Ekonomi


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, ''Kimse istikrar tüccarlığı yapmamalı. İstikrarın garantisi Türk insanının kendisidir. Bu iradeyi 3 nisan 2002'de koymadı mı?'' dedi.

Satıcı, Kocaeli'nin Gölcük İlçesindeki Ford Otosan Tesislerinde Mart ayı ihracat rakamlarını açıkladığı basın toplantısında, Shakespear'in ''Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu'' sözünü anımsatarak, bu cümlenin bugün Türkiye için karşılığının ''Küresel bir oyuncu olmak, bölgesel güç olmak ya da dünyaya kapalı kendi dünyasında yaşamak mı?'' olduğunu belirtti.

''İşte bütün mesele bu. Tabii ki küresel oyuncu olmak, tabii ki bölgesel oyuncu olmak'' diyen Satıcı, bunun artık hamaset kokan nutuklar yerine, yere basan onurlu, gerçekçi, cesur adımlarla cesur tavırlarla olacağını, bu tavrı da Türk milletinin koyacağını söyledi.

"Bazı tüccar ekonomistler, bazı tüccar gazeteciler, bazı tüccar siyasetçiler Türk milletini hafife alıyorlar. Hem de Kurtuluş Savaşı"ndan bu yana bu milletin tavrını göre göre, bile bile, hiç ders almıyorlar tarihten" diyen Satıcı, bağımsız Türk insanının genç, yeni, yenilikçi yüzlerinin, ihracatçılarının bu ezberi bozmak için tüm gayretleriyle çalıştıklarını dile getirdi.

''TÜRKİYE TÜRK İNSANI ÜRETECEK''
Türkiye üretecekse, ürettiğini ihraç edecekse ve geçimini bu şekilde temin edecekse ülkenin tüm hesabının, tüm denge ve ayarlarının bu temelde yapılmasının şart olduğunu savunan Satıcı, ''Bizim bildiğimiz budur. Bugün bizim bildiğimiz dışında bir devran sürüyor. Bunun sürme nedenleri dünyadaki birtakım gelişmelerin bize, gelişmekte olan ülkelere sağladığı kendine özgü imkanlardır'' diye konuştu.

''KİMSE İSTİKRAR TÜCCARLIĞI YAPMAMALI''
Türkiye'nin ''üretim omurgası''nın hırpalanmaması gerektiğini söyleyen Satıcı, şunları kaydetti:
''Böyle söylediğimizde birileri şiddetle 'hayır' diyor. 'Hayır, istikrar sürmeli, sürecek. Önemli olan istikrar. Bakın her şey ne güzel gidiyor' diyor. İhracat artıyor işte hem de büyük rakamlarla daha ne istiyorsunuz? Ekonomimiz büyüyor, borcumuz da büyümüş ne gam. Artıyor işte ihracatımız. Evet, ithalatımız da artıyor, cari açığımız büyüyor. Tabi ki önemli olan istikrardır. Ama kimse istikrar tüccarlığı yapmamalı. İstikrarın garantisi Türk insanının kendisidir. Bu iradeyi 3 Nisan 2002'de koymadı mı?''

''KOCAELİ TÜRKİYE'NİN YÜZAKLARINDAN BİRİ''
 Satıcı, Cumhuriyet döneminden bu yana Kocaeli'ne sanayi yatırımının neredeyse ara vermeden sürdüğünü, Kocaeli'nin de bu yatırımları sürekli olarak kazanca çevirmeyi başararak, Türkiye'nin yüzaklarından biri olduğunu söyledi. Türk imalat sanayinin dinamiğini oluşturan Kocaeli İmalat Sanayinin yüksek teknolojide ulaştığı nokta ile yine Türk imalat sanayinin kalbi durumunda olduğunu belirten Satıcı, organize sanayi bölgeleri, serbest bölge ve teknopark projeleri ile adeta bir teknokent olma yolunda hızla ilerlediğini kaydetti.

''FORD OTOSAN TÜRKİYE'NİN İHRACAT KALELERİNDEN BİRİ''

 Kocaeli Ford Otosan'ın Türkiye'nin üretici gücü ve ihracatının kalelerinden birisi olduğunu söyleyen Satıcı, şöyle devam etti: ''Burası Türk mühendisinin, Türk işçisinin, Türk yöneticisinin küresel ekonomiye verdiği en güzel cevaplardan birisini temsil ediyor. Biz TİM olarak, Türkiye ihracatının çatı örgütü ve iradesi olarak bu kürsüden bugün Türkiye otomotiv taşıt araçları sanayi, ana sanayini ile yan sanayisi ile bir bütün ve aile olan bu endüstriyi kutluyor ve onlara Türkiye adına müteşekkir olduğumuzu belirtiyoruz.''

''OTOMOTİV SANAYİMİZİ, KÜRESEL OYUNCU OLMA YOLUNDA DESTEKLEMELİYİZ''

 Satıcı, otomotiv sektörü tüm diğer sanayi yapılarından farklı olarak oldukça uzun vadeli stratejiler ve planlar üzerine kurulduğunu, bu sanayinin ''Türkler uzun vadeli planlar yapamaz, uzun vadeli planlara entegre olamaz'' ön yargısının ne denli yanlış olduğunu varlığı ile kanıtladığını ifade etti. Satıcı, şunları kaydetti:

''Otomotiv sanayimizde uzun vadeli stratejiler yapma ve bunları hayata geçirme bilgisi ve deneyimi gizli. Bundan hepimizin öğreneceği çok şey var, bundan mutlaka başka işlerimiz için de yararlanmalıyız. Şimdi otomotiv sanayimizi küresel oyuncu olma yolunda Ar-Ge ve Ür-Ge bağlamında gerçek anlamda desteklemenin zamanı. Şimdi otomotiv sektörünü vergi üreten bir makine olarak görmekten çıkma, ithalat merkezli bir sektör olarak görme yanılgısından derhal vazgeçme zamanı.''

TÜRKİYE 3-4 GÜN IRAK'A İHRACAT YAPMAZSA IRAK'TA HERŞEY DURUR"

Zengin, müreffeh ve lider bir Türkiye istediklerini belirten Oğuz Satıcı, geçtiğimiz ay Irak ve Çin heyetleriyle bu amaçla biraraya geldikelerini söyledi. Bu ülkelerin temsilcileriyle çok önemli görüş alışverişlerinde bulunduklarını ve ticaret bağlantıları kurduklarını aktaran Satıcı, Irak'a yapılan ihracatın önemine de değindi. Satıcı, Irak'ın savaş ve ambargo gibi nedenlerle Türk ihracacatçısına ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Türkiye 3-4 gün Irak'a ihracat yapmazsa Irak'ta herşey durur. İhracatın stratejik öneminden bahsederken bunu kesdediyoruz" dedi.

Ayrıca, Mısır'ın, Arap ülkeleri, Afrika ve ABD ile yaptığı gümrük anlaşmaları sonucunda çok önemli bir pazar haline geldiğini ifade eden Satıcı, Mısır'ın öneminin önümüzdeki dönemlerde daha da iyi anlaşılacağını söyledi. Çin ile de 1.5 milyar dolarlık ihracat anlaşması imzalandığını kaydeden Satıcı, Çin'in her zaman Türk ihracatçısı için muazzam bir potansiyel olduğunu söyledi.

"YÜKSEK FAİZ, KUR REJİMİNDE ÖRTÜLÜ ÇIPA OLARAK KULLANILMAKTA, TÜRK MİLLETİ ALDATILMAKTADIR"

Geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'in, üç dört yıl gecikmeli olarak dalgalı kur ile ilgili görüşlerini dile getirdiğini hatırlatan Oğuz Satıcı, bu açıklamaların ardından Bakan Şener'in şiddetli eleştirilere maruz kaldığını söyledi. Kurların düzeyi ile enflasyon ile mücadele konusunda Merkez Bankası'na yaptıkları uyarılar karşısında ihracatçılar olarak, çok şiddetli ve son derece yakışıksız eleştiriler aldıklarını dile getiren Satıcı, Bakan Şener'i çok iyi anladıklarını söyledi. Satıcı, şöyle konuştu:

"Maalesef ki Türkiye'de kurlar konusunda bilimsel ve akademik tartışmalar yapmak hala büyük tabu olarak görülmektedir. Kaldı ki sorun kur rejiminde değil, kur rejiminin işleşiyişindedir. 2001 krizinin ardından IMF'in Türkiye'ye dayattığı kur sistemi o zamanki şartlar çerçevesinde doğru olabilir. Fakat, zaman ve şartlar değiştikçe sistemin de tekrar üzerinden geçilmesi gerekmektedir. Yüksek faiz, kur rejiminde örtülü çıpa olarak kullanılmakta, Türk milleti aldatılmaktadır."

Reel faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda TL'nin değerlenme sürecinin devam edeceğinin çok açık olduğunu belirten Satıcı, faizleri yüksek tutarak enflasyonu düşürme programının TL'yi değenlendirerek, Türkiye'nin rekabet gücünü törpülediği bir ortamda, kur sistemi ile ilgili tartışmaların bilimsel, akademik ortamda yapılması gerektiğini savundu.

"MİLLETİN İRADESİ MECLİSTE TECELLİ ETMİŞTİR, BU İRADE ŞİMDİ CUMHURBAŞKANINI SEÇECEKTİR"

Türkiye'nin gündemindeki temel meselenin 'Türkiye siyasi istikrarını koruyacak mı korumayacak mı' meselesi olduğunu dile getiren Satıcı, "Türkiye'nin siyasi istikrarını temsil eden merkez, Türkiye'de millet meclisi ve Türkiye vatandaşlarının tercihidir. Bu iki iradenin üstünde irade yoktur. Milletin iradesi mecliste tecelli etmiştir. Bu irade şimdi cumhurbaşkanını seçecektir. Kendi demokratik seçimimizin tecelli edeceği şey ne olacaksa ona razı olmak durumundayız. Razı değil miyiz, bunu değiştirmek mi istiyoruz, bunu değiştirmenin adresi yine demokrasidir ve yüce meclistir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin ana sorusunun 'küresel oyuncu olacak mıyız, olmayacak mıyız' sorusu olması gerektiğini belirten Satıcı, Türkiye'nin ilelebet istikrarının kaynağının bu soruda saklı olduğunu vurguladı.

Avrupa Birliği yolunda Türkiye'nin emin adımlarla ilerlediğini ifade eden Satıcı, Türkiyen'nin bu süreci kararlılıkla devam ettireceğini söyledi.