Türkiye'nin AB süreci, Dışişleri Bakanı Gül'ün başkanlığında Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinde yapılan toplantıda değerlendiriliyor.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın da katıldığı toplantının açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Gül, AB'nin 11 Aralıkta aldığı Türkiye ile müzakereleri 8 başlıkta dondurma kararını hatırlatarak, Türkiye'nin AB sürecinin bu karara rağmen devam ettiğini kaydetti.
Müzakere süreciyle bağlantısı olmayan Kıbrıs sorununun Türkiye'nin önüne engel olarak çıkarılmaya çalışıldığına dikkati çeken Gül, bunu kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti. Gül, mevcut sıkıntılara rağmen önemli olanın müzakere sürecinin devam etmesi olduğunu ifade ederek, açılmayacak olan 8 faslın da diğerleri gibi ele alınarak, teknik hazırlıklarının sürdürüleceğini ve gerekirse bu fasılları Türkiye'nin kendisinin açıp kendisinin kapayacağını kaydetti.
Bakan Gül, "AB'nin 11 Aralık kararı, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformları yerine getirme kararlılığında en ufak bir sarsıntıya yol açmamıştır" diye konuştu. Toplantıya Gül ve Babacan'ın yanı sıra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, AB Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır, DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık, Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu ile bakanlık müsteşarları ve kurum başkanları düzeyindeki üst düzey yöneticiler katılıyor.
Edinilen bilgiye göre toplantıda, 2013 yılına kadar Türkiye'nin AB sürecinde izleyeceği yol haritası ele alınıyor. Bu toplantının ardından birkaç hafta içinde şekillenmesi beklenen yol haritasının taslak bir çerçevesinin AB Genel Sekreterliğinin internet sayfasından kamuoyuna duyurulması bekleniyor. Toplantıda siyasi konuların ele alınmayacağı, teknik değerlendirme yapılacağı belirtiliyor.
KIBRIS SORUNU
Gül, AB'nin 11 Aralık kararıyla müzakere süreciyle bağlantısı olmaması gereken Kıbrıs sorununu Türkiye'nin önüne engel olarak çıkartmaya çalıştığını belirterek, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye'nin tarama sürecinin başarılı şekilde tamamlandığını ifade eden Gül, 33 faslı ele almak üzere Brüksel'e giden 66 heyetin performansının AB Komisyonu'nun dikkatini çektiğini belirtti. Gül, heyetlerin ortaya koyduğu bu performansın teknik çerçevesi içinde tutulduğu takdirde bunun müzakere sürecinin pürüzsüz şekilde yürütüleceğinin işareti olduğunu kaydetti. Bakan Gül, "bilim ve araştırma faslındaki müzakerelerin geçici olarak kapatıldığını, eğitim ve kültür faslında müzakerelerin açılması için AB ülkelerinin ortak pozisyon oluşturmalarının beklendiğini" ifade etti.
İşletme ve sanayi politikaları faslında Türkiye'nin müzakere pozisyon belgesinin hazırlıklarının devam ettiğini hatırlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "11 Aralıkta AB'nin aldığı kararla müzakere sürecimizle hiçbir bağlantısı olmaması gereken Kıbrıs sorunu önümüze bir engel olarak çıkartılmaya çalışılmaktadır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Ama AB müzakere süreci devam etmektedir. Dolayısıyla bu sıkıntılar, kararlar ve bizim karşı açıklamalarımıza rağmen ortada gerçek olan bir şey vardır ki, o da Türkiye AB ile katılım müzakereleri yapan bir ülkedir ve bu süreç devam etmektedir." Dışişleri Bakanı Gül, Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye'nin müzakere süreci ile ilgisi olmayan bambaşka bir konu olduğunu söyleyerek, açılmayacak 8 faslın da tıpkı diğerleri gibi yerleşik usuller çerçevesinde ele alınarak, teknik hazırlıklarının devam ettirileceğini bildirdi.
Sürecin kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Gül, gerekirse bu fasılları Türkiye'nin kendisinin açıp kendisinin kapayabileceğini, bu formaliteleri, hazır olduğunda AB ile "bir günde" gerçekleştirebileceklerini belirtti. 11 Aralık kararının Türkiye'nin reformlar konusundaki kararlılığında en ufak bir sarsıntıya bile yol açmadığını söyleyen Gül, temel şiarlarının reformları sadece siyasi alanda değil günlük alanda da devam ettirmek olduğunu kaydetti. Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Müzakere sürecimizi siyasi mülahazalarla yavaşlatmak, hatta durdurmak isteyen AB üyeleri sürecin her aşamasında çaba gösterebilirler. Süreci yavaşlatmak isteyenler haksız olsalar da zaman zaman bunda başarılı da olabilirler. Ama şunu unutmayalım ki aynı şekilde sürecin hızlı ve başarılı bir şekilde sürmesi için uğraşan AB ülkeleri de vardır." Bu sürecin her zaman inişli çıkışlı olabileceğine işaret eden Gül, bunun artık tam üyeliklerini kazanmış ülkelerin süreçlerine bakıldığında da görülebileceğini bildirdi. Gül, önemli olanın inişli dönemlerde reform ruhundan sapmayarak, AB konjonktürü olumsuz seyrettiğinde durmamak, aksine yol almak gerektiğini bildirdi.