Türkiye, uzun bir süredir Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yatıp, kalkar oldu. Siyasilerin tartışması sokağa da sıçrarken, iş dünyasının da gözü kulağı Ankara'da. Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı olmak için kimlerin yarışacağı 16-26 Nisan tarihleri arasında belli olacak.
Burada kilit nokta olarak Başbakan Erdoğan'ın Köşk için aday olup olmayacağı. Bu gergin bekleyiş hemen her kesimde tedirginlik yaratıyor. Öyle ki yıllarca Cumhurbaşkanlığı seçimlerini uzaktan seyreden iş dünyası kendisini tartışmanın ortasında bulmuş durumda. Biz de böyle bir ortamda iş dünyasına Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yarattığı gerginliğin piyasalara etkisini ve Köşk'te nasıl bir Cumhurbaşkanı görmek istediklerini sorduk. Aldığımız yanıt genelde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkacak sonucu tartışmaya niyetleri olmadığı yönündeydi. Öte yandan, patronlar burada bir parantez açarak şu noktanın altını çiziyorlar: "Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin üzerinde ortak görüş birliğine varılmış bir isim olması lazım. Türkiye yeni bir gerginlik istemiyor."
HASSASİYETLERE DİKKAT!
Türkiye işsizlik, rekabet, cari açık gibi konular dururken Cumhurbaşkanlığı seçimlerini tartışmasının anlamsızlığına işaret eden iş dünyasının önde gelen temsilcileri, her ne kadar Cumhurbaşkanlığının icra makamı değil, temsili bir makam olduğuna dikkat çekse de, 'hassasiyetlere' dikkat edilmemesi halinde siyasi istikrarsızlığın ekonomiye etkilerinin kaçınılmaz olacağını da vurguluyor. Hatta bu yaratılan gergin ortamın piyasalarda da bir durgunluk yarattığına işaret edilerek, "Cumhurbaşkanlığı tartışması ile birlikte gerginlik de sokağa indi. Piyasalarda birdurgunluk yaşanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin gerginlikle birlikte krize yol açar endişesi ile insanlar para harcamaya korkar oldu" yorumları bile yapılıyor.
'Olumsuz etki olmaz' Sabancı Holding Yön. Kurulu Başkanı Güler Sabancı:
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi ve genel seçimlerin olumsuz etkisi olacağını sanmıyorum. Ekonomi geçmiş yıllara oranla daha sağlam temeller üzerine kurulu. Seçim döneminde herkesin hoşgörü içinde, gerginlik oluşturmadan adımlar atması gerek. Ekonomi dünyası seçimlerde sürpriz beklemiyor. Gerek Türkiye demokrasisi gerekse ekonomi bu süreci atlatır. Bu konuda herhangi bir tereddüt duymuyorum.
"Meclis'e itiraz edecek değiliz" Zorlu Holding Yön. Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu:
AYLARDIR Cumhurbaşkanı kim olacak diye tartışılıyor. Türkiye buna odaklandı. Tabi ki Cumhurbaşkanlığı önemli bir mevki ama bu denli tartışılması doğru değil. Şu olsun, bu olsun diye bakmamak lazım. Mutlaka bir uyum sağlanmalı. Cumhurbaşkanı olacak kişinin vasıfları belli. İsmi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı belirleyecek ve bizim de buna itiraz edecek halimiz yok.
'İcra değil temsil makamı' Akfen Holding Yön. Kurulu Başkanı Hamdi Akın:
BUGÜNE kadar 7-8 cumhurbaşkanı seçildi, bugüne kadar hiçbirinde iş dünyasının fikri sorulmamıştı. Bence şimdi de gündeme oturmamalı. Çünkü, Cumhurbaşkanlığı bir icra makamı değil, temsil makamıdır. Yani iş dünyasını birebir ilgilendiren bir mevzu değil, olmamalı. Bir gerginlik olacaksa Cumhurbaşkanlığı seçilene kadar olur, daha sonra gerginlik olacağınısanmıyorum. Bence iş dünyasının bu sürece dahil olmaması gerek, çünkü bizim konumuz olmamalı.
'Hassasiyetler belli ekonomiyi tartışalım' Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan:
DÜNYANIN hiçbir ülkesinde Cumhurbaşkanı seçimi bu kadar uzun süre gündemde kalmaz. Bir tek Türkiye'de oluyor böyle. Oysa ki 2002 yılından bu yana biliniyor, bu sürecin nasıl işleyeceği. Maalesef Türkiye'nin gündeminde bu mesele var. Bunun yerine, Türkiye'nin en önemli sorununu, yani işsizliği ya da rekabet gücünü, yatırımları konuşalım. Cumhurbaşkanlığı meselesi gelir geçer. Toplumun ve ilgili kurumların hassasiyetleri belli, böyle bir ortamda üstüne gidileceğini sanmıyorum. Bunun mesele sayılmaması gerektiğini gösteren bir başka neden de, yabancı yatırımı. Sadece Ocak ayında 6-6.5 milyar dolar yabancı yatırım gelmiş. Yabancı bu meseleyi bu kadar önemsese gelir mi? Biz bu meseleyi ne kadar büyütüp, risk var dersek, o kadar çok maliyeti bize yansıyor. Cumhurbaşkanlığı meselesi biraz reklamdaki slogana benzedi, "Hiç aklımdan çıkmıyor ki!"
'Bizi de tartışmanın içine soktular' Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün:
BUNDAN önce de Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu ama biz sadece seyretmiştik. Bugün bizleri de tartışmanın içine soktular. Sivil toplum örgütleri 14 Nisan'da Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın diye yürüyeceklermiş. Bana 'sen de katıl' diyorlar. Ben hangi sıfatla katılacağım. Yaşanan tartışmaların ortalığı gerdiği kişisel korunma tedbirleri üretildiği bir gerçek. Seçimdenönce döviz borcunu kapatanlar var. Üyelerimle görüşüyorum piyasa durdu diyorlar. 2001 yılında bir Anayasa kitabı çıktı diye tartışma olduğunu kimse unutmamalı. Bu nedenle ortak bir isimde anlaşılması gerekiyor.
"Süreç Anayasa'da ayrıntısıyla belli" Turkon Holding CEO'su Metin Kalkavan:
CUMHURBAŞKANI seçimi konusunda uygulanacak prosedür Anayasa'da var. Anayasa'da seçme hakkı da var, seçilme hakkı da var. Bu seçim sürecinin nasıl işleyeceği de belli. Cumhurbaşkanının seçimi geçtiğimiz yıllarda nasıl gündeme bu kadar oturmadıysa, bundan sonra da oturmamalı. Zaten bu konu iş dünyasının alanının dışında. Bu nedenle, şimdi de Cumhurbaşkanı profili şöyle olsun böyle olsun demek bana çok anlamlı gelmiyor. Bu zamana kadar tartışmadık, şimdi niye tartışıyoruz?
"Gönlümden geçen Tayyip Bey'in Başbakan kalması" Anadolu Grubu İcra Krl. Bşk. Tuncay Özilhan:
BİZ iş dünyası olarak siyasi istikrar istiyoruz. Siyasi istikrar ekonomik istikrar getiriyor. Siyasi istikrar olduğu takdirde neler yapılabileceğini gördük. Bence önümüzdeki dönemde de büyüme devam edecek. Benim gönlümde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olarak kalması ve Cumhurbaşkanlığı için de hem muhalefet hem de iktidarın üzerinde uzlaşılan ve ilgili her türlü kurumun müspet olarak bakabileceği bir aday seçilmesi. Şu an, 'Tedbir alayım' durumu yok, ama alınacak kararların etkisi olacaktır ve herkesin buna göre tavır alması gerek. Sonuçta Türk ve yabancı yatırımcı istikraristiyor. Siyasi dalgalanma olmadığı sürece ekonomik sistemin nasıl kısa sürede güzel sonuçlar verebileceğini gördük ve yaşadık. Bunun devam etmesini istiyoruz. Ancak sonuç olarak, Tayyip Bey bir karar verecek ve Meclis'ten çıkacak sonuca da herkesin saygısı olacaktır.
'Demokratik bir süreç tartışmak istemiyoruz' YASED Başkanı Tahir Uysal:
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi daha önce olduğu gibi şimdi de demokratik bir süreçtir, olmalıdır. YASED adına bir görüş bildirmek istemiyoruz. Biz özellikle böyle bir ortamda bu tür tartışmaların dışında kalma niyetindeyiz. Kendi açımızdan bunu doğru görüyoruz.
'Belirsizlik, ekonomiyi olumsuz etkiliyor' İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük:
SEÇİM süreçleri, tüm demokrasilerde, doğal olarak bazı belirsizliklere yol açar. Ancak ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde oldukça fazla soru işaretinin ortaya çıktığını görüyoruz. Seçim sürecinin soru işaretlerini ve belirsizliği artıracak şekilde ilerlemesi ekonomiyi olumsuz etkileyebilir. Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı ve simgesel önemi çok yüksek. Ayrıca mevcut yapı içinde Cumhurbaşkanı devlet kurumlarının uyum içinde işlemesi açısından çok önemli. Dolayısıyla bu çok önemli ve anlamlı görevi üstlenecek kişinin toplumsal ve siyasi mutabakat temelinde uzlaşma içinde belirlenerek, halkın aklında ve gönlünde kabul görmesi, ülkemizin huzuru ve istikrarı için de önemli. Türkiye'nin ve Türk siyasetinin bu süreci, tıkanlık değil, çözüm üreterek aşmayı başaracağına inanmak istiyoruz."
Hacer Gemici/Meltem Ersoy/Sabah