Eyüp SERBEST
Türkiye ilk cep telefonuyla 1994’te tanıştı. İlk cep telefonu konuşması ise, 23 Şubat 1994’te, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i aramasıyla gerçekleşti. Ancak cep telefonunun daha geniş alanlarda çalışması ve topluma yayılması ilerleyen yıllarda oldu.
HER ŞEY ARAN KAZAN’LA BAŞLADI
2000’li yıllara gelindiğinde cep telefonuna entegre olmuş bir hayatımız vardı. Piyasaya yeni giren bir operatör firması, cep telefonuna gelen aramalardan kontör kazanılan bir kampanya başlattı. Yapılan her 5 dakikalık konuşmaya karşılık cep telefonu hattına otomatik olarak kontör yükleniyordu. İlk telefon dolandırıcılığının ortaya çıkışı da bu kampanyayla oldu.
TELEFON DOLANDIRICISI NELER ANLATTI?
Emekli polis İsa Altun, 2016 yılında yazdığı ‘Ortam Sanal Suç Gerçek’ isimli kitabı için Türkiye’nin ilk telefon dolandırıcılarından A.Z. ile Şanlıurfa’da buluşmuş ve dolandırıcılık olaylarının nasıl başladığını araştırmıştı. A.Z. ilkokul mezunuydu ve askerlik hariç Şanlıurfa’nın dışına hiç çıkmamıştı. Telefon dolandırıcılığı suçundan yakalanıp hapis yattıktan sonra da dolandırıcılığa tövbe etmişti. A.Z. kitapta yer alan bire bir cümleleriyle telefon dolandırıcılığının nasıl başladığını şöyle anlatmıştı:
“Dolandırıcılık işi masumca başladı. Bir GSM operatörü şirketi abonelerine yönelik ‘Telefonla aran kontör kazan’ uygulaması başlattı. Bizim burada yaşayan bazı insanlar çok iyi derece Arapça bildikleri için yurtdışındaki, bilhassa Arap ülkelerindeki akrabalarını ya da tanışlarını arayıp telefonla çağrı bırakıyorlardı. Çağrı gelen vatandaş da bu numarayı arayıp ya konuşuyor ya da lafa tutulup oyalanıyordu. Sonuçta size havadan gelen bir kazanç söz konusu. Gelen kontörler de telefon bayilerine aktarılıyor ve birilerinin cepleri parayla doluyordu.
ERGENEKON NUMARASINA EVRİLDİ
İşi daha sonra teknik ve başka yöntemlere döktük. Bu işi yaparken bir kere milletin zaaflarını, korkularını çok iyi kullandık. Sanırım 2006-2007 yılları. O dönem Ergenekon soruşturmaları kapsamında gözaltılar da imdadımıza yetişti. İnsanları Ergenekon örgütü ismiyle korkutup para istemeye başladık. İyi de tuttu bu numara. Toplumun her kesiminden insanlar söyleneni harfi harfine yapıyordu. Kurbanın bilgileri hacker tarafından e-ticaret sitesi ya da üye oldukları derneklerin sitesinden çalınır. İki grup iş birliği halinde çalışır. Mesela, bir grup kurbanın evini arar. Eşi telefona çıkar. Kendini polis-asker-savcı olarak tanıtan elemanlar telsiz sesi de duyulabilecek şekilde konuşur. İkinci grup kurbanı cep telefonundan arar.
TELEFONDA HİPNOTİZE OLUYORLAR
Terör örgütü ya da Ergenekon bağlantısı ile ilgili önce korkutma ardından da güven verici konuşmalar yapılır. Polislerin evde olduklarını söylerler. Tuzak taktiklerden birisi evin reisine hemen uygulanır. Bu sırada internet üzerinden bir yazılım aracılığı ile telekonferans yapılır. Kurban evdekilerle konuştuğunda polislerin orada olduğundan emin olmuştur. Artık hipnotize olmuştur. Telefonu kapatmaması söylenir. Telefonda kendisine verilen hesaba ATM’den parayı yatırır. Telefonu kapattığında o hesap numarasını hatırlayamaz.
10 BİN TL ALMAK İÇİN DOLANDIRILDILAR
Bir reklam kampanyası vardı. ‘10 bin TL kazandınız’ diye aradık. Kampanyaya katılmamış kişiler bile inandı. ‘Masraf için 500 lira istiyoruz’ diyorduk, gönderiyorlardı.”
ERGENEKON GİTTİ, FETÖ GELDİ
Telefon dolandırıcıları Ergenekon soruşturmalarından sonra bu kez FETÖ soruşturmalarıyla dolandırıcılığa devam etti. Emniyet Genel Müdürlüğü dolandırıcılarla mücadele için, “Sizleri telefonla arayarak kendilerini, polis, asker veya savcı olarak tanıtıp adınız veya banka hesabınız FETÖ/PDY terör örgütüne karıştı diyerek sizden para, altın isteyen şahıslara inanmayın. Böyle bir durumda hemen155 Polis İmdat ihbar hattını arayın” mesajı yayınladı.
TEK KURTULUŞ TELEFONU KAPATMAK
Göründüğü gibi, kontör kazanmak için telefonu kullanan dolandırıcılar para miktarı büyüyünce işi büyüttü. Araya uluslararası hacker şebekeleri girdi, vatandaşların kimlik bilgileri, telefonları ele geçirildi. Dolandırıcılık yapmak için kurulmuş çeteler ortaya çıktı. Telefonla aranan kurbanı ikna etmek için neredeyse tüm ailesinin kimlik bilgileri, adresleri tek tek sayılıyordu. Kurbanın çeteden kurtulmasının tek yolu telefonla görüşmeyi kesmesiydi. Vatandaşları tele çakalların elinden kurtarmak için Türkiye’deki tüm telefonlara, “Telefonda kendisini polis ve savcı olarak tanıtan kişilere inanmayın” mesajları gönderildi.
TEKNOLOJİYLE BİRLİKTE DOLANDIRICILAR DA EVRİLDİ
Ancak teknoloji geliştikçe, tele çakallar da kendilerini geliştirdi. Yapay zekanın hayatımıza girmesiyle, ünlü siyasetçilerin, iş insanlarının, bilim insanlarının görüntüleri ve sesleri yapay zeka ile değiştirildi. Dünya gündemini de yakından izleyen dolandırıcılar, hangi isim gündemdeyse onu kullandı. Örneğin Nobel Ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu’nun bile görüntüsü dolandırıcılığa alet edildi. Daron Acemoğlu görüntüsünün ve sesinin değiştirildiğini, dolandırıcılara karşı dikkatli olunması gerektiğini sosyal medya hesabından açıklamak zorunda kaldı.
KİMLER TELEFON DOLANDIRICILARININ KURBANI OLDU?
* Prof. Dr. Erdener Yurtcan: 4.5 milyon TL’sini kaptırdı.
* Prof. Dr. Canan Karatay: 50 bin dolar ve 10 bin TL’sini iki ayrı parka bıraktı. Karatay olaydan sonra “Hipnotize oldum” demişti.
* Yazar Adalet Ağaoğlu’nun eşi Yüksek Mühendis Halim Ağaoğlu: Banka yoluyla 50 bin lira havale etti.
* Şarkıcı Ümit Sayın: 5 saat boyunca dolandırıcılar tarafından telefonda tutulan Ümit Sayın 30 bin TL’sini havale yoluyla gönderdi.
* Futbolcu Burak Yılmaz: “Trabzon Valisi’yim” diyen dolandırıcılara 10 bin TL gönderdi.
* Müzisyen Sadun Aksüt: 67 senede biriktirdiği 73 bin lirayı dolandırıcılara kaptırdı.
* Eski bakanlardan Azimet Köylüoğlu, kendisini "Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Galip Öztürk" olarak tanıtan dolandırıcıların kurbanı oldu. Dolandırıcılık ağı, Köylüoğlu'nun oğluna ait İstanbul'daki evi de satmaya çalışmasıyla ortaya çıktı.
* Ünlü sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, kendisini "polis memuru Mehmet Ateş" olarak tanıtan bir başka dolandırıcının kurbanı oldu. Parola olarak Barış Pınarı operasyonunun adını kullanan dolandırıcı Narlı'nın tüm parasıyla birlikte 2 adet burma bilezik, altın köstekli gerdanlık ve reşat altın uçlu kolyesini aldı.
* Prof. Dr. Ahmet Demirel, polis kılığına girerek kendisini arayan tele-dolandırıcılar tarafından dolandırıldı. Günler süren dolandırıcılıkta önce 160 adet altın ve 1 milyon lira kaptıran Profesör, ertesi gün 200 bin dolar ve 10 gün sonra da 250 bin dolar kaptırdı.
* CHP eski İzmir milletvekili ve eski Alaçatı Belediye Başkanı Remzi Özen, telefon dolandırıcılarına 2 milyon lirasını kaptırdı. Özen’i arayarak kendisini Konak Cumhuriyet Savcısı olarak tanıtan kişi, adının FETÖ soruşturmasında geçtiğini söylemişti.
* Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u arayan dolandırıcılar, internet hattının FETÖ tarafından kullanıldığını söyledi. Dolandırıcılar, eski 1. Ordu Komutanı, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un 12 bin 260 dolarını aldı.
TELEFON DOLANDIRICILIĞININ CEZASI NE KADAR?
Telefonla dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu’nda iki şekilde ele alınıyor. İlki, Asliye Ceza Mahkemeleri’nde görülen basit dolandırıcılık suçu, ikincisi ise ağır ceza mahkemelerinde görülen nitelikli dolandırıcılık suçuna giriyor. Basit dolandırıcılık suçuna kanunda ön görülen ceza, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası. Ancak telefon dolandırıcılarının yaptığı nitelikli suç olarak kabul ediliyor. Ağır ceza mahkemelerinde yapılan yargılamalarda, telefon dolandırıcılarına en az 3 yıldan başlayarak 10 yıla kadar ceza veriliyor. Suçun işleniş şekline göre ceza miktarı artabiliyor.
İLGİLİ HABER
patronlardunyasi.com