Konut kredisi faizlerinin 1,20’li seviyelere inmesi, kira öder gibi taksitle ev sahibi olma imkanı tanıyan mortgage’ı bekleyen vatandaşın kafasını karıştırdı. Bankalar yaptıkları faiz indirimlerinin ardından konut kredilerinin mevcut haliyle bile cazip duruma geldiğini öne sürerken bankalarla aynı görüşü paylaşmayan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise vatandaşları mortgage’ı beklemeleri konusunda uyarıyor. Şener, ‘faizleri indirdik, uzun vadeli mortgage kredilerini kaçırmayın’ tarzı reklamların gerçeği yansıtmadığını belirterek, uzun vadeli ipotekli kredi sisteminde aylık yüzde 1’lik faiz oranının bile çok yüksek olduğunu vurguluyor. Son günlerde pek çok banka, konut kredisi faiz oranlarını aylık yüzde 1,20 seviyelerine çekti. Ancak bu oran yıllık bazda yüzde 14,4’lük basit faize karşılık geliyor. Enflasyonun yüzde 8’in altında seyrettiği göz önüne alınırsa aradaki puan farkının 7 civarında olması yüksek bulunuyor.
Mortgage tasarısının Başbakan Tayyip Erdoğan'ın imzasının ardından Meclis'e gönderileceğini ifade eden Şener, "Sistemin devreye girmesiyle birlikte faizler aylık yüzde 1'in altına inecek. 2006 enflasyon hedefi yüzde 5 olan bir ülkede, yıllık yüzde 10'un üzerindeki faiz fazla." diyor. Faiz oranlarındaki yüksekliğe rağmen vatandaşların taleplerini her geçen gün artırdığını ifade eden Başbakan Yardımcısı, bunun da konut fiyatlarını yükselttiğini kaydediyor. Kriz yüzünden 2001-2004 arasındaki bastırılmış talebin şimdi ortaya çıktığını ifade eden Şener'e göre daha önce parasını çıkarıp bir şey almayanlar şimdi konut kredisi almak için sıraya giriyor. Şu an konut edinmeye yönelik uzun vadeli krediler olduğunu; ancak bunların ipotekli konut finansmanı olmadığını dile getiren Şener, "Mortgage sistemi başlamadı." uyarısında bulunuyor. Sistem devreye girdiğinde konuya rasyonel yaklaşmaları konusunda vatandaşı ikaz eden Şener, ‘doğru bütçeye uygun kredi, bütçeye uygun harcama limiti' prensibinin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Şener doğru kredi alma şeklini ise şöyle özetliyor: "Aylık gelir kaç lira ise ödeme taksitleri ona göre belirlenmeli. Uzun vadeli kredi buldum, gideyim ev alayım düşüncesi yanlış. Örneğin bin Yeni Türk Lirası maaş alan ve kirada oturan biri aylık 400 YTL taksit öderse bunda herhangi bir sorun çıkmaz. Ancak bin YTL maaş alan biri 1,5 milyarlık taksidin altına girerse bu yanlış olur." Başbakan Yardımcısı Şener, ‘kriz' gibi olumsuz kavramların sürekli hatırlanmasına sebep olan olayları ortaya çıkaranların bu ülkeye büyük kötülük yaptığı görüşünde. "Yıllar geçmesine rağmen bazı kavramlar bir tarafa bırakılıp, hafızalardan silinemiyor." diyen Şener, o yüzden bu tür olumsuz kelimelerin sıklıkla kullanılmamasını istiyor. Yakalanan siyasi istikrarla birlikte ekonominin güvenilir bir ortama girdiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı, "Üç yılda kazanılan başarıların ardından ekonomiye hangi boyuttan bakarsanız bakın, güven içerisinde olduğunu görürsünüz." diye konuşuyor. Türk Lirası'nın son bir yıl içerisinde büyük değer kazandığına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Şener, bunun ihracatçı sektörleri zora soktuğunu kaydediyor. Dolardaki düşüşün yurtdışına çalışan üreticilerin maliyetlerini artırdığını ifade eden Şener'e göre bu olay yerli firmaların dünya piyasalarındaki rekabet gücünü azaltıyor.
Sistem nasıl işleyecek?
Vatandaşın önce satın alacağı imara uygun bir ev bulması gerekiyor. Bundan sonra evin tapusu ile bankaya gidip gereken para talep edilecek. Banka gerekli araştırmayı yapacak ve bunun karşılığında uygun bulursa tüketiciye krediyi verecek. Hiç peşinat vermeyenler sistemden yararlanamayacak. Genellikle bankalar konut fiyatının yüzde 25'ini vatandaşın yatırmasını istiyor. Mortgage'e dayalı menkul kıymet çıkarılacak ve bunlar Borsa'da işlem görecek. Böylece banka gerekli finansmanı ucuz maliyetle sağlayacak.