Boronkay'ların ortanca kızı Selin'le söyleşi yap dendi. Ben içimden vız vız ettim. "Sosyetenin şımarık kızıyla görüşeceğim, yandım ah yandım" dedim. Sonra çok utandım bu düşüncelerimden. Karşıma şirin, şeker, saf ve tevazuyu abartmış bir 'komşu kızı' çıktı. Bir gece önce kol kanat gerdiği sanatçıların rock konseri vardı ve sabahlamıştı. Yine de çelik disiplinli olduğunu kanıtlayıp "4'te yatsam da 9'da kalkar, 10'da sizi beklerim. Evimizi bulmak kolay. Sünnetçi Kemal Özkan'ın az ötesi" dedi. Tek problem 10'da kalkamayıp randevuyu 12'ye erteleyişi. Benim de bu yazıyı geç teslim edip eklerdeki arkadaşlardan "göz zılgıtı" yiyişlerim oldu.
- Rock gruplarının menajerliğini yapıyorsun. Nereden icap etti?
- Üniversiteden sonra babamın işine, otomotiv sektörüne girdim. Operasyon bölümünden satışa, sonra halkla ilişkiler bölümüne. Oto show'lar, defileler filan derken bütün arkadaşlarım "Selin defilem var, Selin manken lazım, açılış var, Selin yardım eder misin?" diye soruyorlardı. Hiç ticari yanını düşünmeden yardım ettim. Baktım bu işi çok seviyorum, yapayım dedim. Yavaştan öğreniyorum. Dün konser vardı, bir barda rock konseri nasıl olur, onu öğrendim.
- Nasıl olurmuş?
- Eskiden de mesela elimize bir kağıt gelirdi. Kulis ihtiyaçları diye. Kuruyemişin çeşitlerini isterlerdi şaşardım. 5 şişe votka, 2 şişe JB şöyle şöyle olacak...
- Kuruyemişin çeşidi ne yani?
- Soyulmuş fıstık, bilmem ne fındık falan işte. Sahneye çıkmadan önce motivasyonları önemli.
20'YE YAKIN KEDİM VAR
- Siz evde kimlerle yaşıyorsunuz?
- Anne, baba, iki kız, bir de hayvanlarımız. 20'ye yakın kedi, iki köpek. Bizde hayvan sevgisi çok fazla. Babam hep der ki; "Evladın da olsa büyütüyorsun sana kızıyor. Eve geliyorsun yüzüne bakmıyor, konuşmuyor. Köpeği dövsen ki ben asla hayvanlara el kaldırmam, geldiğin zaman seni kapıda bekliyor, seviniyor. Bence Allah'ın yarattığı herkesin bir amacı var. Onlar da sevgi vermeye gelmiş. Hiçbir hayvan kin tutmaz, her şeyi hemen unutur.
- Deve kini, fil hafızası lafları nereden geliyor ki?
- Yanlıştır o laflar. Gerçi bir tane vardı, Ayşe diye bir deve... Ada'da... Babama sinirlenmişti. Kalabalıkta da görse kovalardı babamı. Keşke şu anda imkanım olsa da fil ve develerle haşır neşir olsam.
- !!!!!!!!!
- Babam eskiden avcıydı. Federasyondaydı. Sonra fark etti ki av kötüdür.
- Sen ava gittin mi?
- Ben avcıları vururdum herhalde. Hayvanlara kötü davranamam. Küçükken sinek beslerdim.
- !!!!!!!!
- Yeşilliklerle beslerdim. Annem Böyle sinek beslenmez" diye kızar uçururdu sinekleri. Küçük böcek vermek lazımmış.
- Çocuğun olsa ne kadar özenli büyütürsün.
- Evet, hem de çok.
- Evlenmeden yapar mısın çocuk?
- Yapamam. Bir kere aileme sordum, evlenemezsem mesela diye doğru bulmadılar. Çok çalışıyorum. Yaptığımız işler evlenmeye filan zaman bırakmıyor.
- Millet nakitsizlikten evlenemez, sen vakitsizlikten mi? Ne oldu Küçük Onur'la olan arkadaşlığınız?
- 4 buçuk sene onunla bir ilişkim vardı. Şimdi iyi dostuz. Albüm çalışması yapıyor. Şarkılar topluyor.
- Senden oldukça küçüktü.
- Evet. 24 yaşında şimdi. Aramızda yaş farkı yok gibiydi. Benim zaten yaşım büyük ama beyin