Ekonomi


Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çetinkaya, gelecek 3 yıllık sürecin temel paradigmalarını ortaya koyan Orta Vadeli Program'ın (OVP), ekonomide öngörülebilirliği artırarak beklentiler için önemli çıpa oluşturacağını söyledi.

"EKONOMİ POLİTİKALARI YAVAŞ YAVAŞ MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI"

Çetinkaya, OVP'nin fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadeleye odaklanmayı sürdüreceğine ve yapısal reformlarla öngörülebilirliği güçlendireceğine işaret ederek, "Son dönemde uygulamaya konulan ekonomi politikaları, Cumhurbaşkanı'mızın da güçlü desteğiyle, yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladı." diye konuştu.

"NOT ARTIRIMLARI DEVAM EDECEK"

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye'ye ilişkin art arda gelen olumlu görüşlerin ülkenin doğru yolda olduğunu gösterdiğini dile getiren Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı:

"Özellikle para politikasındaki net sıkılaşma ve Merkez Bankasının rezervlerindeki son dönemde iyileşme not artırımının devam edeceğini gösteriyor. Diğer taftan, bütçe dengesinde iyileşme ve enflasyonla mücadelede sağlanacak başarıyla yabancıların ülkemize olan ilgisinin daha da artacağını düşünüyorum. Son dönemde uluslararası büyük fonlarla yapılan görüşmelerin ülkemize yatırımların gelmesinde önemli katkılar sağlayacağı aşikardır."

Çetinkaya, Türkiye'nin gri listeden çıkmasıyla yabancı yatırımcıların ülkeye dair tereddütlerinin ortadan kalktığını belirterek, bunun gelecek dönemde Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin artmasına ve finansal piyasalarda rahatlama yaşanmasına neden olacağını vurguladı.

Uluslararası kuruluşlarının olumlu yaklaşımının ülkenin CDS primlerinde düşüş olarak kendini gösterdiğini anlatan Çetinkaya, mevcut durumda uygulanan rasyonel politikaların sürmesinin ülke ekonomisine önemli kazanımlar sağlayacağını bildirdi.

"ENFLASYONLA MÜCADELEDE KAMU DESTEĞİ ÖNEMLİ"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz politikasına da değinen Murat Çetinkaya, şunları kaydetti:

"Özellikle yüksek faiz, reel sektörün likiditeye ulaşma imkanlarını daraltırken ekonominin arz tarafı önemli ölçüde sekteye uğramaktadır. Enflasyon rakamlarında kalıcı bir düşüş algısı ortaya çıkmasıyla faiz oranlarında geri çekilme ekonomide rahatlama sürecini ortaya çıkaracaktır. Makro veriler rasyonel politika tercihlerinin bir sonucu olarak önümüzdeki dönemde bir dengelenme sürecine girecektir. Mevcut durumda en önemli gündem maddemiz enflasyon. Özellikle enflasyonist eğilimlerinde ortaya çıkacak iyileşme makro istikrarın sağlanmasında önemli katkı sağlayacaktır."

Çetinkaya, enflasyonun arzu edilen hızda düşmediğine de işaret ederek, enflasyon beklentilerinde önemli farklılaşma olduğunu söyledi.

Bu farklılaşmanın fiyatlama davranışlarını bozarak enflasyon ataletinin kırılmasında önemli bir engel olarak ortaya çıktığını dile getiren Çetinkaya, şu değerlendirmede bulundu:

"Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada henüz enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir değişim sergilenmediği ifade edildi. Mevcut durumda erken bir faiz indirimi, enflasyonla mücadeleyi kesin olarak tehlikeye atar. Önümdeki aylarda aylık bazda enflasyonun en az 2-3 ay yüzde 2'nin altında seyretmesi durumunda faiz indiriminin konuşulmaya başlanması daha sağlıklı olacaktır. Enflasyonla mücadelede başarısızlığın her zaman ikinci bir istikrar programı gerektireceği göz ardı edilmemelidir."

Enflasyonla mücadelede başarı için kamu desteğinin önemini vurgulayan Çetinkaya, kamu desteğinin sınırlı kaldığı enflasyonla mücadele politikasının, faizlerin uzun süre yüksek kalmasına ve ekonominin daha fazla tahribata uğramasına neden olacağını sözlerine ekledi.

patronlardunyasi.com