Patronlar


Eyüp Can'ın yorumu

 "Dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmaları, bu cari açıkla titreyerek izliyor olmamız gerekir."
Sizi bilmem ama bu söz benim içimi titretti!
Neden mi?
Çünkü konuşan kişi, sadece Türkiye'nin en önemli patronlarından biri değil, aynı zamanda iş dünyasında her zaman "yapıcı ve âkil adam" üslubuyla öne çıkmış, kriz dönemlerinde bile asla karamsarlığa kapılmamış duayen işadamı Tuncay Özilhan.

Yoksa herkes biliyor 40 milyar dolara koşan cari açığın Türk ekonomisi için ciddi bir risk oluşturduğunu.
Malumu ilam değil maksadı.
Korku ve karamsarlık hiç değil.
Her kelimesini yılların imbiğinden süzerek özenle seçiyor:
"Asla karamsar değilim fakat 2001 krizinden sonra iş dünyası ilk defa önünü görmekte güçlük çekiyor."

Dün Ankara Temsilcimiz Erdal Sağlam'la birlikte ofisinde yaptığımız sohbette Tuncay Özilhan'ın uyarısı gayet netti. İçeride ve dışarıda yaşanan gelişmelere karşı, herkesi ama en başta hükümeti tedbir almaya, tedbirli olmaya çağırdı.
Bunu söylerken ne bir kişisel beklenti içinde ne de bazı işadamları gibi kendi şirketlerinde bıçak kemiğe dayanmış durumda.

Tam tersi, Anadolu Grubu'na bağlı Coca- Cola da Efes de Kia da Anadolu Sağlık Merkezi de gayet kâlı bir biçimde büyümeye, hatta yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor.

Tüm dünya Irak savaşı ve Türkiye'nin Kuzey Irak operasyonuna kilitlenmişken o, önümüzdeki günlerde Erbil'de açacağı Coca-Cola dolum tesislerinin son hazırlıklarını yapıyor mesela.
Yani karşımızda riskten kaçan, yatırımlarını konjonktürel yapan bir işadamı yok.
Dahası birçok işadamı Güneydoğu'dan uzak dururken, hükümetin bölgeye dönük yeni adımlar atmasını beklerken Özilhan, Coca-Cola'nın Türkiye'deki 6. fabrikasını Elazığ'a kuruyor.
"İlk defa size açıklıyorum" dedi.

Meğer Anadolu Grubu, geçen ay Elazığ Organize Sanayi Bölgesi'nde aldığı araziye, yaklaşık 40 milyon dolarlık yatırımla yeni bir dolum tesisi kuracakmış.
Peki herkes Güneydoğu'dan uzak dururken neden Elazığ?

Tuncay Bey mütebessim cevap veriyor:
"Bir kere bu işin sosyal bir boyutu var. Güneydoğu'yu kendi kaderine terk edemeyiz. Hükümetin de teşvikiyle o bölgeye akılcı yatırımlar yapmak zorundayız. Bu, hepimizin sorumluluğu. İkincisi, biz o bölgede birçok ilde araştırma yaptık. Her ilin kendisine göre farklı yatırım avantajları var. Elazığ hem su kaynakları hem de ulaşım açısından bizim için çok avantajlı. Mersin'den yüzlerce kilometre yol yapacağımıza Elazığ'dan kolaylıkla o bölgeye hatta komşu ülkelere dağıtım yapacağız."

Bir aksilik olmazsa Coca-Cola Elazığ dolum tesisi seneye bitecekmiş.
Hükümetin bir süredir üzerinde çalıştığı Güneydoğu'ya dönük yeni teşvik paketi tasarısı daha çok tarım ve damla sulamayla sınırlı kaldığı için şimdilik iş dünyasında pek de heyecan yaratmadı.

Fakat Özilhan yatırım kararını teşvik beklentisi içinde almamış.
"Hükümet Güneydoğu'da yatırımların önünü açacak bir teşvik politikası geliştirirse -ki bir an önce yapmalı- bu, elbette o bölgenin daha hızlı kalkınmasını sağlar" diyor fakat hükümeti beklemek yerine ilk adımı kendisi atıyor.

Çorlu, Bursa, İzmir, Ankara ve Mersin'den sonra Coca-Cola'nın 6. dolum tesisi Elazığ'da kurulacak. Arkasından başka yatırımlar da gelecekmiş.
"Ama" diyor Özilhan kendi yatırımlarından bağımsız olarak, "hükümetin bu dönemde her zamankinden daha fazla iş dünyasına güven vermesi gerekiyor. Dünya ekonomisi çalkalanırken bu cari açıkla dışardan gelecek dalgaları 'Nasılsa bize bir şey olmaz' diyerek değil, titreyerek izlemeliyiz..."

Dedim ya başkası söylese belki bu kadar üzerinde durmazdım.
Ama konuşan, en riskli bölgelerde bile yatırım yapmaktan çekinmeyen, kriz dönemlerinde bile karamsarlığın k'sine kapılmayan, iş dünyasının âkil adamı Tuncay Özilhan.

Hükümeti bilmem ama o söyleyince dünyada yaşanan dalgalanma henüz Türkiye kıyılarına vurmamış olsa da benim içimi titretiyor.

Referans