Spor


Ulusal takımımız çok zor bir dönemden geçiyor. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmek için büyük uğraş gösteriyoruz. Zaman uzun, oynayacağımız her maç final. O Azerbaycan yenilgisi yok mu? Keşke olmasaydı. Aklımızın bir köşesinden dahi geçirmiyorduk. Neyse ki çabuk silkindik, Hiddink geç olsa da iyi işler yapmaya başladı. Almanya, grubumuzdaki en rahat takım. 5 maçta 5 galibiyetleri bulunuyor.

Mücadele, bu grupta birincilik için değil de; daha çok ikincilik üzerine kurulu. Ya biz, ya Belçika ya da Avusturya bu koltuğu kapacak. Dileriz ki şans bizden yana olur. Avusturya karşısında ilkyarıda oldukça başarılı bir görüntü çizdik ancak ikinci bölümde devamı gelmedi. Çabuk yorulanlar oldu, orta alandaki aksaklıklar gözden kaçmadı. Arda golünü attı, bravo... Kondisyonu eksik, bu da sakatlığı nedeniyle düzenli oynayamamasından kaynaklanıyor. Top ayağına çok yakışıyor. Selçuk İnan’ı beğendim. Gelecek sezon F.Bahçe’ye transfer olacağı şeklinde konuşmalara tanık oldum. Mehmet Topuz oyuna girdikten sonra arka arkaya toplar kaybetti, ne yapmak istediğini anlayamadım. Gökhan Gönül için “İyi ki de futbolumuzun içinde var” demem sanırım yeterli. Attığı gol akıl doluydu. Tabii Semih’in de katkısını unutmamak gerek. Hiddink’in şans verdiği gençler de performanslarıyla gelecek adına umut verdi.

Nuri biraz vasattı ancak Mehmet Ekici ve Serdar Kesimal iyi kumaş. Forma giydiklerinde daha iyi olacaklarına inanıyorum. Hollandalı çalıştırıcının gençleri oynatması futbolumuz için önemli bir adım. Devamı da gelecek. Örneğin; hepimizin merakla beklediği, A Ulusal Takım’a çok büyük katkılar yapacağını düşündüğüm Cenk Tosun var. Herkes iyi kötü görevini yaptı, alınan üç puan altın değerinde. Arda, Gökhan Gönül, Selçuk İnan ve Volkan Demirel zor maçtan sivrilen isimler oldu. Volkan’ı yine de saydıklarımın arasından ayırmak gerek. İki yüzde yüzlük kurtarışı için kocaman bir alkış... Olağanüstüydü. Kalecilik zor meslektir. Gün gelir takımınızı kurtardığınızda taraftarın sevgilisi olursunuz, gün gelir hatalı bir gol yediğinizde tepkilerden kurtulamazsınız. Volkan yaşamında bunların hepsini tattı. Statta veya televizyon başında maçı izleyen milyonlarca futbolsever; Volkan’ın nasıl bir kaleci olduğuna tanıklık etti. Başarılı file bekçisinin bugün Avrupa’da oynamayacağı takım yok...

Hangi takıma giderse gitsin, yedek kalmaz, oynar. Rüştü’nün düştüğü duruma düşmez. Kurtardığı penaltı sonrasında stat içinden yükselen ‘Volkan’ sesleri yok muydu, tüylerimi diken diken etti. O da dört bir yana alkışla yanıt verdi. Futbol oynayanların yaşamlarında görmek istedikleri andır bu. Çoğuna nasip olmamıştır, Volkan bu şansı yakalayanlardan. İşte Volkan’ın maç sonrası ağzından dökülenler: “Biz bir takımız, bu galibiyeti takım halinde aldık. Hepimiz sevinçliyiz, iki kurtarış yaptım. Bu kurtarışlar önemliydi, penaltılardan artık korkmuyorum, rakibin aklını okuyabiliyorum. Belçika deplasmanında 1 puan yeter. Penaltıyı kurtardıktan sonraki sevincim için beni King Kong’a benzetmişler.”

Hilmi Türkay/Cumhuriyet