Hisarcıklıoğlu: "En önemli sorun cari açık. Kurla oynanmamalı. Bundan sonra büyümenin hızı, yapısal reformlara bağlı"
Yatırımlarda gevşeme, ihracatta tekleme, büyümede yavaşlama, petrol fiyatlarındaki büyük artışın enflasyona olumsuz yansımaları, resesyon kelimesinin telaffuz edilmeye başlaması, özelleştirmelerde milli - yabancı tartışması...
Eğitimde, sanatta ve hatta siyasette olduğu gibi ekonomide de yeni sezon açılırken iş dünyasının beklentileri ne yönde? Bu konudaki nabız yoklama turuma dün, Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile başlamıştım. Bugün Koç Topluluğu CEO'su Bülend Özaydınlı'nın görüşlerini sizlere aktaracağım. Kura müdahaleye şiddetle karşı çıkan Özaydınlı, büyümede yavaşlama olduğu görüşüne de katılmıyor:
YABANCI SERMAYE: Son dönemde yabancı sermayeye karşı oluşan olumsuz havayı fevkalade yadırgıyorum. Yıllardır sermaye yetersizliğinden yakındık. Türkiye'nin kaynak yetersizliğinin ancak dışardan gelecek yatırım sermayesi ile aşılabileceği konusunda hemen hemen hemfikirdik. Yabancı sermaye neden gelmiyor, nasıl gelebilir diye kafa yorup durduk. Şimdi iş hayal olmaktan çıkıp da gerçek olmaya başlayınca anlaşılmaz tutumlar sergileniyor.
ERDEMİR STRATEJİK Mİ?: Erdemir'in girdisinin yüzde 85'i ithal. Türkiye'de çelik ithalatı serbest. Bu durumda Erdemir'in neresi stratejik? Adam, milyarlarca dolar verip satın aldıktan sonra Erdemir'i kapatır mı? Fabrikayı söküp başka yere taşıyacak hali de yok... Satışta kurallarını doğru koyarsın. En yüksek fiyat tek ölçü olmamalı. İşi yönetme becerisine sahip olana verilmeli.
RESESYON: Adetsel olarak bakıldığında beyaz eşya satışlarında da, otomotivde de bir gerileme söz konusu değil. Kur farklılığı karmaşa yaratıyor. İhracat dolar ve euroyla, ama maliyetlerimiz güçlü YTL ile... İhracatımızda da bir yavaşlama yok, ama maliyetler YTL, ihracat da dolar ve euro üzerinden olunca, değerlenmiş YTL nedeniyle yavaşlama varmış gibi görünüyor. Tabii bu arada ihracat yaparken zarar ediyoruz. Mesela TAT firmamız, salçada dünyada ciddi bir oyuncu. Japonya, 25 - 30 yıllık iş ortağımız. Yakınındaki Çin şahin gibi beklerken, biz zararına da olsa pazarı kaptırmamak için ihracatı sürdürüyoruz.
KURLA OYNANMAMALI: Değerli YTL nedeniyle zarar ediyor olabiliriz, ama kurla kesinlikle oynanmamalı. Genel dengelere suni olarak müdahale edilmemeli. Kaldı ki YTL'nin güçlenmesi, ekonomiye güvenin artması demektir. Bizler dönemsel olarak rahatsızlıklar hissetsek de, Merkez Bankası'nın politikasını hararetle destekliyoruz.
CARİ AÇIK: En önemli sorun cari açık. Tutar yüksek, neyse ki ekonomimiz büyüyor. Son dönemde cari açığın finansmanında da olumlu gelişme var. Yine de hem oransal, hem de tutar olarak azaltılması lazım.
TOBB ne diyor?
Bu arada Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da dün Ankara'da düzenlediği basın toplantısıyla ekonomi sezonunu açtı ve Anadolu'daki iş aleminin yeni dönemden beklentilerini yansıttı. TOBB üyesi 5176 işyerini kapsayan anket çalışmasının sonuçlarına göre kârları azalan şirket sayısı 2004'e göre 2'ye katlandığı halde beklentiler iyimserliğini koruyor. İş dünyasının hükümete güveni sürüyor.
Hisarcıklıoğlu, benim nabız yoklaması turuma 2 noktada katkı yaptı:
1) Son 3 yılda büyümeyi sağlayanın özel sektör olduğu unutulmamalıdır. Gelinen bu noktada büyüme hızının akıbeti, vergi - SSK ve enerji konularında yapısal reformların hangi hızda yapılacağına bağlıdır.
2) Merkez Bankası'na destek: Eski alışkanlıklarımız var. Merkez Bankası bir düdük çalsın faiz çıksın, bir düdük çalsın faiz insin istiyoruz. Sorunun temelinde cari açık var. Kamu idareleri, kendi harcamalarında tasarrufa gitmeli. Hükümetin dış ticaret politikası yok; ihracata dayalı büyümenin içi doldurulmalı.
Meral