Dünya’dan Erkin Işık bu haftaki köşesinde “İndirime devam edersek, kredilere acil fren lazım…” başlıklı yazı kaleme aldı. Işık yazısında kredilerde acil yavaşlama gerektiğini dile getirdi.
İşte Erkin Işık’ın yazısının tamamı:
Şubat ayı enflasyonu, TCMB’nin 6 Mart PPK toplantısında 250 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasına olanak tanıyacak gibi görünüyor. Ancak talep görünümünde geçen yılın son çeyreğinde başlayan ve bu yıl da devam eden güçlenme, krediler tarafında acil yavaşlatıcı önlemler alınmasını gerektirmektedir.
ŞUBAT AYINDA ENFLASYON EĞİLİMİ GERİLİYOR
Şubat ayında gıda fiyatlarında, özellikle işlenmiş gıda fiyatlarında yükseliş devam etti. İnternetten derlediğimiz verilere göre, et fiyatlarında belirgin bir artış gözlemliyoruz. Sebze-meyve fiyatları ayın başında geriledi ancak ikinci yarıda olumsuz hava koşulları nedeniyle yeniden yükseldi. Aylık gıda enflasyonunun %4 civarında gerçekleşmesini bekliyoruz.
Enerji grubunda, akaryakıt, tüp gaz ve LPG fiyatlarındaki artış bir önceki aya kıyasla daha sınırlı kaldı. Şebeke suyu fiyatlarının belirgin şekilde yükselmesini beklemekle birlikte, artışın geçen aya göre daha düşük olacağını öngörüyoruz. Elektrik ve doğalgazda genel bir zam yapılmasa da, elektrik tüketiminde kademeli fiyat tarifesi nedeniyle ortalama fiyatın yükseleceğini tahmin ediyoruz. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, enerji enflasyonunun %4,5 civarında olmasını bekliyoruz.
Sene başındaki ÖTV artışına rağmen sigara fiyatlarında yükseliş görülmedi. Alkollü içki ve altın fiyatlarındaki artışların ise manşet enflasyona etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyoruz.
OTOMOBİL FİYATLARI SABİT KALDI
Çekirdek enflasyon tarafında, otomobil fiyatları büyük ölçüde sabit kaldı. Elektrikli eşyalardaki önceki artış eğilimi zayıflarken, mevsimsel etkilerle giyim fiyatlarının düşmeye devam etmesini bekliyoruz. Hizmet sektöründe, lokanta fiyatlarındaki artış hız kaybetmekle birlikte yüksek seviyesini koruyor. Kiralarda ise yılbaşında hızlanan artışın kademeli olarak yavaşlayacağını tahmin ediyoruz.
Sağlık tarafı son günlerde çok konuşuldu. Ocak ayında SGK katılım paylarına yapılan artış enflasyonu 0.6 puan yukarı çekmişti. Şubat ayında da benzer bir etki bekleniyordu. Ancak geçen hafta Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile bu katkı payları yaklaşık yarıya düşürüldü. Bu nedenle, aylık enflasyona etkinin tamamı Ocak ayında yansımış oldu ve Şubat ayında bu kanaldan enflasyona ek bir etki beklemiyoruz.
Bu çerçevede, Şubat ayında TÜFE enflasyonunun %3 olmasını bekliyoruz. Bu durumda yıllık enflasyon %42,1’den %40,1’e gerileyecek. Mevsimsel düzeltilmiş olarak da aylık TÜFE enflasyonunun %2,5 ile önceki ayki %3,4’e göre gerileyeceğini ve geçen yılın son çeyrek ortalamasına yakın bir seviyeye düşeceğini tahmin ediyoruz. Çekirdek enflasyon tarafında da eğilimlerin önceki aya göre gerileyeceğini, hatta geçtiğimiz yılın son çeyrek ortalamasının altına düşebileceğini düşünüyoruz.
FAİZ İNDİRİMİ KESİN GİBİ DE GÜÇLENEN TALEP NASIL KONTROL EDİLECEK?
Enflasyondaki bu görünüm ile TCMB’nin 6 Mart’taki PPK toplantısında, önceki iki toplantıya benzer şekilde, 250 baz puanlık faiz indirimine gitmesi kesin gibi görünüyor. Hatta SGK düzenlemesinin yürürlüğe giriş tarihinin önceki düzenlemeye benzer şekilde 15 Ocak olarak belirlenmesi, biraz da bu amaçla yapılmış gibi anlaşılıyor.
Ancak önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon riskleri artıyor. Talep görünümü, geçen yılın son çeyreğinden itibaren güçleniyor. Cuma günü açıklanacak GSYH verisi bunu daha görünür kılacaktır. Geçen hafta belirttiğimiz gibi, dış talebin büyümeye katkısı son çeyrekte negatife dönerken, güçlü iç taleple ithalatın artması bunda etkili oldu. İç talebin güçlenmesi ayrıca hanehalkı tüketim artışına da yansıyacaktır.
Böylece son çeyrekte, çeyreklik olarak %1,5 ile potansiyelin üzerinde bir GSYH büyümesi gerçekleşmiş gibi görünmektedir. TCMB’nin son enflasyon raporunda potansiyele yakın, %1 civarı bir büyüme öngörülüyordu. Bu da talep görünümünün enflasyon açısından daha olumsuz olduğunu göstermektedir.
BÜYÜME DEVAM EDİYOR
Bu yılın ilk çeyreğinde de büyüme devam ediyor. Kredi kartı verileri, fiyat ve mevsimsel etkiler arındırıldığında, Ocak ayında artış olduğunu gösteriyor. Net kredi kullanımında hızlanma var. Perakende sektörü güven endeksinin Ocak-Şubat ortalaması, geçen yılın son çeyreğine kıyasla %3,2 hizmet sektöründe %2,1 inşaat sektöründe %3 daha yüksek seviyede.
Kredilerin döviz tarafta büyüdüğünü ve tüketici tarafında faiz hassasiyetinin düşük olduğunu dikkate alarak, Mart ayı için faiz indirimlerine ara vermek veya yavaşlatmak gerekmeyebilir. Ancak kredi büyüme hızını yavaşlatacak önlemler acilen alınması gerekli gibi gözüküyor. Döviz kredilerde %1’lik aylık artış sınırının aşağı çekilmesi, hem talep görünümü hem de şirketlerin kur riski birikimini yavaşlatmak açısından öncelikli bir adım olabilir.
Özellikle tüketici kredileri tarafında da kısıtlayıcı önlemler gerekebilir. TCMB Başkanı Fatih Karahan da son Enflasyon Raporu sunumunda, bu konuda önlemler alınabileceğine dikkat çekmişti.
Ayrıca, kredilerde birçok alan istisna kapsamında ve bu limitlerden muaf tutuluyor. Örneğin, döviz kredileri dolar bazında yılbaşından bu yana %4,3 büyüdü ki bu, aylık %1 büyüme sınırının çok üzerinde bir eğilime işaret ediyor. Bu istisnaların gözden geçirilmesi, kredi büyümesini sınırlandırmak adına etkili olabilir.
patronlardunyasi.com