Avustralya’da, eğlence, güneş ve macera dolu bir tatil geçirmeyi umuyorlardı. Ama yirmili yaşlarında sırt çantalarıyla yola çıkan üç genç, korkunç bir yola saptılar. “Wolf Creek-Kurt Kapanı” gerçek olaylara dayanıyor. O kadar gerçek bir av hikayesi ki sonunda bir korku efsanesine dönüşüyor.
“Wolf Creek - Kurt Kapanı” Avustralya’nın terk edilmiş bölgelerinde yaşanan gerçek olaylara dayanmaktadır.
Avustralya’da her yıl 30,000 kişi kayboluyor.
% 90’ı bir ay içinde bulundu.
Diğerlerinin izine bir daha hiç rastlanmadı...
2005 Sundance Film Festivali’nde, film, cesur, hipnotize edici bir görsel gerilimle, dayanılamayacak ölçülere ulaşan bir korku filmini harmanlamış bir yapıt olarak yorumlandı.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Olaylar, üç üniversite arkadaşı olan, Liz, Kristy ve Ben’in, tatil için Wolf Creek Ulusal Parkı’ndaki gizemli meteor kraterini görmek üzere parka gitmeleriyle başlar. Geri döndüklerinde arabalarının çalışmadığını görürler. Hiç kimsenin olmadığı bu dev, boş alanda çaresizce kendilerini kurtaracak birilerini beklerler.
Hava kararmaya başladığında, oranın yerlisi olan bir adam (Mick) gençleri kamyonuyla kurtarır. Sabah olduğunda, Mick’in, arabalarını tamir etmek ve onların gitmelerine izin vermek gibi bir niyeti olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Üç arkadaş bir kaçış yolu ararken, inanılmaz, vahşet dolu gerçekle yüz yüze gelirler.
YAPIM HAKKINDA...
Film, yazar ve yönetmen Greg McLean’in korku türünü tekrar kavramlaştırmak istemesiyle ortaya çıktı.
Düşünce tohumları büyüdükçe, sinemanın hayal edebileceği her şeyden çok daha soğuk bir gerçeklikten köklenmeye başladı. “Filmin tretmanını yazmaya başladığımdan bu yana altı yıl geçti” diyor McLean ve ekliyor “Gerilim kavramıyla ve Avustralya’da yaşayan bir karakter fikriyle başladım. “Crocodile Dundee” ‘deki klasik Avustralya yerlisi figürünü yerle bir edecek bir karakter yaratmak istedim. Seneler içinde Avustralya’da meydana gelen birkaç gerçek olay duydum. Bunlardan biri, Ivan Milat adlı otoyolda otostop yapanları alıp, onlara ormanda korkunç şeyler yapan bir seri katildi. Bu olay bir çok açıdan çok etkileyiciydi çünkü tüm gerilim ve korku unsurlarını, benim ele alabileceğim tüm diğer şeylerden daha iyi vurguluyordu. Bu dava, Mick Taylor karakterinin neler yaptığı, geçmişinin nasıl olduğu gibi konularda belirleyici oldu.
Son zamanlarda gene benzer bir olay olan Bradley Murdoch davasında katil, Batı Avustralya’da yaşayan oto yollarda bozulan arabaları çekmek bahanesiyle iki İngilizi kaçıran, adamı vuran ve kadına tecavüz eden benzer bir karakter.” [ 12/1/05 itibari ile, bu dava hala Avustralya’nın kuzeyinde sürüyor.]
Bu olaylar Avustralyalıları şaşırtırken, yabancıları da korkutuyor. Cinayetler şiddet, vahşet ve korku içeriyor ve soğuk kanlılıkla planlanıyor. Dünyanın en güzel plajlarına sahip olan Avustralya, bir anda ruh hastası, yalnız adamlarının akıllarında cinayet fikriyle otoyollarda dolaştığı ve evlerinden uzak turistler aradıkları bir yere dönüştü.
McLean günümüz büyük bütçe korku filmlerinin aksine filme bir gerçekçilik katmak istemiş:
“Wolf Creek’i unutulmaz, şok edici ve oldukça korkutucu bir film yapmak istedim. Yapım aşamasında da Dogma 95 fikrinden yararlandığımı söyleyebilirim. Buradaki orijinal fikir aslında “İyi bir film çekmek için bize ne gerekiyor?” sorusunun yeniden yapılandırılması. Dogma’nın bu soruya