuştu:
"TTK'nın, yasalaştığı 1956 yılının koşulları çerçevesinde çağdaş nitelik taşıyan, gününün temel sorunlarını çözmeye, geleceğe yönelik kurumların önünü açmaya yönelik hükümler içeren bir kanun olduğu tartışmasızdır. Ancak, aradan geçen yaklaşık 50 yıllık dönem, çok büyük teknolojik gelişmelere tanık oldu. Ticaret yaşamının koşulları değişmiş, internet yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuş, elektronik imza yaygın biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknolojik gelişmeler, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu gibi temel kanunların çağdaş standartlarda yeniden düzenlenmesini gerekli kılmaktadır. Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmasının genel kabul gören bir ihtiyaç olduğuna şüphe yoktur."

SPK Başkanı Erol, TTK tasarısındaki, "pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkının genişletilmesi ve modern bir yapıya kavuşturulması, buna paralel olarak özel denetçi talep hakkının bireysel bir hak haline dönüştürülmesi, yeni azınlık haklarının ihdas edilmesi, pay sahiplerine haklı sebeplerle ortaklığın feshini dava etme hakkının tanınması, ortaklığın kendi paylarını iktisap yasağına ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi, azınlığa tanınan bilanço görüşmelerinin ertelenmesini talep hakkının sağlıklı bir düzenlemeye kavuşturulması, rüçhan hakkının sınırlandırılması hususunda genel kurula yetki tanınması suretiyle pay sahiplerinin korunması, elektronik yöntemlerle genel kurul toplantılarına katılımın sağlanması" gibi düzenlemelerle pay sahiplerinin anonim şirket içindeki konumunun güçlendirildiğini vurguladı.

Tasarıda, şirketler topluluğunun ilk defa kanunda düzenlenerek, grup şirketler, hakim-bağlı şirket ilişkileri, yatırımcının menfaatlerini g özetecek bir biçimde kaleme alındığını belirten Erol, "Aynı şekilde şirket birleşmeleri, bölünme ve tür değiştirme işlemlerinde de ciddi ölçüde reform yapıldığını söylemek mümkündür" dedi.

Turan Erol, "Öngörülen düzenlemeler dikkate alındığında, tasarının gerekçesinde işaret edilen hedef ve amaçları doğrultusunda, TTK'nın son 50 yılda yaşanan gelişme ve yeniliklere uyum konusunda önemli kazanımlar getireceği açıktır" diye konuştu.

Tasarı hükümlerinin ekonomik yönden de analiz edilmesi gerektiğini kaydeden Erol, şunları söyledi:
"Bu açıdan anonim şirketlere, düzenleyici kurumlara hatta pay sahiplerine ilişkin olarak öngörülen hükümlerin maliyeti de gözden uzak tutulmamalıdır. Bu çerçevede bütün sermaye şirketlerine web sitesi hazırlama yükümlülüğü öngörülmesi ve bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde hapis cezası getirilmesine ilişkin düzenlemelerin, özellikle yaşadığımız küresel finansal kriz ortamında şirketlerin maliyetlerinin mümkün olduğunca düşürülmesi gereği karşısında tekrar gözden geçirilmesinin yerinde olacağı açıktır."

Turan Erol, tasarının, Sermaye Piyasası Kurulu'na yalnızca borsaya kote şirketlerle ilgili olarak bazı konularda düzenleme yapma yetkisi tanıması ve tasarıda açıkça yetki verilmeyen konularda düzenleme yapılmasının uygulamada sorunlara yol açabileceğine de işaret etti.

Tasarının 134. maddesinin ikinci fıkrasının, TTK dışındaki diğer kanunlarda yer alan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin ayrık hükümleri yok saydığını ifade eden Erol, "Oysa TTK genel bir kanundur. Buna göre bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasası ve rekabet alanlarını düzenleyen kanunlar özel kanunlardır. Kanunlar arası ihtilaflarda hangi yolun izleneceğine ilişkin karışıklığa yol açıcı düşüncelere sebebiyet verilmemesi için ikinci fıkra kaldırılmalıdır" diye konuştu.