Ekonomi


Yılın üçüncü çeyreğinde satışlarını yüzde 30 artırarak 44 milyar YTL'ye ulaştıran Koç Holding'in kârı da yüzde 61 artışla 2.5 milyar YTL'ye yükseldi

Koç Holding, 2008 yılı ilk dokuz aylık sonuçlarına göre satış gelirlerini yüzde 30 artırarak konsolide satışlarını 44 milyar YTL'ye, faaliyet kârını ise yüzde 83 artırarak 4.9 milyar YTL'ye yükseltti. Böylece 30 Eylül 2008 sonu itibariyle net kârı yüzde 61 artışla 2.5 milyar YTL'ye ulaştı.

Koç Holding CEO'su Dr. Bülent Bulgurlu, küresel dalgalanmalara rağmen eylül sonu itibari ile mali ve operasyonel sonuçlarının oldukça kuvvetli olduğunu belirtti.

Bulgurlu, 3. çeyrek sonuçlarında şirket satış karlarının tek kereye mahsus oldukça önemli bir etkisi olduğuna dikkat çekmekle birlikte bu karlar dışarıda bırakıldığında dahi faaliyet gelirlerindeki artışın yüzde 26 olduğunu ekledi.

Kriz öncesinde Koç Holding düzeyindeki döviz pozisyonlarını kapatmış olduklarını ve net nakit pozisyonuna geçtiklerini hatırlatan Bulgurlu, “Eskiden sadece tüketim ürünlerine odaklı bir portföy yapısına sahiptik, bu da gelirlerimizi büyüme dinamiklerine daha duyarlı hale getiriyordu. Yeniden yapılandırmayla enerji grubunun payını yükseltirken hizmetler ve sanayi arasında daha iyi bir denge kurduk. Her türlü konjonktürde süreklilik kaydedebilecek optimal bir portföy yapısına ulaştık” dedi.

'Daralma hızlandı'
Bulgurlu, önümüzdeki dönemin risklerin öngörülebilmesi ve yönetilebilmesi açısından daha zorlu bir dönem olacağını, ekimden itibaren pazardaki daralmanın hızlandığını, tüketici güveninin düşük seviyelere gerilediğini, ihraç pazarlarında da aynı etkinin hissedildiğine dikkat çekti.

Bu konjonktürde Türk şirketlerinin dalgalanmayı asgari zararla atlatmalarının ancak her türlü tedbirin alınmasıyla olabileceğini vurgulayan Bulgurlu, Türkiye'nin uzun vadeli potansiyeline inandıklarını belirtti. Bulgurlu 2009'a ilişkin olarak ise şöyle dedi:

“Ne kadar güçlü olursak olalım yarınların küresel piyasalarda neler getireceği henüz netlik kazanmamıştır ve bu yüzden şirketlerin tasarruf tedbirlerini almama ya da verimliliğe odaklanmama gibi bir lüksü yoktur. Gün, riskleri doğru yönetebilme, temkinli büyüme, optimum kapasite kullanımı sağlama günüdür. Önemli olan soğukkanlı kalabilmektir. Kamu, özel sektör ve işçi ve işveren temsilcileri bir araya gelerek çare üretmelidir.”