Fahri Sarrafoğlu'nın haberi
Bemka Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, Türkiye'de pek alışık olmadığımız bir adım atarak rakipleriyle bir araya geldi ve BEMKA'yı kurdu. Bemka, Cankurtaran Holding'in Emsan'ı, Sarkuysan'ın Bektaş'ı, Profilo Holding'in Botel'i ve Kavi Ailesi'nin de Kavi Kablosu, 2002 yılında birleşiyor ve böylece Bemka kuruluyor. Otomotiv sanayiinden kol saatine kadar her alanda kullanılan emaye bobin telini üreten dört şirketin birleşmesiyle doğan Bemka, birleşme sayesinde ihracat, ciro, verimlilik gibi konularda önemli avantajlar sağladı. İhracatını 15 milyon dolardan 35 milyon dolara çıkardı. Bugün Siemens gibi dünya devleriyle çalışıyor.
CEPLE KASA AYRILMALI
Türkiye'de şirketler için yeni bir dönem yaşandığını söyleyen Hüsammettin Kavi, küçük olsun benim olsun felsefesini terk etmek gerektiğini belirterek, “Ceple kasa ayrılmalı. Türkiye pazarında emaye bobin teli üreten firma sayısı 16 ila 18 kadardı. Yabancı firmalarla ortak olmak istediğimizde 'Siz önce kendi içinizde konsolide olun' dediler. Proje bunun üzerine doğdu. AB'de yıllık kapasitesi 10 bin tonun altında şirket yok. Hâlbuki biz bin -5 bin ton arasında iş yapan şirketlerdik. Sonunda başardık 30 yıl rekabet ettiğimiz firma ile şimdi ortağız" diye konuştu.
Birleşme kararı aldıklarında 4 şirketin 300'ün üzerinde kadrosu olduğunu belirten Kavi, Bemka için 120 kişilik bir milli takım oluşturduklarına dikkat çekerek, "4 şirkette çalışan en iyi elemanları seçtik. Rekabet Kurulu (RK) izni ile 2002'de birleştik. Yönetim kurulumuz 8 kişi. 4 şirketin ikişer temsilcisi var. RK bize, 'Bemka'nın hayati konularında tepe yöneticiler, yıllık bütçe, borçlanma, yeni yatırımlar ve yabancı sermaye gibi stratejik konularda oybirliği ile karar alacaksınız' diye şart koştu" şeklinde konuştu.
PİYASANIN YÜZDE 50'Sİ ONUN
Kavi, “Türkiye pazarının büyüme kabiliyeti belli. Toplam 25 bin ton kapasiteli emaye bobin teli üreticisi var. Biz bunun yüzde 50'sine sahibiz. Üçüncü yılı bitirdik. 5 üretim tesisimiz vardı, bunu ikiye indirdik. Sefaköy'de ve Gebze'de üretim yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda Dilovası'nda tek bir yere taşıyacağız. Yenilikçi oluyoruz ve farklı ürünler çıkarıyoruz. Yönetim kurulumuzda birbirimizi ikna etmeye, her aldığımız karara ortak etmeye çalışıyoruz" diyor. Türkiye'deki 70 milyonun yüzde 30 yaş altı insanlardan oluştuğuna dile getiren Kavi, “AB ülkelerinin yarısından fazlasının toplam nüfusu kadar genç var. Türkiye'nin dış ticaret açığını kapatmasındaki sır da zengin olmasındaki sır da kendi insanının bilgisini, becerisini, kabiliyetini, yaratıcılığını geliştirmekten geçiyor" şeklinde konuştu.
SANAYİYLE İŞBİRLİĞİ
Türkiye'nin dış ticaret açığının üniversitelerle işbirliği yaparak çözüleceğini inandığını kaydeden Kavi, "Üniversitelerimizde bir takım atılımlar yapmamız lazım. Özel sektörü bu şekilde düşünmeye iten rekabettir. Üniversitelerimize de rekabet gerekir. Vakıf üniversiteleriyle bu başladı ama yetmez. Üniversitelerdeki akademisyenler sanayi ile daha iç içe olmalı. Bana göre bu anlamda yapılacak en iyi hizmetlerden birisi üniversitelerimizin sanayiyle işbirliğini yapmasını sağlamak. Sanayici artık buna hazır” değerlendirmesinde bulundu. Çin'in şu anda haksız rekabetle bir yerlere geldiğini öne süren Kavi, “Bu haksız rekabete karşı dayanışma içerisinde olunması gerekir. İçinde bulunduğumuz ana sanayi Uzakdoğu'dan mal temin koşullarını Türkiye'deki yan sanayi kuruluşlarından temin etme koşullarıyla karşılaştırmalı. Uzakdoğu'nun da maliyetleri artacak. Bunu görüp nasıl bir işbirliği yaparız diye düşünmemiz lazım” diye konuştu.
Sanayicinin en az üç ortağı olmalı
Bir sanayicinin en az üç ortağı olması gerektiğini, aksi halde rekabette ayakta kalmasının çok zor olacağını ifade eden Kavi, bu üç ortağı şöyle açıklıyor: "Öncelikle sanayici olmalı. Mutlaka ama mutlaka bir üniversite ile irtibatı olmalı. Bu önemli. Yabancı bir ortak bulmalı. Bu da bir kültürü getiriyor. Yabancı ortak, düşünce ve işbirliği açısından devrim niteliğinde bir durumdur. Çok taraflılık olması şart. Bizim kültürümüzde bireysellik daha çok ön plana çıkar. Ancak günümüz dünyasında bireysellikten çoğulculuğa dönmemiz gerekiyor. Bana göre bu süreç başladı, bunu yaygınlaştırmamız lazım. Anadolu'ya yaygınlaştırılmalı."
Yeni Şafak