Gündem


Mustafa Ali AYKOL

Türkiye’nin sevilen sanatçılarından Metin Arolat geçtiğimiz günlerde bir gece kulübünde sahne alırken geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti.

ÖLÜM ŞEKLİ VE NEDENİ TARTIŞMA KONUSU OLDU

Henüz 52 yaşında olan Metin Arolat’ın ölümü tüm Türkiye’yi yasa boğarken, ölüm nedeni ile ilgili tartışmalar ve yapılan açıklamalar sosyal medyanın gündemine oturdu.

ÖLÜM DİYETİ Mİ, ENERJİ VERİCİ SERUM TAKVİYESİ Mİ?

Metin Arolat'ın yakın arkadaşı Demet Sağırolu, ünlü sanatçının bir süredir zayıflamak için ölüm diyeti yaptığını ve bu sebeple hayatını kaybetmiş olabileceğini söyledi.

Arolat’ın 20 yıllık sahne arkadaşı şarkıcı Kaan Öztürk ise başka bir iddiayı dillendirdi ve Arolat’ın vefat etmeden önce evde sağlık hizmeti adı altında enerji verici içeriği olan serum takviyesi aldığını, kalp krizini bunun tetiklemiş olabileceğini ve bu detayın önemsenmediğini söyledi.

Kaan Öztürk şu ifadeleri kullandı:

“Çok sporunda sağlığında bir adam değildi ama hayatını kaybettiği gün eve gelip serum takanların geldiğini duydum. Eve gelip serum takıyorlar, sen kendini o gün nasıl hissediyorsan ona göre vitaminler minaraller takıyorlar. O gün kendisine bunu yaptırdığını mekana geldiğinde söylemişti.

Adam şarkı söylerken düştü. Bence bunun kesinlikle araştırılması lazım. Bu aşılardan sonra kalp problemlerimiz iyice arttı zaten. Bir de sağlık hizmeti adı altında böyle ne olduğu belli olmayan birçok şey yaşanıyor etrafımızda. Bir insan şarkı söyleyebilecek kadar iyiyken birden kalp krizi geçirip ölmez. Masaj da yapıldı ama buna rağmen geri dönmedi…”

‘SARI SERUM’ VE ‘ENERJİ SERUMU’ ÇILGINLIĞI

Bunun üzerine sosyal medyada son dönemlerde popülerleşen “serum taktırma” ve “sarı serum” çılgınlığı yeniden gündeme gelmiş oldu.

Uzman Doktor Dağıstan Ayan, son dönemde artan ‘serum ile vitamin ve mineral takviyesi’ akımını ve bunun yaratabileceği olumsuz sonuçları PD’ye anlattı.

Vitamin takviyesi sektörünün tamamen ticari bir boyuta ulaştığını söyleyen Dr. Dağıstan Ayan, “Hastanın doğru düzgün tahlilleri yapılmadan, şikayetleri dinlenmeden, herhangi bir vitamin-mineral eksikliği var mı diye test yapılmadan, hastanın kronik bir rahatsızlığı var mı dikkat edilmeden herkes tuttuğunu yakalayıp damardan bir şeyler vermeye başladı” dedi.

“ASIL SORUN MERDİVEN ALTI UYGULAMALAR, İÇERİĞİNDE NELER OLDUĞU BİLİNMİYOR”

Dr. Dağıstan Ayan, serumla takviye işleminin yaygınlaşması ile merdiven altı üretimlerin de arttığını ve serumların içine ne konulduğunun bilinmediğine dikkat çekti:

“Burada asıl sorun merdiven altı olarak tabir ettiğimiz uygulamalar. Bugün bir hekimin order’ı olmadan yani hekim bir hastaya ‘şu yapılsın’ demeden hiçkimse, ne hemşire, ne ATT, ne anestezi teknikeri hastaya herhangi bir vitamini damaryolundan veremez. Bu zaten yasak Türk Ceza Kanunu’na göre. Yetkisiz sağlık hizmeti sunma suçu var ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası var. Ama maalesef bu uygulanmıyor.”

“ÇEŞME’DEKİ BEACHLERDE BİLE İNSANLARA ‘SARI SERUM’ DENİLEN BU SÖZDE TAKVİYELERDNE TAKILIYOR”

Vitamin-mineral takviyesinin popülerleşmesinde sosyal medyanın etkisine dikkat çeken Dr. Ayan, Çeşme’deki çoğu beachte bile bu serumlardan insanlara takıldığını öne sürdü:

“Bugün bakıyorsunuz bir hemşire ya da anestezi teknikeri eline alıyor bir çanta, ev ev dolaşıp insanlara bunları uygulayabiliyor. Ben İzmir’de yaşıyorum, Çeşme’deki o beachlerde bile bunu yapıyorlar artık.”

“Sarı serum diye bir furya oluştu son dönemde ama içinde ne olduğu belli değil. Oradaki sağlık çalışanları bunu nereden temin ediyor belli değil. Bu ilaçların faturası var mı, hekim orderı var mı hiçbir şey belli değil. İnsanlar da tabii tehlikenin farkında olmadan hemen bu yanlış yola giriyor. Üstelik en üzücüsü birçok insan bunu gösteriş amacıyla, sosyal medyada bir iki poz paylaşmak için yapıyor. Ama bilmiyorlar ki gerçekten hayatlarını tehlikeye atıyorlar.”

“BU UYGULAMALARIN HAYATİ SONUÇLARI OLABİLİR AMA MAALESEF İNSANLAR BU TEHLİKELERİN FARKINDA DEĞİL”

Dr. Dağıstan Ayan, sosyal medyada ‘sarı serum’ olarak bilinen bu tür uygulamaların insanlarda kalıcı hasara yol açabileceğine ve hatta ölüme sebep olabileceğine dikkat çekti:

“Örneğin B vitamini olarak geçen Bemiks diye bir ilaç var. Seruma sarı renk veren bir ilaç. Çok alerjik bir ilaçtır. Hastane şartlarında bile doktor hastaya taktığı zaman mutlaka gözlemler başında durup. Çünkü eğer yan etkisi olursa hastanın tüm havayolu kapanır, nefes alamaz. Hasta boğulur. O an çok acil bir şekilde müdahale edilmesi lazım ki saniyeler içerisinde kurtarılabilsin. Hastalar genelde bu tarz durumlarda en fazla 3 dakika dayanabiliyor. Çünkü beyin oksijensizliğe en fazla 3 dakika dayanabiliyor. 5 dakika içerisinde hastanın geri dönüşü olmayan beyin hastalığı oluşabiliyor.”

“İnsanlar bu tehlikelerin farkında değil. Bir kişi alıyor eline bir çantayı, içinde ne olduğu belli değil, nereden geldiği belli değil, faturası belli değil, bakanlık onayı belli değil... Ev ev gezip hastalara damaryolundan bir şeyler veriyorlar.”

“SAĞLIK KABİNLERİ UYGULAMASI DA KONTROLSÜZLÜĞÜ ARTTIRDI”

“Bir de son dönemlerde sağlık kabinleri diye bir uygulama çıktı. Fakat orada da bir doktor gözetimi olmak zorunda. Doktorun ilacı reçete etmesi lazım ki uygulanabilsin. Ama o da yanlış anlaşılıyor. Hemşirenin biri sağlık kabini açıyor ve eline çanta alıp kapı kapı gezmeye başlıyor. Bunlar da çok ciddi zarar verebiliyor hastalara.”

Bu konuları daha önce sosyal medyadan gündeme getirdiğini belirten Dr. Dağıstan Ayan, çok sayıda etkileşim almasına ve gündem olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı’nın bir adım atmadığını söyledi.

Zayıflamak için bu ürünlerin kullanıldığını da hatırlatan Dr. Dağıstan Ayan, bu ürünlerin böyle bir faydası olmadığını söyledi ve ekledi:

“Zayıflamak için bunların verilmesi de maalesef son zamanlarda oluyor. Bu çok yanlış. Zaten böyle bir tedavi yok, böyle bir işlevi yok. Damardan serum alarak zayıflamak diye bir şey yok. Bu tamamen sosyal medyada uydurulan yalan bir algı. Öyle bir şey olsa zaten biz yapardık. Bu tamamen ticari amaçlı bir uydurma.”

Pandemi döneminden bu yana aşılarla ilgili algı yaratılmaya çalışıldığını belirten Dr. Dağıstan Ayan, şimdi de o yaratılan algılar üzerinden sanki bunlar çözümmüş gibi insanlara sunulduğunu, bu işin bir ticaretin aşaması olduğunu belirtti:

“Pandemi döneminde vurulan aşıların etkisinden kurtulmak için bu vitaminlerin alınması gerektiği gibi bir iddia ortaya atılıyor. Bu da tamamen yanlış. Pandemi döneminde yapılan çok büyük bir araştırmanın sonuçları yayınlandı ve covid aşılarının herhangi kronik bir rahatsızlığa yol açmadığı görüldü. Konu tamamen bir pazarlama stratejisi. Sanki önceden kimse kalp krizi geçirmiyormuş gibi, kimse beyin kanaması geçirmiyormuş gibi, sanki her şey aşılardan sonra başlamış gibi bir algı operasyonu yapıldı ve şimdi de ona göre böyle ilaçlar, vitaminler, takviyeler pazarlanıyor.”

 

patronlardunyasi.com