Aktüel


Başarılı moda tasarımcısı Arzu Kaprol, Şamdan Dergisi’nden İrem Orhan’a kendini açtı.

İşte o röportaj:

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz şu aralar, her şey nasıl gidiyor?

Ruhumun yaratıcı ve yenilikçi yanı daha ön planda bugünlerde. Mesleğimin en değerli yanlarından biri; insana yarattıklarımla ve sözlerimle dokunabilmek. Son dönemde özellikle giyilebilir teknolojiler alanında yaptığım ve ekibinde yer aldığım projeler oldukça ön planda. Bu kapsamda; ilham veren ve yaratıcılığı besleyen projelerde yer almanın ve bunları geniş kitlelerle paylaşmanın heyecanını yaşıyorum.

İş arkadaşlarınızı seçerken dikkat ettiğiniz noktalar neler? Genellikle kendiniz gibi insanlarla mı aynı yolda yürümeyi seversiniz?

İş hayatına başladığım yıllarda, daha çok kendime benzeyen insanlarla çalışmayı tercih ederdim. Belki de o dönemde kendimi daha güvende hissettiğim içindir. Ancak zamanla anladım ki, farklılıklar bir ekibin en büyük zenginliği. Şimdi ekip kurarken, öncelikle kişinin işine olan tutkusunu ve yetkinliklerini göz önünde bulunduruyorum. Tabii ki, ortak değerlere sahip olmak da önemli. Farklı düşünceler, daha iyi çözümlere ulaşmamızı sağlıyor. Birlikte çalışacağım insanların, dürüst ve güvenilir olup öğrenmek isteyen olması çok önemli. Ayrıca, sürekli açık, gelişime önem veren ve pozitif enerjisiyle çevresini etkileyen insanlarla çalışmak, beni motive ediyor.

PARİSLİ GAZETECİNİN KÖTÜ YORUMU DEPRESYONA SOKTU

İlk başladığınız zamanlara ait unutamadığınız bir an var mı?

Benim hayatımın önemli dönüm noktalarından biri Paris Moda Haftası kapsamında yaptığım defilemde yaşadığım bir "başarısızlık" hikayesiydi. Paris Moda Haftası bir federasyon tarafından yapılıyor ve resmi takvimde yer almanız için bu federasyonun sizi davet etmesi gerekiyor. Paris Moda Haftası'na ilk davet edildiğimde, bana kapanış gününde Louis Vuitton ve Miu Miu'nun arasındaki bir saat dilimi verilmişti. Şov çok keyifliydi, sonrasında federasyon başkanı geldi, tebrik etti. Sabah kalktığımda ise basında neler çıktığına baktım. Associated Press'in Paris Moda Haftası'nı takip eden bir editörü var. Her gün için ayrı bir rapor yazıyor. Benimle ilgili olan kısımda şöyle yazıyordu:

"Türklerin gurur duyduğu genç tasarımcı Arzu Kaprol'un Paris başlangıcı bir tür doğal felaketti. Aksesuarların üzerindeki parmak izleri görülmeyecek gibi değildi”

Ve bu söylediğim, size minör bir hata gibi gelse de, büyükler liginde defile yapıyorsanız bu tür 'minör' hatalara dikkat edeceksiniz. Çok ciddi bir depresyona girdim.

HATASI OLAN PARMAK İZİNİ TASARIMA DÖNÜŞTÜREREK BAŞARIYA İMZA ATTI

Bir tarafınız, nasıl bu kadar özensiz davranırım diye düşünüyor, diğer tarafınız ama tek bir kıyafetten bile bahsetmiyor diyor. Kendinizi acayip haksızlığa uğramış hissediyorsunuz; ama haksızlığa malzeme vermiş olmayı da kabullenmeniz lazım. Elime iki ay kalem alamadım. Karanlık bir dönemdi. Sonra bir sabah uyandım, ofise gittim ve parmak izimi taratarak bu deseni yaptık. Bir sonraki koleksiyonu da bunun üzerine kurduk. Paris Moda Haftası'nda yine aynı saat aralığında defile yapıyordum. Aynı editör gelmişti. Ertesi gün haberi açtığımda başlık şöyleydi:

"The bad, the good, the ugly."

Kendi kendime dedim ki: Allah'ım ben acaba hangisiyim. Yazıda benimle ilgili olarak şöyle diyordu; "Arzu Kaprol hatalarını yaratıcılığa çevirebilen bir tasarımcı ve sanıyorum ki, bu yüzden onu uzun zaman görmeye devam edeceğiz." O günden sonra bu parmak izini, bana bir şeyleri hatırlatması için tasarımlarımın içine kullanıyorum.

ARZU KAPROL’DAN SONBAHAR GARDIROP TÜYOLARI

Yakın gelecekte sürpriz iş birlikleri gelir mi sizden ve markanızdan? Uzak ya da yakın vadeli planlarınız neler?

Giyilebilir teknolojiler alanında yer aldığım projeleri sıklıkla sizlerle buluşturma şansı yakalıyorum. Sanırım ilk duyuracağımız projeler yine bu alanda olacaktır.

Sezonda gardırobunuzun demirbaşlar neler peki?

Deri yelekler. Deri yeleklerimizi, hem klasik hem de spor tarzlara hitap edecek şekil de tasarladık. Bu kadar çok yönlü olmalan bizi de çok heyecanlandırıyor.

Sezon trendleri arasında "asla giymem dediğiniz bir parça var mı?

Bunca yıl moda dünyasında öğrendiğim en önemli konulardan biri, asla, "asla" dememem gerektiği.

patronlardunyasi.com