Geçtiğimiz yıl pankreas kanserine yakalandığını öğrenerek, tedaviye başlayan Apple'ın CEO'su Steve Jobs, başarılı bir ameliyat geçirdi. Öğrencilere seslenirken, başlangıçta doktorların kendisine eve gidip, ailesiyle vakit geçirip, işlerini yola koymasını, yani bir anlamda 'ölmeye hazırlan' mesajını ilettiğini anlatan Jobs, gençlere zamanlarının kısıtlı olduğunu hatırlattı. Son derece dramatik olan konuşmada, Jobs'un unutulmaz bir ders niteliğindeki sözlerinin özeti şöyle:
1 Size yaşamımdan üç öykü anlatacağım. İlki noktaları birleştirmekle ilgili. Ben üniversiteden mezun olmadım, altı ay sonra okulu terk ettim. Annem üniversitedeyken, evlenmeden hamile kalmış ve beni evlatlık olarak bir avukat ve eşine vermiş. Bu aile bir kız çocuğuna sahip olmak istediği için, başka bir aile gündeme gelmiş. Biyolojik annem, yeni ailenin üniversite mezunu olmadıklarını keşfedince, onlara beni üniversiteye göndermeleri koşuluyla evlatlık vermiş.
2 Üniversiteye 17 yaşında başladım, ama işçi sınıfından gelen ailemin tüm birikimi okul taksitlerine gitsin istemedim. Bu yüzden okulu bıraktım. Hayatımı boş şişeleri satarak sürdürmeye çalıştım. Okulda verilen kaligrafi dersleri ilgimi çekti, bu derslerde yazı karakterleri hakkında her şeyi öğrenme imkânım oldu.
3 On yıl sonra, Macintosh bilgisayarları tasarlarken, bütün bu öğrendiklerim bana yol gösterdi. Macintosh, harika bir yazı karakteri olduğu için beğenildi.
4 Yaşamınızdaki noktaları birleştirirken, geçmişe bakarak bunu yapamazsınız. Geçmişteki noktaları birleştirerek çözüme ulaşılır. Noktaların gelecekte bir biçimde birleşeceğine güvenmek zorundasınız. Bir şeye güvenmek zorundasınız: Kadere, sezgilerinize, karmaya, vs. Benim yaşamımdaki en önemli öge bu yaklaşımım oldu. Beni asla yanıltmadı.
5 İkinci öyküm aşk ve kaybetmek üzerine. Apple'ı 20 yaşındayken, garajda kurdum. On yılda 4 bin çalışanıyla 2 milyar dolarlık bir şirket yarattık. 30 yaşında, kendi kurduğum şirketten yönetim kurulunun kararıyla kovuldum. Yaşamımın merkezinde olan şeyi kaybedip, umutsuz biçimde ortada kaldım.
6 Hâlâ Apple'a aşıktım. Yeniden başlamaya karar verdim. Başarının ağırlığı yerini, yeniden başlamanın hafifliğine bıraktı. Yaşamımın en yaratıcı dönemlerinden birine başladım. Sonraki beş yılda, sıfırdan başlayan birisinin rahatlığıyla, NeXT ve Pixar'ı kurdum. O sırada şimdiki eşime aşık oldum. Pixar dünyadaki ilk bilgisayar yardımıyla tasarlanmış filmi, Toy Story'yi yarattı. Pixar bugün dünyanın en başarılı animasyon stüdyosu. Sonra Apple NeXT'i aldı, ben de tekrar işime kavuşmuş oldum. Bu arada şahane bir ailem oldu.
7 Apple'dan kovulmamış olsaydım, bunların hiçbirisi olmamış olacaktı. Acı bir ilaçtı, ama anlaşılan hastanın buna ihtiyacı vardı. Bazen yaşam kafanıza bir tuğla atıyor. İnancınızı yitirmeyin. Neyi sevdiğinizi anlayın. İş, yaşamınızın büyük bir bölümünü dolduruyor, eğer hâlâ bulamadıysanız, aramayı sürdürün. Aşkta olduğu gibi, bulduğunuzda onun olduğunu bilirsiniz.
8 Üçüncü öyküm, ölümle ilgili. 17 yaşında, şöyle bir şey okumuştum: "Hayatınızın her gününü, son gününüz gibi yaşarsanız, günün birinde mutlaka haklı çıkarsınız." Bu beni çok etkiledi, son 33 yılda, hergün aynaya baktım ve kendime sordum, "Bugün hayatının son günü olsa, şimdi yaptığın işi yapar mıydın?" Cevabımın hayır olduğu günlerin sayısı arttığında, değiştirmem gerektiğini anladım.
9 Yakında öleceğini bilmek ya