Muhalefetten Türkiye"nin zararına hareketten kaçınmasını istedi. Sabancı, "Dünya konjonktürü önümüze yeterince engel çıkarıyor. Bir de kendimiz engeller çıkarmayalım. 2007"de olgunluk sınavı yaşayacağız" dedi.
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, hükümete başta "cumhurbaşkanlığı seçiminin toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmesi" olmak üzere 7 uyarıda bulundu. Sabancı, 7 maddelik uyarılarından birini de muhalefete ayırdı. Sabancı, bunların hepsinin bir bütün olduğunu belirterek, birinin bile eksik kalmasının Türkiye"nin hedeflerine ulaşmasını zorlaştıracağını savundu. Ömer Sabancı, 7 maddeyi şöyle sıraladı:
Cumhurbaşkanlığı seçimi: Cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmeli. Cumhurbaşkanlığı makamı, sosyal ve tarihsel kökleri itibariyle de, bugünkü işlevleri itibariyle de bir uzlaşma ve uzlaştırma makamıdır. Bu, toplumsal huzur açısından da önemlidir.
Genel seçimler: Genel seçimler zamanında yapılmalıdır. Türkiye önüne çıkan her dönemsel sorunu erken seçime başvurarak çözme alışkanlığından kurtulmalıdır. Hükümet, reformlar ve AB uyumu bakımından aktif icraat sergileyerek, genel seçimlerin zamanında yapılmasını, ülke yararına kullanmalıdır.
Reformlar: Türkiye 2007"de yılların gündemi olan vergi, sosyal güvenlik, sağlık ve yargı sistemine ilişkin reformlarını mutlaka tamamlamalıdır. Müzakere başlıkları fiilen kapanmaya hazır düzeye getirilmelidir.
Mali disiplin: Mali disiplinden taviz verilmemeli, özerk kurumların ekonominin makro hedeflerini gerçekleştirme konusundaki çabalarına destek verilmelidir. Gerek bütçe disiplininin korunması, gerekse enflasyon hedeflerinin tutturulması 2007"de hayati önem taşıyan konular olarak görülmelidir.
Tedirginlik yaratmayın: Hükümet ülkede tedirginlik yaratan konuların gündemi işgal etmesine engel olmalıdır. Toplumun geniş kesimlerinde laiklik konusunda kaygı uyandıran kimi çıkışların yarattığı atmosfere, bir de, kamu yönetiminde liyakat ve becerinin ikinci plana atıldığı görünümünü veren kadro seçimleri eklendiğinde, ortaya sıkıntı verici bir tablo çıkmaktadır.
Muhalefete uyarı: Kısa vadeli bakış açılarıyla yürütülen muhalefetin, orta ve uzun dönemde, Türkiye"nin ulusal çıkarlarına zarar verdiği gözden kaçırılmamalıdır. Ülkeyi hedeflerine ulaştıracak somut programlarla toplumun önüne çıkan, çağdaş vizyona sahip ve etkili bir muhalefete Türkiye her zaman büyük ihtiyaç duymaktadır.
AB"de duygusal olmayın: AB ile ilişkilerde tüm kesimler duygusallıktan uzak, uzun vadeli ve soğukkanlı bakış açısıyla konuya yaklaşmalı. Türkiye tam üyelik perspektifini muhafaza ettiği sürece, hedefine adım adım yaklaşacak ve kendisinden yana tavır alan cepheyi genişletecektir. Orta vadeli perspektif içinde, Avrupa"ya egemen olmuş gibi görünen dar bakışlı, kısa vadeli politikaların devreden çıkmasının sağlanması için elimize çok fırsat geçecektir.
OLGUNLUK SINAVI: Sabancı, "Bu hususlardan birinin bile eksik kalması Türkiye"nin hedeflerine ulaşmasını zorlaştıracaktır. Dünya konjonktürü önümüze yeterince engel çıkarmaktadır. Bir de biz kendimizi engellemeyelim" dedi. Sabancı, 2007"nin bir olgunluk sınavıyla Türkiye"nin karşısına çıktığını belirterek, "Bu sınavı da başarıyla atlatırsak, ülkemiz gelişmiş ülkeler arasında yerini alma idealine doğru çok büyük bir adımı atmayı başarmış olacaktır" diye konuştu.
Kıbrıs sorunu bir gün mutlaka çözülecek
TÜRKİYE"nin AB üyeliği politikasının, ne Kıbrıs sorununa ne de mevzuat uyumuna indirgenebilecek bir olgu olmadığını dile getiren Ömer Sabancı, "Bir Cumhuriyet idealidir, ulusal bir projedir, partilerüstü bir politikadır. Bir gün muhakkak Kıbrıs problemi çözülecek, bir gün şüphesiz Türk mevzuatı AB mevzuatına uyarlanacaktır, önemli olan o gün Türkiye"nin hangi refah düzeyinde olduğu, demokrasisinin derinliği, teknoloji geliştirme kapasitesi, bilgi toplumunun neresinde olduğu, bölgesel kalkınmışlık farkını ne derecede giderdiği olacaktır" diye konuştu.
AB ile ilişkilerde sağduyu hakim olmalı
ÖMER Sabancı, AB yolunda yaşananları, bir grup ülkenin, "verdikleri sözlerin arkasında durma iradesini gösterememelerinin ve geçmişte yaptıkları hataları örtbas etme çabalarının bir ürünü" olarak nitelendirdi. "Bizim için önemli olan sürecin devam etmesidir" diyen Sabancı, bu sürecin orta vadeli bir perspektif içinde değerlendirilmesi gereken bir süreç olduğunu söyledi. Sabancı, kısa vadeli iniş-çıkışların Türkiye"nin tam üyelik perspektifini zedelememesi gerektiğine dikkat çekti. Sabancı, orta vadede ilişkilere sağduyunun egemen olmasının kaçılınmaz olduğunu, AB"nin temel stratejik kaygılarını oluşturan "Küresel rekabet gücünün artırılması; Avrupa"nın yaşlanan nüfus yapısının yaratabileceği olumsuzlukların giderilmesi; enerji güvenliğinin sağlanması; Avrupa güvenlik ve savunma politikalarının hayata geçirilmesi; göç, örgütlü suç ve terörle mücadeleyi de kapsayan iç güvenlik alanında işbirliği yapılması" gibi hedeflerin Türkiye"yi dışlayarak gerçekleştiremeyeceğini kaydetti. Sabancı, "Avrupa"nın hedeflerine ulaşmasının tek yolu Türkiye"nin AB"ye tam üyeliğidir" dedi.
Tek ses olmayı başaramadık
OCAK ayında Almanya"nın AB dönem başkanlığının başlayacağını anımsatan Ömer Sabancı, Almanya"dan teknik açıdan hazır olan tüm başlıklarda müzakereleri açması ve Kıbrıs"ta izolasyonları kaldırmasını beklediklerini söyledi. Sabancı, "Merkel"in "ahde vefa" sözünün samimiyeti de bu tutumda sınanacaktır" dedi. Ülke yönetiminin AB sürecindeki görünümünün asıl üzerinde durulması gereken konu olduğunu ifade eden Sabancı, şunları kaydetti: "Hükümet AB konusunda çok önemli bir atılım gerçekleştirmiştir. Ancak, son bir yılda, en azından ülke kamuoyunun sürece verdiği desteği korumak ve artırmak için gerekli çalışmalar yapılamamıştır. Çalışmaların teknik düzeyde gerektiği gibi ilerlemesi yeterli görülmüş, AB nezdinde, siyasi planda ülke ülke markaja yeterince başvurulmamış, kamuoyu iletişiminde ise son derece zayıf kalınmıştır."
Hürriyet