Enerji Bakanlığı'nın talebiyle gerçekleşen incelemeye, ihaleyi yapan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) önce karşı çıkarken, daha sonra bakanlığın onayıyla inceleme gerçekleşti.
Üst kurul, yıllık denetimlerde Başbakanlık, Maliye ve Devlet Denetleme Kurumu olmak üzere üçlü denetime tabi olurken, kurul kararlarına ise Danıştay bakıyor.
Enerji Üst Kurulu tarafından yapılan şehiriçi doğalgaz dağıtım ihaleleri, Enerji Bakanlığı ve kurul arasında tartışmalara sebep oldu. Üst kurulun bazı illerde çok düşük ve bazı illerde ise sıfır amortisman ve hizmet bedeli ile dağıtım ihalelerini vermesi, Botaş'ı rahatsız etti. Botaş, Enerji Bakanlığı'na yazı yazarak, düşük veya sıfır hizmet ve amortisman bedeliyle yaplan ihalelerin, doğalgazın tüketicilere kaliteli ve sürekli sunulmasını tehlikeye sokacağı uyarısında bulundu. Yazıda, ihaleye giren ve kazanan şirketlerin verdikleri düşük fiyatların, piyasanın sağlıklı oluşumu açısından tehlikeli olduğu belirtildi. Botaş, kârlılıktan uzak ihalelerin tüketici ve ülke ekonomisi açısından telafisi imkansız zararlar doğuracağı, sektörün gelişimini inkıtaya uğratacağını vurgulayarak ihale dosyalarının incelenmesini istedi.
Enerji Üst Kurulu itiraz etti
Harekete geçen Enerji Bakanlığı, Dünya Bankası'ndan, ihalelerin ayrıntılı bir şekilde incelemesini talep etti. Banka, bu talebi üst kurula iletti. Enerji Üst Kurulu ise, "Ticari sırları haiz belgeleri var." gerekçesiyle hükmetten resmî bir yetkilendirme yazısı istedi. EPDK yazışmalarda, ihale sisteminin sağlıklı işlediği, sektörle ilgili mevzuatın gerekli tedbirleri almaya kendisini yetkili kıldığını ve çok hassas bir şekilde piyasa hareketlerini takip ettiği bilgisine yer verdi. Üst kurul, mali yapısı bozulma riski olan şirketlere, piyasayı sekteye uğratacak bir durum oluşmadan müdahale yapılacağını ifade etti. Bakanlık tarafından üst kurula gönderilen, 'Çok ivedi' yazıda, tüketimin artırılması için şehiriçi doğalgaz dağıtım yatırımlarının yapılabilir olmasının ülke gaz planlaması açısından belirleyici faktör olduğuna dikkat çekildi.
Bakanlık, düşük veya sıfır hizmet ve amortisman bedelli şirketlerin ihale kazanmasının süreci sekteye uğratabileceği endişesini dile getirdi. Dünya Bankası'nın incelemesinin bu anlamdaki önemine vurgu yaptı ve detaylı bir incelemeyi desteklediğini kaydetti. O dönem Dünya Bankası'nın Türkiye Direktörü olan Andrew Vorkink, Enerji Bakanlığı adına Müsteşar Sami Demirbilek imzalı yazıyı kurula sundu. "Dünya Bankası uzmanlarının, gaz dağıtım ihalesinde yer alan firmaların verdikleri teklifler, ihale sonrası lisans için sunulan bazı dosyalar gibi ticari gizliliği haiz olan belgeleri detaylı bir şekilde incelemesini kabul ettiği" belirtilen yazı üzerine banka heyeti, 2004'te incelemesini yaptı. Müsteşar Sami Demirbilek, konuyla ilgili soruları cevapsız bıraktı.
Enerji Bakanlığı, Dünya Bankası incelemesi sonrasında konunun takipçisi oldu ve Botaş'ın endişeleri ile ilgili Hazine Müsteşarlığı ve DPT'den de görüş istedi. Eylül 2005 tarihli bakanlık yazılarına, Ekim 2005 tarihli cevabi yazı yazan Hazine, doğalgaz dağıtım hizmetlerinden mevzuat gereği sorumlu kurumun EPDK olduğu, Botaş tarafından kaleme alınan endişelerle ilgili müsteşarlığın değerlendirme yapamayacağı kaydedildi. DPT ise bazı endişeleri dile getirdiği Kasım 2005 tarihli cevabında, tekliflerin doğrudan Enerji Üst Kurulu'na iletilmesinin sorunun çözümü açısından daha uygun olacağı görüşüne yer verdi.
Dünya Bankası: İhale süreci başarılı
EPDK ihalelerini 'gizli belgeler dahil' incelemeye alan Dünya Bankası, incelemesini kurum ile "gizliliğin tamamen muhafaza edilmesi" şartı ile üst kurulun ofisinde yaptı. İnceleme sonucunda ise banka, ihale sürecini şeffaf ve başarılı bularak devamını önerdi. Bankanın tespiti şöyle:
"İhale programı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun çok basit ve şeffaf bir doğalgaz dağıtım ihale prosedürü geliştirmesi sayesinde kısa sürede etkileyici bir başarı kaydetmiştir. Ancak, ihale kazanan tekliflerin şaşırtıcı şekilde düşük çıkması, şebekelerin geliştirilmesi gereken yatırımların uzun vadede geleceği ile ilgili birtakım endişelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu endişeler riski azaltabilmek amacıyla önlem alınmasını gerektirmekte; ancak ihale prosedürünün şu ana kadar göstermiş olduğu başarı, süreci durdurmanın veya süreçte radikal değişiklikler yapılmasının gerekli olmadığına işaret etmektedir."
İsmail Altunsoy/Zaman