Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, AB’yle başlayan müzakere sürecinin Türkiye’nin büyümesine çok olumlu katkı yapacağını söyledi. Vorkink, Türkiye’nin ekonomide yeni çıpasının AB olduğunu, müzakere sürecinin uzun sürmesiyle yabancı sermaye akışının artacağını belirterek, ‘AB fonlarının eksik kaldığı yerde biz Dünya Bankası olarak devreye gireceğiz’ dedi.
DÜNYA Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye için, müzakere sürecinde Avrupa Birliği (AB) ile her zamankinden daha yoğun bir mesai içinde olacaklarını belirterek, AB’nin fon sağlamadığı alanlarda mali destek sağlamaktan, ‘liderlik, seminerler, teknik desteğe’ kadar geniş bir programın içinde olacaklarını açıkladı. Vorkink, soruları şöyle yanıtladı:
AB’NİN VEREMEDİĞİ FONU BİZ VERECEĞİZ:
AB ile çok yakın koordinasyon içindeyiz. Burada aynı binadayız. Brüksel’de de yoğun ilişki içindeyiz. AB’nin odaklandığı ama finanse edemediği çevre gibi bazı alanları biz finanse ediyoruz, edeceğiz. Çevre konusunda öyle çok paraya ihtiyaç var ki, her yıl 1 milyar Euro alsanız bile yetmez.
AYRINTILARDA DESTEK BİZDEN:
Müktesebat ayrıntı içermiyor. Standartları koyuyor ama işleyiş detaylarını içermiyor. İşte buralarda bizim uzmanlığımız devreye girecek. Sözgelimi hukuk alanında, yargının iyi ve etkin işlemesi önemlidir. Burada biz destek olabiliriz.
PROJE HAZIRLAMA ÇOK ÖNEMLİ:
Kurumlarınızın, sağlanacak fonları kullanabilecek, iyi proje hazırlayacak kapasiteye erişmesi gerekiyor. Türkiye’nin örneğin sulama, tarım, belediye alanında iyi proje nasıl hazırlanır bunları öğrenmesi gerekiyor. AB’ye daha önce üye olan bazı ülkelerin en büyük hatası, sağlanan paraların nasıl kullanılacağını bilmiyor olmalarıydı. Bu nedenle hazırlıksız yakalandılar ve AB’nin ayırdığı kaynakları kullanamadılar.
LİDERLİK VE DENEYİM:
Bu alanda deneyimli kişilerin, uzmanların oluşturacağı liderlikler müzakere sürecinde önem taşıyacak. Biz bu konuda seminerlerle destek olacağız. Ama Türkiye konusunda AB’nin de liderliğe ihtiyacı var. Pek çok ülke müzakerelere başladığında bugüne göre çok farklıydı, dramatik değişimler gerçekleştirdiler. Türkiye Avrupa standartlarına ve değerlerine daha yakın bir ülke. Gelecekte o da liderlik yapacak.
İSPANYA ÖRNEĞİ UNUTULMAMALI:
İspanya örneği unutulmamalı. İspanya 10 yıl boyunca müzakere yaptı. İlk algılanışı bugüne göre çok farklıydı. Almanya ve İngiltere’ye göre yoksul bir ülke olarak görünüyordu. Keza İrlanda da öyle. Ama İrlanda’nın 15 yılda geliri, AB ortalamasının yüzde 60’ına ulaştı. İşin sırrı kararlılıktadır. Kararlılık anahtardır, morallerin bozulmaması lazım.
YENİ ÇIPA AB OLACAK:
Yeni çıpa AB’dir. Kesinlikle böyledir. Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti’Nde de böyle oldu. AB süreci ekonomiyi korumak için çok sağlam bir çıpa oldu. Müzakerelerin 10 yıllık bir süreye yayılması, Türkiye’yi yatırımlar açısından daha cazip bir hale getirecek.
MÜZAKERE BÜYÜTECEK:
Müzakere sürecinin Türkiye’de büyümeyi olumlu etkileyeceği kanısındayım. Çünkü reformlar, yatırımları arttırıyor. Bu da Türkiye’ye olan güveni gösteriyor. Geçen yılı düşünün, bir de bug