Patronlar


Yavuz Semerci'nin Vatan Gazetesi'ndeki haberi..

Fındık kurtları yine iş başında
   Avrupalı alıcılarla düşük fiyat bağlantısı yapan tüccar lobisi, gazetecileri kullanarak fındık fiyatını düşürmeye çalışıyor
 
Fındık fiyatlarını düşürme lobisi hareketlendi. Kendilerine kullanacak gazete de buldular: Sabah...
Yazık.
Sabah gazetesi ki, 2003 yılında (benim de içinde yer aldığım ekonomi servisi kanalıyla) yürüttüğü kampanya ile findik fiyatlarının tarihi seviyelere çıkmasına destek verdi ve Türkiye'nin milyarlarca dolar döviz kazanmasına yol açtı. (Abarttığımı sananlar findik üreticileri ve meslek örgütleriyle konuşabilir.) Dün, köşe yazarı Fatih Altaylı'nın yazısını Sabah'ın birinci sayfasına koyanlar, ne yazık ki (bilmeden olduğuna eminim) fındık fiyatlarını düşürme lobisine destek verdiler!

Dersimiz fındık!

Bu hızlı girişten sonra, findik olayını biraz deşelim... Kendimiz soralım, kendimiz yanıtlayalım.

* Fındıkta dünya piyasalannı kim belirler?
Türkiye...

* Neden?
Dünya üretiminin yüzde 75'i Karadeniz bölgesinde gerçekleşir.

* "Teorik olarak fiyatı Türkiye'nin belirlemesi lazım" denebilir mi?
Teorik olarak evet..

* Pratikte kim belirler?
Rekolteye bağlı olmakla birlikte, Avrupalı alıcılar, onların Türkiye'deki uzantıları olan büyük tüccarlar fiyatı belirler. Hükümetler ise "ihracatçı kimliğini kullanan tüccarların" ve onların etkilediği "gazetecilerin" etkisinde kalarak, Türkiye'nin aleyhine karar verirler. Yalanlarla insanları kandırırlar. En büyük yalan fiyat yükseldiğinde çikolata üreticilerinin bademe, findik üretiminin de başka ülkelere kayacağıdır...

* Fiyat belirleme sistemi nasıl işler?
Avrupalı alıcı, Türk tüccarla bir sene öncesinden findik fiyatı konusunda anlaşır ve kapora verir. Örneğin kentali (100 kilo) 300 dolardan anlaştıklarını farz edin. Bu işleme "alivre" denir. Alivreci tüccarlar genelde fiyatın beklenmedik artışından zarar eder. Fiyatın düşmesini tercih ederler. Örnekten gidersek, alivreci, fiyat (kentali) 330 dolara çıktığında zarar, 250 dolara indiğinde büyük kâr eder.

* Alivreci olarak tanınan kişiler kimdir?
Genelde ihracatçı olarak gözükürler. Örneğin Cüneyd Zapsu, Türk fındığının en büyük alıcısı olan Nutella'nın bir dönem temsilcisiydi. Nutella'nın fındık alım şirketi Ferrero'nun Türkiye temsilciliğini yapanları yakından tanımaz olur mu? Kenan Oltan var... Mustafa Poyraz var...

* Başka?
İstanbul Fındık İhracatçılar Birliği Başkanı Ufuk Özongun'u unutmamak lazım. Kendisi en büyük findik ihracatçısı Progıda'nın yüzde 30 ortağıdır.

* Diğer ortağı kim?
Diğer ortak, Hamburg merkezli Pisani and Rickertsen GmbH.

* Alivreciler kötü insanlar mı?
Elbette değil. Ancak onların para kazanması düşük fiyata bağlıdır.

* Onlar fiyatın yükselmeyeceğine inanarak ticaret yapıyor. Başkaları fiyat yükselecek diyorlarsa, fındık toplasın, para kazansınlar...
Pratikte hiçbir işe yaramaz. Konuştuğumuz rakamlar çok büyük. Hiçbir tüccar peşin 200-300 trilyon lira harcayarak findik toplayamaz. Bu nedenle Fiskobirlik'in fiyat politikası önemlidir ve vazgeçilemez. Fiskobirlik fiyati belirleme