Dünyanın en büyük sodalı, Türkiye'nin ise en büyük gölü olma özelliği taşıyan ayrıca dünyanın en büyük mikrobiyalitlerini içinde barındıran Van Gölü, küresel iklim değişikliği ve buna bağlı olarak yaşanan kuraklık ve aşırı buharlaşma nedeniyle alan kaybetmeye devam ederken, bu durum hem balıkçı barınaklarının etkilenmesine hem de mikrobiyalitlerin kıyılarda gün yüzüne çıkmasına neden oluyor.
"DÜNYA BİR ISINMA SÜRECİNİN İÇERİSİNDE"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, bu durumun Van Gölü Havzası’nın son yılarda yaşadığı kuraklıktan kaynaklandığını anlattı. Yağışların bol olduğu 2024 yılına dikkat çeken Prof. Dr. Alaeddinoğlu, şöyle konuştu:
"Yakın zamana kadar dünya 1 santigrat derece kırmızı çizgi gördü. Sonra 1,5 santigrat dereceye çıkardı ve her defasında bu değişiklikler açıldı. Bugün dünyanın ortalama sıcaklığı 1,5 santigrat dereceyi aştı ve 1,6 santigrat dereceye ulaştı. Dolayısıyla dünya bir ısınma sürecinin içerisinde. Küresel iklim değişikliği kendini her şekilde hissettiriyor. Tabii, dünyanın her yerinde olduğu gibi içinde yaşadığımız Van Gölü Havzası'nda da iklim değişikliğinin sonuçlarını görüyoruz. Bunun özellikle sıcaklıklardaki artış ve buharlaşma boyutuyla çok daha net bir şekilde görebiliyoruz. Ancak, şöyle bir bilgiden söz etmek isterim. Van Gölü kapalı bir havza. Dolayısıyla buraya düşen yağışlar, yeterlilikte ve nitelikte olmalı. Son 45 yıllık verilere baktığımızda Van Gölü Havzası’na düşen yağışın ortalama 382 milimetre olduğunu görüyoruz. Ama bazı yıllar bu değerler çok aşağılara düşerken, yani 300 milimetrelere kadar düşerken, bazen de 480 ile 500 milimetreye kadar çıktı. 2024 böyle bir yıldı. 2024 yılı havza açısından yağışın yeterli derecede olduğu, yani 45 yıllık ortalamanın üzerinde gerçekleştiği bir yıl olmuştu. Yaklaşık 482 milimetrelik bir yağış gerçekleşti ve yağışlar da bahar aylarında düşmüş. Ancak bu yılın ilk iki ayı için aynı şeyi söyleyemeyiz."
patronlardunyasi.com