Türkiye'de yıllarca ''istihdam deposu'' olarak görülen, yurt dışında ise ''standart'' ya da ''fason'' üretimle anılan Türk tekstil sektöründe, tasarıma yapılan yatırımlar sayesinde, dünya moda endüstrisiyle entegrasyon sürecinin başladı.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Türkiye'nin çok kaliteli bir üretim altyapısına sahip olduğunu, ancak bunun avantajından yararlanmak için üretimin ''tasarım ruhu''yla beslenmesi gerektiğini söyledi. Orakçıoğlu, sektörün, geldiği nokta itibariyle bunu yapabilecek güçte olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin son 10 yıl içinde tasarıma yaptığı yatırımların, çok olumlu geri dönüşlerini almaya başladıkları bir süreci beraberinde getirdiğini belirtti.
MODA ENDÜSTRİSİYLE ENTEGRASYON
Sektördeki gelişim ve değişimin, dünya moda endüstrisi tarafından da dikkat çektiğini gözlemlediklerini anlatan Orakçıoğlu, şunları kaydetti:
''Dünya moda endüstrisiyle tamamen bir entegrasyon süreci başladı. Daha önce bizi kendinden görmeyen bu endüstrinin, artık bizi partner, çözüm ortağı olarak görmeye başlaması, bu değişim sürecinin en somut göstergesidir. Partner olarak görmesi derken, bu işin büyük oyuncuları var Fransa, İtalya, Portekiz ya da diğer büyük organizasyon yapan ülkelerdeki moda endüstrisinde söz sahibi kişilere bir telefon kadar yakınız.
Geçmişte belki hak etmediğimiz şeyler yaşadık. İşte, standartlara girememeler, organizasyonlara alınmamalar, bunların hepsi, belki de çok daha iyi olmamıza, daha fazla çalışmamıza neden oldu. Bu süreç, deyim yerindeyse bizi kamçıladı. O kamçılanma sürecinin, bizleri belki de hak etmediğimiz şekilde kendilerinden görmeyen, o aşağılayan sürecin, şimdi tamamen tersine döndüğünü görüyoruz.''
Orakçıoğlu, tekstil ve konfeksiyon üreticilerinin artık kendi hazırladığı koleksiyon ile sipariş alabildiğine dikkati çekerek, ''Firmalar, bu şekilde kendine sipariş veren markanın fasoncusu değil, onun çözüm ortağı gibi davranabiliyor ve onun her türlü lojistiğini sağlayabiliyor'' dedi.
MODA ÜRETEN ÜLKELERE İHRACAT
Bu gelişmelerin tesadüfi olmadığını, özellikle İstanbul'u dünya tasarımcılarının buluştuğu kent haline getirmek için yaptıkları uzun vadeli strateji ve projeksiyonların sonucu olduğunu anlatan Orakçıoğlu, şöyle konuştu: ''İhracat rakamlarını konuşurken biz hep şunu gözden kaçırıyoruz. Moda üreten ülkelere ihracatımızın, bizim normal ihracat artış oranımızdan en az 5-10 kat daha fazla olduğunu görüyoruz. İtalya, İspanya veya İngiltere'ye olan ihracatımız ki bunlar dünyada moda üreten ülkeler, bu da gerçekten dünyada özellikle moda endüstrisinin büyük oyuncularıyla nasıl bir sinerji yarattığımızın, nasıl bir ortaklık kurduğumuzun somut göstergeleri.''
TİM BAŞKANI SATICI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı da tekstil sektörünün moda endüstrisiyle birleştiğinde bütün sektörlerin ana motoru haline geldiğini söyledi. Satıcı, gayri menkulden otomotive kadar birçok sektörün ana bileşeninin tekstil olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Temel ayraç şu; bu sektör, artık sadece istihdama katkı sağlamayacak, Türkiye'yi zenginleştirecek. O anlamda sektör ciddi bir makas, kulvar değiştiriyor. Bunu bugünden yarına değil, yıllara dayalı bir biçimde yapıyor, geleceğe doğru da bu değişimini hızla sürdürecek.''