Burak ARTUNER
Geçtiğimiz hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık. Tarih boyunca pek çok sıkıntıya göğüs geren kadınlarımız, tarihimizdeki ilk pahalılık eylemlerinden birine de imza atmıştı. Padişah Dördüncü Mustafa devri, Osmanlı İmparatorluğu ve imparatorluk sınırları içinde yaşayan halkın en zorlu zamanlarından biriydi. Üçüncü Selim’in on sekiz yıl, bir ay, yirmi iki gün süren hükümdarlığı “Kabakçı Mustafa isyanı” ayaklanması sonrası 29 Mayıs 1807’de sona ermiş, aynı gün yeğeni Dördüncü Mustafa tahta geçmişti.
Osmanlı Padişahı 4. Mustafa.
İSYANCILARI KRİTİK GÖREVLERE ATADI, YENİLİKLERİ KALDIRDI
Yeni padişah bir gün sonra isyancı Kabakçı Mustafa’yı Yeniçeri Ocağı’nın ileri ve gözde memuriyetlerinden turnacıbaşılık görevine atamıştı. Yine Kabakçı Mustafa ile beraber isyanın önde gelenlerinden Arnavut Ali, Bayburtlu Süleyman gibi isimleri de önemli ve kritik görevlere getirmişti. Yeni padişah Dördüncü Mustafa, Üçüncü Selim’in yeni düzen namına kurduğu pek çok müessesenin kaldırılmasına da karar verdi. Nizam-ı Cedid ordusu da bunlardan biriydi. Üçüncü Selim’e sadakat gösterenlerin paraları, mücevherleri, eşyaları, evleri ve yalıları da yeni padişahın desteklediği yeni Sadrazam Musa Paşa ve adamları tarafından paylaşıldı. Başkent bu iç karışıklıklarla meşgulken, Rusya'yla aylardan beri devam eden savaştan kötü haberler geliyordu. Donanma, Bozcaada önünde Rus donanmasına mağlup oluyor karadaki savaşta da bir türlü neticeye varılamıyor, mağlubiyet haberleri payitahta ulaşıyordu. İstanbul’da da düzen gün geçtikçe bozulmaktaydı. Söz vermiş olmalarına rağmen yeniçeriler her işe burunlarını sokuyorlardı. Yeni padişahla cesaret bulan ve ödüllendirilen zorbalar sokakta kızlara, kadınlara tecavüze kalkışıyor, evler gündüz vakti soyuluyor, haraç alıp milletin malına çökme olayları artıyordu. Hatta zorbalar öyle azıttılar ki, işi saray kapısındaki bostancılara tecavüz etmeye kadar götürdüler.
Yağmalarla servet sahibi olan Musa Paşa, yaklaşan tehlikeleri sezip rahatsızlığını sürerek sadaret kaymakamlığından istifa edip, Bursa’ya çekildi. Yerine 27 Haziran 1807’de Çavuşbaşı Şehsuvarzâde Hamdullah Paşa tayin edildi.
İstanbul'da bir kadına satış yapan ciğerci esnafı.
HAZİNEYİ BOŞALTTILAR
Devletin mali dengesi de bozulmuş, ekonomi fena bir durumdaydı. Bir önceki padişah Üçüncü Selim'in acil durumlar için hazinede ihtiyatta tuttuğu 20 bin altın bile harcanmış, hazine boşalmış ve halk pahalılığın pençesinde kıvranıp duruyordu. Evlere o zamanların en ucuz yiyeceği olan ciğeri bile girmez olmuş, tüm tedbirlere rağmen ekmek zammının da önüne geçilemiyordu.
O dönemin tarihini yazan Georg Oğulukyan’ın “Georg Oğulukyan’ın Ruznamesi- 1806-1810 İsyanları- III. SELİM, IV. MUSTAFA, II. MAHMUD VE ALEMDAR MUSTAFA PAŞA” adlı eserinde bir ekonomik sıkıntıların canından bezdirdiği İstanbul kadınlarının, 13 Mayıs 1808 Cuma günü gerçekleştirdikleri eylemi de aktarır.
Üçüncü Selim'in kurduğu Nizam-ı Cedid Ordusu, Kabakçı Mustafa isyanı sonrası lağvedildi.
KADIYI MÜKELLEF SOFRADA YAKALADILAR
Buna göre, ellerinde kokmuş ciğerleri geçirdikleri sırıklarla sokaklara döküldüler. Gittikçe kalabalıklaşan kadın grubu İstanbul Kadısı'nın konağını basıp, kendisi lüks içinde yaşayan kadıyı “Papaz herif! Sen böyle mükellef yemekler yerken biz açlıktan ölüyor, bir ciğeri 25 paraya yiyoruz’’ diyerek kadının üzerine yürüdüler. Kadı Efendi sofrayı bırakıp harem dairesine kaçmak zorunda kaldı ve kadınların elinden güçlükle kurtuldu.
İstanbul'da 1808'deki pahalılık ve ciğerli protestonun anlatıldığı Georg Oğulukyan'ın Ruznamesi.
PADİŞAHIN YOLUNU KESTİLER
Kadınlar eylemlerini sürdürmekte kararlıydı. Bayezid Camii'ne cuma namazına gitmiş olan zamanın hükümdarı Sultan Dördünce Mustafa'nın yolunu kestiler, ucundan kokmuş ciğer ve işkembe parçaları sarkan sırıklarını padişaha doğru sallayıp ‘‘Uyan sultamın, uyan!.. Pahalılığa dayanamıyoruz. Et yemeyi unuttuk. Açız, ciğer bile alamıyoruz!’’ diye seslendiler.
YOKSULLUK, OSMANLI YIKILANA KADAR SÜRDÜ
Padişahın etrafındaki muhafızlar bile kadınların bu protestosu nedeniyle ne yapacaklarını bilemediler, eli sopalı kadınlara yönelik bir müdahalede bulunamadılar.
Öfkeli kadınlar topluluğu bir süre sonra dağıldı, Dördüncü Mustafa sarayına, kadınlar da evlerine döndüler. Bu eylemden sonra Dördüncü Mustafa’nın bir müddet kadınların sokağa çıkmasını yasakladığı da söylenir ancak buna dair elimizde bir belge yoktur. Bu eylem ve sonrasında alınan önlemlere rağmen sıkıntılar bir türlü hafiflemedi ve İstanbul’da, Anadolu’da yoksulluk gittikçe derinleşti ve neredeyse Osmanlı devletinin çöküşüne kadar da böyle sürüp gitti.
patronlardunyasi.com