Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TBMM'de genel seçimlerin erken yapılması konusunda bir konsensüs olması gerektiğini belirterek, "Konsensüs varsa, bir sıkıntı olmayacaksa bu çerçevede seçimler erkene alınabilir" dedi.
Halkbank'ın özelleştirilmesinde yüzde 25'lik halka arz metodunu doğru adım olarak değerlendiren Hisarcıklıoğlu, "Son günlerde Halk Bankası'nın yüzde 25'lik payının halka arz edilmesinden rahatsızlık duyanlar var" ifadelerini kullandı.
TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Başkanlığı'nda toplandı. Toplantının basına açık bölümünde konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de açılan şirket sayısının sevindirici boyutlara ulaştığını, bununla gurur duymakla birlikte dünyada ilk 100 arasında hala bir Türk şirketinin olmamasının da üzüntü verici olduğunu söyledi. Dünyada ilk 100 şirket arasında Yunan, Portekiz ve Hindistan gibi ülke şirketlerin yer aldığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Hindistan gibi kayıtdışılık ve bürokrasinin olduğu ülkeden dünya devi demir-çelik şirketi çıkıyorsa Türk şirketleri içinde kayıtdışılık ve bürokrasi engel olmamalıdır" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Türk şirketlerinin büyüde en önemli sorunlarının finansmana ulaşımda yaşanan sorunlar olduğunu söyledi. Finansman ve sermayenin bulunamamasına önemli sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu nedenle Halk Bankası gibi bankaların önemli olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, bugünkü diğer ülkelerdeki büyük şirketlerin arkasında geçmişte Halkbank gibi bankaların yer aldığına dikkat çekti.
"HALKBANK'IN HALKA ARZINDAN RAHATSIZ OLAN VAR"
Halkbank ve Ziraat Bankası'nın 1990 yıllarda politik nedenlerle zarar ettiğini, iki bankanın 20 milyar dolar zararının yüzde 97'sinin 200 şirkette olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Halkbank, düşük faizle zarar edecek bir faaliyette girmemelidir. Ama başka bankaların kapısından giremeyen müşteşebbüsler için bu tür kredi müessesine de ihtiyaç vardır. Halkbank KOBİ'lere kredi sağlamada uzmanlaşmış ekonomide belli bir yeri olan bankadır. Özelleştirmeden sonra onun yaptığı bankacılığı başka bankalar yapamaz. Bu nedenle tek kıstas en yüksek fiyatı verene satmak olmamalıdır diye bunu ifade ettik. Son günlerde Halk Bankası'nın yüzde 25'lik payının halka arz edilmesinden rahatsızlık duyanlar var. Halkbank'ın özelleştirilmesinde yüzde 25'inin halka arzı doğru adımdır. KOBİ ve Türk halkı bu işte de elini altına elini koyması lazım. İlk defa Halkbank'ın mali tabloları halka arzı yoluyla, gerçek değerleri kamuoyu tarafından bilinecek. Halka arz ile Halkbank'ın değeri ortaya çıkacak" diye konuştu.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Hisarcıklıoğlu, bir soru üzerine Halkbank'ın arzında ortak girişim içerisinde olmayacaklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Halkbank'ın yüzde 25'lik kısmının halka arz edilmesini bankanın bilançolarının şeffaflığı açısında yeterli olacağını belirterek, "Halkbank'ın önce bir değeri ortaya çıksın. Ondan sonra diğer yüzde 75'i için zaten bu sene olmayacak o önümüzdeki sene olacak. Önce şeffaf olarak bilançosunu görelim. Değerini görelim. Ondan sonra onu değerlendiririz" dedi.
Bir başka soru üzerine genel seçimin erkene alınması konusundaki açıklamaları değerlendiren Hisarcıklıoğlu, Başbakan'ın bu konudaki konsensüs şartına dikkat çekerek, "Eğer TBMM içinde konsensüs mevcutsa bizim diyecek bir şeyimiz olamaz. Genel seçimlerin Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası olacağı kesin. En geç kasım ayında olacak. Onun için erkene alınmış; kasımda yapılmış çok bir şey fark etmeyecek. Erkene alınabilir. Konsensüs varsa bir sıkıntı olmayacaksa bu çerçevede erkene alınabilir" dedi.
Hisarcıklıoğlu, bir gazetecinin "Bankacılık sektöründe yabancı payı konusunda endişeniz var mı?" sorusuna "Esas olan bütün dünyadaki gelişmiş ülkelerde bile stratejik öneme haiz olan sektörlerde bir strateji vardır. Türkiye'nin de muhakkak bankacılık sektörü içinde vardır. Bunu illa biz bilmek durumunda değiliz. Muhakkak olduğunu zannediyorum. İnşallah vardır. Bakın dünyanın en liberal ülkesi ABD biliyorsunuz limanların özelleştirmesine gelindiği zaman 'şu şirket almasın' diye ihaleyi iptal etmiştir. Almanya'da da bankacılık sektörü ile ilgili baktığınız zaman kanunlarda bir engel göremiyorsunuz ama uygulamada farklılıklar görebiliyorsunuz. Muhakkak Türkiye'nin de herhalde vardır diye tahmin ediyorum" diyerek cevap verdi.
Ankara/Cihan