Gündem


Feramuz ERDİN

ÇÖP TORBASI UYGULAMASI DOĞRU MU?

Polislerin, meslektaşlarının haksızca şehit edilmesi karşısında duygusal tepki göstermemeleri beklenemez. Bu durumda Savcılık belki soruşturmayı Jandarma’nın yürütmesini isteyebilirdi?

Sonuçta, polisin duygusal davranarak yaptığı bu uygulama kanunsuz ve yakışıksız olduğu gibi, diğer yandan da polis katilinin ekmeğine yağ sürmüş bile olabilir.

Bu manzara ile halkın karşısına çıkarılan katilin, polisle başbaşayken yaşadıklarına dair uyduracağı hikayelerin önünü almak artık biraz zor olacaktır. Yargılama sürecinde bu görüntüleri lehine kullanmak için elinden geleni yapacaktır.

POLİSİN TEORİK VE PRATİK EĞİTİMİ SORGULANIYOR

Yaşanan olaydaki süreçler ayrı ayrı incelendiğinde, kamuoyunda polisin teorik ve pratik eğitiminin sorgulanması aşamasına gelinmiştir. Her iki olayı ayrı ayrı inceleyelim:

Silahını kaptıran polis: Bugün en basit trafik uygulaması bile polis açısından, silahlı saldııya uğrama riski taşımaktadır. Polislerin sanki böyle bir tehlike yokmuş gibi rahat davranması eğitimden mi, kendi algılarından mı, yoksa denetimden mi kaynaklanmaktadır? Şeyda Yılmaz’ın şehit edildiği olayı gösteren videoda da Şeyda’nın en doğru şekilde hareket ettiği görülmektedir: Arkadaşı silahını kaptırdığı andan itibaren, silahını çekmiş, sütre gerisine geçmiş ve kendini korumaya alır almaz da şüpheliye ateş etmeye başlamıştır. Yaşasaydı kendisine ödül verilmeliydi. Şansızlığı, arkasına sığındığı engelin onu koruyamamış olmasıdır.

Şeyda ile aynı müfredata uygun olarak eğitim alan diğer polis memuru arkadaşı ise tedbirsizliği nedeniyle silahını suçluya kaptırdığı gibi, istemeden de olsa, mesai arkadaşının da kendi silahıyla şehit edilmesine neden olmuştur. Buradaki fark muhakkak ki öğreticilerin yeteneği kadar; eğitim alan kişilerin algısından, psikolojisinde ve görev bilincinden kaynaklanmaktadır. Sıkı bir denetim, hizmet içi ve görev başı eğitim mekanizması kurulması gelecekte bu tür hataların önüne geçebilir. Kurumsal kültür ancak böylelikle oluşturulabilir.

Suçluya çöp torbası giydirme: Polisin hukuk bilgisinin iyi olması gerekir. Asayiş şubedeki polislerin kendilerince bulduğu bir yöntemle bir mesaj vermeleri bazı kesimlerce olumlu bulunsa da ceza yargılaması açısından sorunludur. O polis katiline bu muamele dolayısıyla daha az ceza verilmesi halinde, bu eylemin amacına ulaştığını söylemek mümkün olabilir mi? Kolluğun herşeye rağmen her zaman hukuk sınırları içinde kalması ve hukuka uygun hareket etmesi beklenir. Bu imajın zedelendiği her durum, genel kamu güvenliği ve adaletin sağlanması açısından sorunlar doğurabilir.

“SUÇ UZMANI” YETİŞTİREN O SİSTEM

Mevcut ceza ve infaz rejimimiz suçlulara adeta bir cennet vaad etmektedir. Kanundaki boşlukları ezbere bilen “suç uzmanları” hem suç sayılarını hem de suç çeşitlerini artırmakta maharet göstermektedir.

KAMUOYU DAHA NEYİ BEKLİYOR?

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye bir atasözüne sahip olan bir toplumuz. Ancak bu duyarsızlık ve diğergamsızlık neticesinde yayılan ateş en baştan söndürülmezse, büyüdüğünde hemen herkesi yok etmesi kaçınılmazdır.

Tam 32 suç kaydı olan 20 yaşındaki Muhammet Berke Çolak, 9 Ekim 2023’te polis memuru Cihat Ermiş’i şehit ettiğinde; toplam 10 suç kaydı olan 19 yaşındaki Delil Aysal 2 Şubat 2024’te İzmir’de taksici Oğuz Erge’yi hunharca katlettiğinde harekete geçmeyen, bu genç insanların bu kadar kısa sürede bu kadar suçu nasıl işleyebildiğini sorgulamayan halkımız umarız ki, polis memuru Şeyda Yılmaz’ın 20 yaşında tam 26 suç kaydı olan Yunus Emre Geçti tarafından şehit edilmesinden sonra artık bu durumun neden sadece bizim ülkemizde “kader” haline geldiğini sorgulamaya başlar!

POLİSİN ÇÖP TORBASI MESAJI KİME GİTTİ?

Aslında dünkü olay polisin bilinçaltına işleyen bir durumun dışa vurumu olarak görülebilir. Ceza ve infaz rejiminin her seferinde serbest bıraktığı suçluları tekrar tekrar yakalama baskısı polisleri doğal olarak çok yormuş durumdadır. Polis katilinin bile hak ettiği cezayı almayacağı endişesi onları bu seçeneğe zorlamış olmalıdır? Kendi imkanları dahilinde, hukuken yanlış da olsa, verdikleri mesajla yetkilileri, TBMM’ni ve hatta kamuoyunu harekete geçmeye davet etmektedirler.

Son sözümüz de sert bir açıklama yaparak “polis memuru kızımız Şeyda Yılmaz’ı şehit eden saldırganın Emniyetten adliyeye götürülme şekliyle ilgili olarak soruşturma açıldığına dair iddialar alçakça bir yalandır.” ifadeleriyle, polisler hakkında soruşturma açıldığını yalanlayan çişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya olacak: Yakında TBMM’nde yapılacak olan bütçe görüşmelerinde kolluk yöneticilerini de arkasına alarak milletvekilerinin karşısına geçip “ya şu ceza ve infaz rejimini düzeltin yada bizden boş yere suçluların peşinde koşup, hem manen hem de madden yıpranmamızı beklemeyin” diyebilecek mi? İşte o zaman Şeyda kızımız yattığı yerde rahat edecektir. Çünkü mevcut şartlar altında benzer katillerin kısa zamanda aramıza karışması an meselesidir

patronlardunyasi.com