Spor


Oskay hakkındaki suçlamalar
Fenerbahçe ile ilgili ortaya attığı iddialarla gündemi sarsan Cihan Oskay ile ilgili iddialar da birbirini kovalıyor. Bir dönem F.Bahçeli futbolcularla yakın ilişkiler kuran Oskay"ın bir dönem çalıstırdığını iddia ettiği Kebapçı Biges tarafından gazete ilanıyla arandığı ortaya çıktı. Oskay için bir dönem birlikte çalıştığı arkadaşlarının ifadeleri şöyle;

Taşdevri Restaurant:
Şirketimizde işe başladığında acil ihtiyaçları olduğu gerekçesi ile 16 milyar lira para aldı ve ertesinde şirketimizi terketti, kaçtı. Biz de kendisini işten çıkarttık. Milletvekili Ahmet Tan"ın eniştesidir. Kendisine ulaşmaya çalıştık başaramadık.

(Cemil Akbulut): Cihan Oskay için kayıp ilanı verdik. Müessesemizi maddi zarara soktu. Biges"i her şeyiyle ona teslim ettim. Hesaplaştığımızda zarar ettiğimizi söyledi. Nedenini sordum. Önemli değil yarın bakarız dedi ve ertesi gün kaçtı. Giderken şirkete ait bir otomobil ile çek koçanını da götürdü. O günden bu yana her gün birilerine yazdığı çekler çıkıyor karşımıza. Evini sürekli taşıyor.

(Metin Kocabaş): Cihan Oskay, Bayramoğlu Hegzagon Otel"in müdürlüğünü yaparken o dönemin Gebze kaymakamı Cumhur bey tarafından işletmemize lanse edildi. Çevrede Çapari Restaurant"ta sadece çalışandı. Fakat bizim bilmediğimiz yönleri ortaya çıktı. Sağda solda şirketimize ortak olduğunu söyleyip paralar almış. Kendisi ile iş akdimizi fesh ederek yolladık. Müessesemizle ilgisi kesinlikle yoktur.

Oskay hakkındaki diğer suçlamalar:
1
- Türkiye Spor Yazarları Derneği"nde İşletme Müdürlüğü yaptığı dönemde 4 milyar lira usulsüz para almak.

2- Basketbol Federasyonu seçimlerine, Ak Parti"yi kullanarak girdi ve basın danışmanlığı yaptı.

3- Basketbol Federasyonu"nda "Karım hasta" diyerek 40 milyar TL toplamaya kalkınca kovuldu.

4- Oktay Derelioğlu"nun karısına götüreceğim diyerek F.Bahçe Kulübü"nden 20 bin dolar almış.

KAZIM KANAT'IN OSKAY HAKKINDAKİ YAZISI

O adamı tanırım.
O adam diyorum çünkü bu sözü o adama değer vermediğim için kullanıyorum.
O adam yani Bay Oskay'ı 30 yıldır tanırım.
Önceleri;
İyi bir sporsever, iyi bir Fenerli olarak tanıyordum.
Ama o adamı yani bu adamı sonraları polis bültenlerinden okur oldum.
Sahtekar..
Dolandırıcı...
Aranıp ta bulunamayan kişi...
Bir gün bizim gazetenin yanındaki köfteciye gittim. Baktım bizim Ahmet de (Çakar) orada. Bizim Gürcan'a (Bilgiç) sohbet ederken bana şunu dedi: "Önemli bir misafiri varmış. Bu akşam programa çıkmak istiyormuş."
Bir de baktım ki o adam geliyor.
Bizim Gürcan'a, bu adamın burda ne işi var diyerek sinirlenip masadan kalktım.
Sonrasını biliyorsunuz:
O adam diyor ki bu işten Kazım ile Gürcan'ın haberi olmasın.
Bizim Ahmet'te bize bir şey söylemiyor.
Arada geçen konuşma nedir?
Paranın limiti nerede başladı nerede bitti?
Çıksaydı ne söyleyecekti...
Yani falan filan...
Dahası ve çok önemlisi. Bu işin peşindeyim:
Neden ve niçin bu olay benimle Gürcan'dan saklandı.
O konuşmaya neden Ersin Düzen katıldı.
Gürcan'la ben o an masada olsaydık ne yapardık.
Gürcan'la bana bu olay anlatılsaydı ne yapardık.

Sonrasını da biliyorsunuz.
Atv'de Santra programında düşündüklerimi söyledim.
Ertesi gün de söyledim.
Bana sorarsanız nedir bu hassaslık ve alınganlık kardeşim.
Cevabım şudur efendim:
Oğlum Mesut'a bırakacağım tek mirasım tertemiz meslek yaşamımdır.
Oğlumun boğazından beş kuruşluk haram para geçirmediğimdendir.
Bu konuda hassasım.
Hassas olmama karşı çıkanlarla da daha çok hassas olurum.
Bir önemli nokta şudur:
İsim babası olduğum Atv'deki Santra programı ve çalıştığım Ciner gurubuna kalpten bağlıyım. Bu kuruma zarar vermek isteyen kim olursa savaşırım.

Şimdi gelelim şu Telegol programına.
1-Yayın anlayışları, formatları beni hiç ilgilendirmez. Bana sadece saygı duymak düşer.

2-Telegol bana göre bu yayın anlayışı ile Fenerbahce'ye ve Başkan Sayın Aziz Yıldırım'a iftira atılmasına engel olmamıştır. Bu durum hukuki bir durumdur. Bana göre suç işlenmiştir.

3-Star Müdürü Serehat Ulueren (Kendisini gazeteci ve insan olarak çok severim. Bir çok programını da destekledim.)Habertürk'te şunu dedi; Ahmet Çakar'la pazar gecesi hesaplaşacağım. Kazım Kanat'ı rahatsız olduğu için ayırıyorum.
Sevgili Serhat hastalığım konusunda ki nezaketini anlıyorum ama benim hakkımda doğruları konuşmazsan hasta olan bana daha çok kötülük etmiş olursun. Yani diyorum ki susma konuş. Benim hakkımda ne biliyorsan çekinmeden söyle, istersen iftira at. Seni mahkemeye asla vermeyeceğim. Yeter ki doğruyu söyle.

Sevgili okurlar.
Bu köşeler babamızın malı değil.
Kişisel hesaplaşmaları buralara kadar getirmek hoş ve şık değil ama ne yapayım ki etrafım kötü insanlarla dolu.
Mesaj: Türkiye'de bir tane şike olayı belgelendi. O da Altınordu-İskenderunspor arasında ki maçta oldu. Bu haberi çıkaran gazeteci benim. Gençliğimin geçtiği iskenderun'a yıllarca kaçak girende benim.
Hürriyet-superspor.com