Patronlar


Ailenin "kırmızı tosbağası" sayesinde Amerika'da tanıştığı Volkswagen'e aşık olan Ferit Şahenk'i bu markanın Türkiye distribürotörü olmak kesmemiş durumda. Şahenk, şimdilik mümkün değil dediği ortak yatırımın bir gün gerçekleşmesini bekliyor.

Bundan tam 31 yıl önce ailenin "kırmızı tosbağası" sayesinde Amerika'da tanıştığı Volkswagen'e yıllar geçtikçe aşık oldu. Bir zamanlar sadece araçlarını kullanma sevdası vardı, şimdi Volkswagen'in en üst düzey yöneticileriyle bir araya gelip yemek yemenin ve tartışmanın tadını çıkarıyor. Çalışma hayatına başladığında General Electrik'in (GE) kitaplarını okuyup arkadaşlarına tavsiye ediyordu. Şimdi bir zamanlar "müthiş bir şirket" diye tanımladığı GE ile Garanti Bankası'nda eş ortak olmanın keyifli gururunu yaşıyor. "İnşallah Allah Volkswagen ile yatırım yapma imkanını da kısmet eder" diyen Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, holdingin başarılarını ve geldiği noktayı Türkiye'nin gelişiminden ise soyutlamadan yorumladı.
Birkaç sene evvel "uçak pistten burnunu kaldırdı" diye tanımladığı Türkiye ekonomisinin bugün artık Türkiye belirli bir seyir irtifasına (cruising altitude) geldiğini ifade eden Şahenk, bu noktada disiplinli yapının bozulmaması ve rehavete kapılınmaması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'nin yeni bir kata çıktığını söyleyen Şahenk, "Burada yola rahat devam etmesi için birçok önlem alınmıştır. Ama gelinen nokta kimseyi şımartmamalı. Türkiye hala kırılgan bir yapıya sahip. Bu nedenle çok intizamlı ve disiplinli gitmemiz lazım. Mevcut yolda devam edilmesi durumunda ekonomik krizleri dahi rahatlıkla aşabiliriz" diye konuştu.

Türkiye yatırımcıların göz bebeği
Dünyada likiditenin arttığını buna karşın ekonomik büyümenin yavaşladığını belirten Şahenk, yatırımcıların yüksek getiri sunan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yöneldiklerini kaydetti. Türkiye'nin 1980'lerde Turgut Özal'ın yaptığı değişimlerden itibaren yabancıların ilgisini çektiğini belirten Şahenk, "Türkiye ilk etapta kısa vadeli ve sermaye-para piyasalarına dönük yatırımları çekti. Kalıcı, piyasanın yaşayan yatırımcısı haline gelecek yatırımların gelmesi için de altyapının değişmesi gerekiyordu. Son 4 yılda atılan adımlarla bu sağlandı" dedi.
Türkiye'nin sağladığı gelişmeye rağmen alması gereken çok mesafe olduğuna dikkat çeken Şahenk, 2001 yılında duvara toslayan Türkiye'nin bundan önemli dersler çıkardığını ve değişimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Türkiye'nin düşünüş yapısındaki değişimler ve yurtdışına vermiş olduğu güvenle artık uzun vadeli sermaye çeken bir ülke olma yolunda ilerlediğini belirten Şahenk, "Bütün bunlar iç ve dış güveni, yatırımcı ve tüketici tarafında değişik yerlere getirdi. Türkiye gerçek anlamda bulunduğu fiziki ortamda senelerdir gerçekleştirilmemiş, atıl kalmış potansiyeli, 70 milyonun üzerinde genç dinamik ve her türlü zorluğa rağmen sosyal hiçbir agresifliğe kaçmadan çalışmasına devam eden örnek bir toplum yapısıyla yatırımcıların göz bebeği olmaya başladı" açıklamasında bulundu.

Ekonomik disiplin sürmeli
Türkiye'nin bu süreçte beklentilerin üzerinde bir mesafe almasıyla hesapta olmayan dünya devlerinin ilgisini çekmeye başladığını belirten Şahenk, "15 yıl önce Türkiye'ye gelen fonlara, birkaç yıl önce doğrudan yatırım yapmak isteyen belli büyüklükteki müesseselere ve şimdi gelenlere baktığımız zaman bu değişimi görebiliyoruz" dedi. Sermayeyi leyleğe benzeten Şahenk, "Sermaye yuva yapacak, sıcak bir baca arıyor. Onu bulduğu zaman yuvasını oraya yapar ve büyür. Ancak o baca beklentinin çok üstünde yaşayacak bir ortamı devam ettirmezse başka bacalara gider. Bu anlamda da ekonomi alanında disiplini devam ettirmemiz ve birkaç yıl sonra IMF programını terk edecek bir ortamın yaratmamız gerekir. Avrupa Birliği konusunda da şaşkınlık yaratmalıyız. Avrupa'yı müzakerelere başlama mecburiyetine getiren bu çalışma sistem