Patronlar


Adları önce miras kavgasıyla, ardından sahibi oldukları Sitebank'a el konulmasıyla, son olarak da yapımı yılan hikâyesine dönen Taksim Parkotel'in Ofer Grubu'na satışıyla gündeme gelen Sürmeli ailesi sessizliğini bozdu. Otelleri yenileyerek atağa geçmeye hazırlandıklarını söyleyen Sürmeli kardeşler, gelecek hedeflerini anlattı.

Kuruluşunun 35. yılını kutlayan Sürmeli Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Eda Sürmeli, 1997'de vefat eden işadamı Yalçın Sürmeli'nin en büyük kızı. Kardeşi Seda Sürmeli ise grupta satış ve pazarlamadan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor.

'Keyifli yatırım'
Sürmeli'nin 1972 yılında Yalçın Sürmeli tarafından kurulduğunu söyleyen Eda Sürmeli, "2005'te bir yenileme sürecine girdik. 2006'da tesis sayımız dörde, yatak kapasitemiz 2 bin 18'e ulaştı. Toplam tutarı 26 milyon YTL olan yenileme yatırımlarımızın yüzde 50'sini tamamladık. Sıkıntılı dönemi tamamen atlattık ve çok keyifle yatırım yapıyoruz" diyor.

Eda Sürmeli, yenileme çalışmalarıyla teknolojik altyapı oluşturmayı, mevcut marka imajını tazelemeyi, otellerinin gücünü ve kalitesini artırarak bugüne kadar ulaşılamayan hedef kitlelere ulaşmayı amaçladıklarını anlatıyor. 35 yıllık 'hikayenin' temellerini babaları Yalçın Sürmeli'nin attığını belirten Eda Sürmeli şöyle devam ediyor:

İstanbul'a yeni otel
"Kökenimiz Kayseri'ye dayanıyor. Dedem Kayseri'de küçük bir otel sahibiymiş. Daha sonra Adana'ya yerleşmişler. Babam temelini Adana'da attığı 'Sürmeli'yle Türkiye'nin ilk lokal otel zincirini kurmuş. Babamın vefatıyla yönetimi annem devraldı. Hâlâ grubun yönetim kurulu başkanı."

2006 cirolarının yaklaşık 19 milyon dolar olduğunu kaydeden Eda Sürmeli, şu anda 600 çalışanlarının bulunduğunu belirtiyor. 2008 yılında yeni otel açarak zinciri büyütmeyi hedeflediklerini belirten Eda Sürmeli, "İlk aşamada İstanbul'da yeni bir otel açmayı düşünüyoruz. İş dünyasına yönelik bir hizmet planlıyoruz" diyor.

Eda Sürmeli, grubun uzun vadeli yatırım planında, 2010 sonuna kadar dört butik otelin bulunduğunu, bunların ikisinin şehirde yer alacağını, ikisinin de resort otel olacağını kaydediyor.

Bir daha bankacılık sektörüne girmeyi düşünmediklerini söyleyen Eda Sürmeli, "Kendi işimiz olan turizme odaklanacağız. Bu alanda liderliği hedefliyoruz" diyor.

'Çöp de temizledim, yatak da topladım'
Sürmeli kardeşlerin ikisi de Londra'da işletme eğitimi almış. Seda Sürmeli "Otelcilik dışında başka bir meslek hiç aklımızdan geçmedi" diyor.
Üniversiteyi Londra'da okuyan Seda Sürmeli, mezun olduktan sonra İstanbul Mövenpick otelde staj yapmış. Satış ve pazarlamadan sorumlu olarak Sürmeli'de çalışmaya başlayan Seda Sürmeli, "Ne olursa olsun Mövenpick uluslararası bir zincir. Bu anlamda deneyim çok önemli. Orada yatak da yaptım, çöp de temizledim. Sürmeli kendi otelimiz olduğu için bu gibi imkanlarım olmayacaktı. Mutfaktan gelmeyi tercih ettim" diyor.

Sürmeli kardeşlerin ilginç hobileri de var. Dans dersleri alan Eda Sürmeli, "Latin danslarına merakım var. Salsa yapıyorum. Aynı zamanda yemek yapmayı da seviyorum. 50'ye yakın kendi buluşum olan yemek var" diyor. Seda Sürmeli ise kitap okumayı ve seyahat etmeyi sevdiğini söylüyor.

Söyleşide bulunmayan Sürmeli kardeşlerin en küçüğü Selin Sürmeli ise İtalya'da halkla ilişkiler eğitimine devam ediyor. Okulu bitince Sürmeli'nin kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler departmanında göreve başlaması planlanıyor.

'Parkotel'in satışı en doğru karardı'
Eda Sürmeli, Parkotel ile ilgili olarak şunları söylüyor: "Babam Yalçın Sürmeli'nin çok önemli bir projesiydi. Yerel yönetimdeki değişiklik bize dava sürecinde maddi manevi yaralar verdi. Satışı bizim için en doğru karardı. 32 milyon 750 bin dolara Boğaziçi Holding aracılığıyla Ofer Grubu'na satıldı. Hiç payımız kalmadı. Satış gelirinin bir kısmını otellerin yenilenmesinde kullanıyoruz."

'Çin ve Hindistan'a yöneleceğiz'
Yoğun rekabette yeni pazarlama stratejileri ve teknolojik altyapıyı oluşturduklarını söyleyen Seda Sürmeli, şunları söylüyor:
"Bu anlamda e-trade pazarına yöneldik. Dünya portallarında yer alıyoruz. 2007'nin sonuna doğru meyvesini almaya başlayacağız.
Çin ve Hindistan pazarına yönelmeyi planlıyoruz. Çünkü şu an Akdeniz çanağında Mısır, Cezayir, Fas gibi ülkeler çok prim yapıyor. Agresif bir pazarlama yöntemi uyguluyorlar. Avrupa'daki talep o bölgeye kaymış durumda."

Eylem Türk/Milliyet