Oksijen'den De1860’ların Sicilya’sında, İtalyan ulusal birliğinin kuruluşunun gölgesinde aristokrasinin geçirdiği zor dönemi bir aşk hikayesiyle birlikte anlatan The Leopard, Visconti’nin efsanevi filminden yıllar sonra, Netflix’te görkemli bir prodüksiyonla yeniden hayat buluyor Bizler leopar ve aslanlardık. Bizim yerimizi alacak olanlar ise çakallar ve sırtlanlar. Ve hepimiz; leoparlar, çakallar ve koyunlar kendimizi toplumun en değerli insanları sanmaya devam edeceğiz.”
Netflix’in yeni dizisi The Leopard’ın (Il Gattopardo) ana kahramanı Salina Prensi Don Fabrizio Corbèra, 1860’larda İtalya’da yaşanan “Risorgimento” olarak bilinen birleşme hareketinin etkilerini böyle özetliyor.
Garibaldi’nin liderliğindeki güçler İtalya’yı uluslaştırma mücadelesi verirken bu durum Sicilya’daki yerleşik aristokratik düzenin sarsılmasına yol açmıştı. Giuseppe Tomasi di Lampedusa’nın 1958 tarihli romanından uyarlanan altı bölümlük İtalyan dizisi, Visconti’nin 1963 yapımı efsanevi film uyarlamasından 62 yıl sonra seyirciyle buluştu. Dizi, 19. yüzyıl Sicilya’sındaki toplumsal dönüşümün incelikli ve katmanlı bir portresini çizerek, alışılmış dönem yapımlarından ayrılıyor.
Fonda değişen bir ulus ve ön planda Sicilya aristokrasisinin tüm ihtişamını yansıtan The Leopard her karesiyle, prodüksiyon kalitesi bakımından 40 bin euro’nun üzerinde olduğu iddia edilen zengin bütçesini yansıtıyor. Özenli sinematografisi, titizlikle hazırlanmış kostümleri ve set tasarımı dikkat çekici.
GÖRKEMLİ GÖRÜNTÜLER ETKİLEYİCİ OYUNCULAR
Tamamı İtalyan oyunculardan oluşan bir kadronun rol aldığı dizinin merkezinde Kim Rossi Stuart tarafından canlandırılan melankolik ve vakur Salina Prensi Don Fabrizio yer alıyor. Stuart, Sicilyalı prensin aristokrasinin kaçınılmaz çöküşünü ve yeni düzene uyum sağlamanın gerekliliğini fark etmesini, tüm kırılganlığıyla canlandırıyor. Salina Prensi, ailesinin mirasını korumak amacıyla, yeğeni Tancredi’yi (Saul Nanni) yeni zengin Don Calogero Sedàra’nın kızı Angelica (Deva Cassel, Monica Bellucci ve Vincent Cassel’in kızları) ile evlendirirken, Tancredi’ye aşık olan kızı Concetta’nın kalbini kırmak zorunda kalıyor.
Sinemaseverler The Leopard’ın bu yeni versiyonunu Luchino Visconti’nin 1963 yapımı filmiyle kaçınılmaz olarak karşılaştıracaktır. Ancak bu Netflix uyarlamasını kendi içinde değerlendirmek en doğrusu. Geniş formatı sayesinde romanın temaları ve karakterlerinin daha kapsamlı keşfedilmesine olanak tanıyor.
Görkemli görüntüleri, etkileyici oyuncu kadrosu ve klasik hikayesiyle eleştirmenler ve seyircilerden büyük beğeni toplayan dizi teknik ve estetik cazibesinin ötesinde gelenek, güç ve değişimin doğası gibi evrensel temaları ele alıyor. Değişen koşullar karşısında bireyler ve kurumların uyum yeteneklerini hassasiyetle inceliyor.
VİSCONTİ’NİN SİCİLYA’SI: LEOPAR’IN ZAMANSIZ ETKİSİ
Burt Lancaster, Alain Delon ve Claudia Cardinale’nin başrollerini paylaştığı 1963 tarihli Leopar filmi, sinema tarihinde önemli bir yere sahip. Altın Palmiye ödüllü bu yapım, aynı zamanda Milanolu bir aristokrat ve toplumsal değişim yanlısı bir sinemacı olan Kont Luchino Visconti’nin karmaşık kimliğinin bir yansıması. Usta sinemacı, bu filmde yitip giden aristokrasiye duyduğu nostaljiyi sergilerken, değişimin kaçınılmazlığını da dile getiriyor. Visconti aralarında Leopar da olmak üzere Sicilya’da önemli filmler çekti. Yer Sarsılıyor (1948) ve Rocco ve Kardeşleri (1960) yine Sicilya’da geçen diğer filmleri. Leopar’ın sonundaki 45 dakikayı aşan balo sahnesi sinema tarihinin en etkileyici sekanslarından biri olarak kabul edilmekte. Gösterişli prodüksiyonu, tabloları andıran sahneleri, doğal ışık ve gölgelerle derin alan kullanımı, akıcı kamera hareketleriyle Leopar gerçek bir klasik.
LEOPAR’IN YAZARI: GİUSEPPE TOMASİ Dİ LAMPEDUSA
Il Gattopardo / Leopar’ın yazarı Giuseppe Tomasi di Lampedusa (1896-1957), İtalyan bir aristokrat ve yazar. İtalyan birliğinin kurulması sırasında geçen 1958 tarihli ünlü romanı Leopar, kısmen Lampedusa’nın büyük büyükbabasına dayanan kısmen de kendisinden izler barındıran bir figür olan Salina Prensi Fabrizio üzerinden aristokrasinin düşüşünü anlatıyor. Lampedusa 1. Dünya Savaşı sırasında cephede savaştıktan sonra kamusal hayattan çekildi. Diğer eserleri arasında otobiyografik anlatıların da dahil olduğu 1961 tarihli Hikayeler koleksiyonu ve Stendhal ile Fransız ve İngiliz edebiyatı hakkındaki denemeleri bulunuyor.fne Akman "İtalyan aristokrasisi Garibaldi’ye karşı" başlıklı yazı kaleme aldı. Akman'ın yazısının tamamı ise şu şekilde:
patronlardunyasi.com