Patronlar


Otellerimiz Avrupalı fakirlerin tatil kampı oldu


Deniz kıyılarında yapılan 5 yıldızlı otellerimiz, Avrupalı fakirlerin tatil kampı oldu. Avrupa'nın fakirleri üç beş kuruşa, işsizleri ise, işsizlik sigortasından aldıkları parayla Türkiye'ye geliyor. "Her şey dahil" otellerde tatil yapıyor.
Otelciler odaları boş kalmasın diyerek fakirlerin karınlarını doyurmaya çabalarken (her ne hikmet ise), başkaları da yeni yeni oteller yapmaya soyunuyor.
Fiyatların yerlerde sürünmesine rağmen bugüne kadar yapılanlar boş iken, yeni yapılan otellere nereden müşteri bulacağız? Yatakları nasıl dolduracağız? Bunları düşünen yok.
İngiltere'de yayımlanan "The Observer" isimli gazetede Britanyalı Tur Operatörleri Derneği sözcüsünün beyanatı yayımlanmış: "En ucuz tatiller Türkiye'de. Eğer ucuz bir tur istiyorsanız, uçacağınız ülke odur." diyormuş. Seyahat acentesi Thomas Cook, 7 günlük Türkiye tatilini 82 sterlinden (yaklaşık 250 YTL) satmaya başlamış.

Otel yapmakla iş bitmiyor
Neden bu böyle?

(1) Biz Türkiye'yi tanıtamıyoruz.
(2) Yatırımcılar devamlı 5 yıldızlı tatil oteli inşa ediyor. Oteli yapınca müşteri nasıl olsa kendiliğinden gelir sanıyor.
(3) Yatırımcı, işletmenin ayrı bir beceri işi olduğunu bilmiyor. Yatırımcı, yaptığı oteli kendi işletmek istiyor.
(4) Tanıtım ve pazarlamaya önem verilmiyor.
(5) Oteli yapanlar, açanlar, müşteri bulabilmek için birbirinin müşterisini çalma arayışında fiyat rekabetine giriyor.
Bir süredir herkes birbirine bakarak beş yıldızlı tatil oteli inşa ediyor. Bu fena mı? İyi ama işletebiliyorsan.
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı "Oteller boş. Otelcilerin fiyat kırmaları nedeniyle durum kötü" diye yakınıyor. Ama gene de yeni otel yatırımları gündemde.

Devamlı otel yapılıyor
Akbank'ın gazete ilanlarına göre, sadece bu banka otelcilere yeni kapasite artırımı ve yenileme yatırımı için 330 milyon euro kredi vermiş... Durum kötü ise otelciler neden kapasite artırıyor? Durum kötü ise, bu kredilerin ana parasını ve faizini nasıl ödeyecekler?
Turizm Bakanlığı yatırımcılara yeni arazi tahsislerine hazırlanıyor. Mevcut tesisler dolmuyor ise, yatırımcılar neden yeni yatırımlara hazırlanıyor?
Turizm sektöründe yatırımcıların "gözü kapalı" olarak otel yatırımlarına soyunmalarının ve de otel yatırımlarının tüm olumsuz şartlara rağmen devam etmesinin bir izahı olmalı... Acaba bedelsiz arazi tahsisi ve de teşvikler mi yatırımcıların iştahını kabartıyor? Acaba, işletmeden zarar etsek de sonunda bina ve arazi bize kalacak, düşüncesi mi bu çarkın dönmesini sağlıyor?
(Bir hikâye: Hoca, tanesi 5 paraya aldığı limonları 3 paradan satıyormuş. Acıyanlar, "Hoca, bu ne biçim ticaret?" diye sual eylemiş. Hoca boynunu bükmüş: "Ama sonunda limonun sandığı bana kalıyor" demiş.)

Milliyet