Kültür-Sanat


Elif Yıldız HARMANKAYA

Anadolu gastronomisinde zengin mutfağı ve kadim ürünleriyle özel bir yeri olan Rize, 11-13 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenen gastronomi festivalinde katılımcıları lezzetin yanı sıra tarih, kültür ve doğaya da doyurdu. Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği (TURYİD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Ebru Koralı koordinatörlüğünde düzenlenen 4. Rize Gastronomi Günleri’nde ilin mutfak kültürünün sürdürülebilirliğini odağına alan paneller ve atölyeler büyük ilgi topladı.
Festivalde, kentin ve 11 ilçesinin işaretli ürünleri, yerel malzemeleri ve geleneksel lezzetleri tanıtıldı. Hazırlanan tadım stantları ve şef sunumlarıyla büyük bir lezzet şöleni yaşandı. 

DOĞANIN KUCAĞINDA LEZZET SERÜVENİ

Rize’ye ayak bastığınızda, nemli Karadeniz havası sizi hemen sarıp sarmalıyor. Rize’nin en çok yağış aldığı döneme denk gelmesine rağmen, festival süresince hava yüzümüzü güldürdü. Karadeniz’in ünlü yağmurları sadece son gün kısa bir gösteri yaptı. “Yağmur ne zaman diner?” sorumuza esnaftan “10 gün sonra” yanıtını aldık. Böylece Rize’ye özgü, “Haftada iki gün yağmur yağar; biri üç gün, diğeri dört gün sürer” sözünü kısa da olsa bizler de deneyimlemiş olduk.

Etkinlik, festivalden bir gün önce Fırtına Deresi kıyısında bölgenin doğal ürünleriyle donatılmış zengin bir kahvaltıyla başladı. Ardından Çamlıhemşin’in tarihi Zilkale’sinde kentin kültürel mirasını keşfettik. Çay Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni (Caymer) kısaca ziyaret ettikten sonra durağımız Çayeli Ahmet Hamdi İshakoğlu Doğal Yaşam Müzesi oldu. Geçtiğimiz yüzyılda Çayeli ve civarında yaşayan halkın günlük hayatını konu alan eserler ve canlandırmaların sergilendiği müze, bölgenin tarım ve doğa ile ilişkisini tanımamızı sağladı. Rize’nin ünlü çay bahçelerinden biri olan Çeçeva’da gün batımını izlerken çayımızı yudumlamak ise benzersiz bir keyif oldu.

HER İLÇENİN FESTİVALDE TUZU OLDU

Rize Çay Çarşısı yanında kurulan alanda düzenlenen festival, bu yıl kentin 11 ilçesinin yerel ürünlerini ve mutfağını da kapsadığı için çok daha zengindi. Her ilçenin kendine özgü bir mutfağı ve coğrafi işaretli yerel ürünleri bulunduğunu görmek şaşırtıcıydı. Özellikle kadınların çalışkanlığı, güler yüzlülüğü ve lezzetli yemekleri, festivale bambaşka bir enerji kattı.
Festival boyunca Rize’nin coğrafi işaretli ürünleri ve işaret almaya aday 100’den fazla yerel ürününü tanıma fırsatı bulduk. İyidere’den Çayeli’ne kadar farklı yörelerden geleneksel yemekler, yerel malzemelerle sahnede hazırlanarak tanıtıldı. Aralarında Rize Çayı, Rize Kavurması, Rize Simidi, Rize Baston Ekmeği, Enişte Lokumu, Rize Muhlaması, Pepeçura, Rize Etli Karalahana Sarması, Çayeli Koloti Peyniri, Çayeli Kuru Fasulye, Anzer Balı, Ayder Balı ve Derepazarı Pidesi'nin bulunduğu yöresel ürünlerin her biri başlı başına bir lezzet şöleni yaşattı.

4. Rize Gastronomi Günleri, bölgenin mutfak kültürünü uluslararası sahneye taşıyarak hem yerel halkın hem de uluslararası ziyaretçilerin ilgisini çekti. Etkinlik, Rize’nin gastronomi zenginliklerini sürdürülebilirlik temelinde tanıtırken, coğrafi işaretli ürünlerin dünya çapında hak ettiği yeri bulması için önemli bir adım oldu. Festival boyunca katılımcılar, doğanın kollarında bir gastronomi yolculuğuna çıkmış gibiydiler. Lokanta sahibi, yatırımcı ve Rize’nin tanıtım elçisi Süleyman Tarakçı, bölgenin gastronomisine duyduğu tutku ve misafirperverlikle festivalin enerjisini yükseltti.

RİZE'NİN MİRASI GELECEĞE TAŞINIYOR

Elbette bu zengin ve kadim mutfak kültürünün yaşaması, gelecek nesillere geliştirilerek aktarılması ve dünya gastronomisinde hak ettiği yeri alması çok önemli. Bu yüzden festival boyunca değerli yerel ürünlerin ve Rize mutfağının sürdürülebilirliğini odağına alan çeşitli atölye ve paneller düzenlendi. Gastronomi sektörünün uzmanları, çiftçiler, mutfak kültürü araştırmacıları, akademisyenler ve Rize mutfağının usta şeflerinin deneyimlerini paylaştığı panellerde, tarım, turizm ve gastronomi, Rize Lokantaları, Çay Turizmi ve Rize’de Balık Yetiştiriciliği gibi konular sürdürülebilir yaklaşımlarla tartışıldı.

İLHAM VEREN DENEYİMLER, UFUK AÇAN BİLGİLER  

4. Rize Gastronomi Günleri kapsamında düzenlenen;  her birinde ufuk açan bilgilerin ve deneyimlerin paylaşıldığı panellere kısaca da olsa değinmeden bu yazıyı bitirmek haksızlık olur.

Rize’nin zengin mutfak mirasını geleceğe taşımak için yapılan çalışmaların konuşulduğu panelde Şef Pınar İshakoğlu, Rize mutfağının inceliklerini ve yerel lezzetlerin nasıl ustalıkla hazırlandığını anlattı. Mutfak Kültürü Araştırmacısı Nevin Halıcı, Rize’nin gastronomi tarihindeki derin köklerini ve bu mirasın korunması için atılması gereken adımları aktardı. Şef Tuğba Yazıcı tarafından yönetilen “Sarma Atölyesi” ise, Rize’nin otantik sarma tariflerini öğrenmek isteyen katılımcılar için eşsiz bir deneyim sundu.

RİZE MUTFAĞININ TANITIM ELÇİLERİ

Rize’nin özgün mutfak kültürünü tanıtmak amacıyla düzenlenen bu oturumda, bölgenin tanınmış lokantalarının şefleri bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Ebru Koralı moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Abdullah Hüsrev (Hüsrev Lokantası), İsmail Reyhanoğlu (Liman Lokantası), Süleyman Tarakçı (Nalia) ve Hızır Keskin (Havyore) yer aldı. Şef Çiğdem Seferoğlu tarafından sunulan Rize’den Türk Mutfağına Armağan Kuru Fasulye ve Pilav, katılımcılar arasında büyük beğeni topladı. Çiğdem Seferoğlu’nun ilham veren hikayesi, Bilgi Üniversitesi İşletme mezuniyetinden sonra Okan Üniversitesi’nde aşçılık okuyarak hayalinin peşinden gitmesiyle başlamış. THY’de özel şef olarak görev alması, kariyerine önemli bir ivme kazanmış. Rize’de öğrenip geliştirdiği kuru fasulye tarifi ise kariyerinde dönüm noktası olmuş.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GASTRONOMİ

Festivaldeki bir diğer önemli oturum, sürdürülebilir tarım ve gastronomi üzerineydi. Moderatör Mine Ataman’ın yönetiminde gerçekleşen oturumda, Seda Kazdal, Dr. Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Cansu Dirim (Eataly) ve Bahar Okyar (RECOLTEM) gibi isimler, sürdürülebilir tarım uygulamalarının gastronomiyle nasıl birleşebileceğine dair görüşlerini paylaştı. Asuman Kerkez ise, Çamlıhemşin’den hazırladığı Isırgan Çorbası, İkizdere’den Paluze Tatlısı ve Ardeşen’den Ğoğlli Hamsi ile yerel lezzetlerin sürdürülebilir tarımla nasıl bütünleştirildiğini gösterdi.

GELECEĞE MİRAS: YENİ SÜRDÜRÜLEBİLİR STRATEJİLER

Şeref Oğuz moderatörlüğünde gerçekleştirilen bu panelde, Rize’nin coğrafi işaretli ürünlerinin küresel pazarlara açılma potansiyeli konuşuldu. Gıda Kategori Müdürü Birol Uluşan, eski Tarım Bakan Yardımcısı Ayşin Işık Gece ve Prof. Dr. Alaaddin Kızıltan’ın katıldığı oturumda, yerel ürünlerin sürdürülebilir büyümesi ve tanıtımı için yapılması gereken stratejiler konuşuldu. Panelde, Rize’nin zengin yerel ürünlerinin dünya gastronomi sahnesinde hak ettiği yeri alabilmesi için sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesi gerektiği vurgulandı. Panelin sonunda, şef Melih Demirel ve Doğa Özkaya katılımcılar için Rize’nin geleneksel yemeklerini hazırlayarak, lezzet dolu bir deneyim sundular.
Şeref Oğuz’un etkinlikte dile getirdiği “Küresel düşün, yöresel davran, töresel yaşa” mottosu, panelin ana mesajı oldu. 

PİDE MUCİZESİ: GELENEKTEN GELECEĞE LEZZET YOLCULUĞU

Rize’nin ünlü pidelerinin tarihsel kökenlerinin ve üretim süreçlerinin tartışıldığı panel, Ebru Koralı’nın moderatörlüğünde gerçekleşti. Şevket Alaeddinoğlu (Doğal Dükkan Tirebolu), doğal ve yerel malzemelerle hazırlanan pidelerin lezzet sırlarını katılımcılarla paylaştı. Murat Samangül (Derepazarı Pidecisi) ise Derepazarı’nın ünlü pidelerinin hikayesini anlatarak, bu eşsiz lezzetlerin gelenekle nasıl harmanlandığını gösterdi. Killi Takım Kaptanı ve Aşçı Volkan Aslan da pidelerin yaratıcı sunumlarıyla katılımcılara gastronomik teknikler sundu.

SINIRSIZ ÇAY: TÜRK ÇAYININ GELECEĞİ

Ebru Erke moderatörlüğünde düzenlenen “Sınırsız Çay” oturumunda, Türkiye’nin en önemli tarım ürünlerinden biri olan çayın geleceği tartışıldı. Prof. Dr. Kezban Yazıcı, Hasan Önder ve Yusuf Ziya Alim gibi isimler, Türk çayının mevcut durumu ve geleceğine dair bilgiler verdi. Ayrıca Dr. Bilgen Mete ve çay uzmanı TMC TR 2019 çay şampiyonu Yuchi Pirim, çay turizminin potansiyelini ve çayın uluslararası tanıtımında atılabilecek adımları anlattı. Yuchi Pirim’in uluslararası çay demleme ve sunum teknikleri üzerine verdiği bilgiler, katılımcılarda büyük yankı uyandırdı.

KUZEYİN SAĞLIKLI MUTFAĞI VE GELENEKSEL TARİFLER

Karadeniz mutfağının besin değerleri üzerine gerçekleşen “Kuzeyin Sağlıklı Mutfağı” oturumunda, Prof. Dr. Taylan Kümeli, sağlıklı beslenme ve Karadeniz mutfağının zengin içerikleri hakkında kapsamlı bilgiler sundu. Şef Tolgahan Tabak ve Berrak Tuna tarafından hazırlanan geleneksel Karadeniz tarifleri, modern dokunuşlarla birleştirilerek katılımcılara sunuldu. Bu oturum, sağlıklı beslenmenin ve yerel tariflerin modern gastronomideki yerini vurguladı.

RİZE’DE BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Oğuz Otay moderatörlüğünde gerçekleşen bu oturumda, Prof. Dr. İlker Kurtoğlu ve Prof. Dr. Emre Çağlak, Rize’nin su ürünleri potansiyeli ve özellikle Gökkuşağı Alabalığı ile Mersin Balığı üzerine bilgiler paylaştı. Katılımcılar, Rize’nin balık çeşitliliğini keşfederken, bu lezzetli balıkların nasıl gastronomik değerlere dönüştürülebileceğine dair ipuçları aldılar. Ayrıca şef Çiğdem Alagök, yeni ve yaratıcı balık tarifleri sunarak katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşattı.

RİZE’NİN KATMA DEĞERLİ TURİZM POTANSİYELİNE BİR BAKIŞ

Bihter Ayyıldız moderatörlüğünde gerçekleşen bu oturumda, Rize’nin turizm potansiyeli ele alındı. Olgun Atagün, Sabriye Kocabalkan ve Umut Karakuş, Rize’nin turizm ve destinasyon geliştirme stratejilerini tartışırken, Merve Gültan yerel malzemelerle hazırladığı lezzetli tatlılarla katılımcılara gastronomik bir deneyim sundu.


patronlardunyasi.com