Ekonomi


Arap Ligi Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, Türk ve Arap dünyası arasındaki ilişkinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, "Yapacağımız güç birliğiyle aramızda 150 milyar dolarlık bir ticarete ulaşabiliriz." dedi.

#video_8980264#

Kuveyt, Irak, Mısır, Libya ile Tunus'un hükümet, iş dünyası ve finans sektörü temsilcileriyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katıldığı 15. Türk-Arap Ekonomi Forumu, "Türkiye ve Arap Dünyası: Yatırım, Ticaret, Teknolojide Global Koridor" temasıyla İstanbul'da başladı.

Gheit, İslami finans, fintek, sermaye piyasaları, enerji, sanayi, savunma, teknoloji, gıda ve inşaat sektörlerindeki fırsatların ele alındığı forumun açılışında, toplantının Türk ve Arap dünyası arasındaki diyaloğu güçlendireceğini anlattı.

"Çünkü Arap dünyası ile Türkiye arsındaki ekonomi gittikçe daha da canlanmakta. Yeşil enerji, finans teknolojisi gibi alanları bizim değerlendirmemiz lazım. Bu eşsiz sinerjiden yola çıkarak her iki tarafa da faydalı olacak köprüler kurabiliriz. Çünkü Türkiye zaten Asya ile Avrupa arasında köprü." diyen Gheit, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesine değinerek, orada gördüğü kitabın Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkinin tarihini ele aldığını söyledi.

Gheit, "Çok eşsiz bir ilişkimiz var. Roma İmparatorluğu'ndan bu yana bu ilişkileri ve bu coğrafyanın önemini çok daha iyi anlıyoruz. O nedenle Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin tarihte ne kadar derine gittiğini görebiliyoruz. Tabii bazı zorluklar da yaşamaktayız. Bu zorluklardan dolayı bizler bütün imkanları kullanarak ilişkilerimizden en iyi şekilde faydalanamayabiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Gheit, şöyle devam etti:

"Dürüst olmak gerekirse son 10 yıldır Türkiye ve Arap dünyası arasındaki ilişkiler sorunlardan tamamen uzak kalmadı. Bazı yanlış anlamalar oldu ve bu nedenle bazı konular buzdolabına kondu, bazı konular olması gerektiği gibi geliştirilemedi. Çünkü aslında inanılmaz kapılar vardı, bu kapıları açsaydık Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkiler çok daha güzel gelişebilirdi. Bundan dolayı eminim ki bu forum gayet etkili bir şekilde iki taraf arasındaki ilişkileri daha da geliştirip, daha kapsamlı olmasını sağlayacaktır."

Forum sayesinde ilişkilerin çok daha iyi serpileceğini belirten Gheit, "Hem de burada işbirliği, yatırım ve ticaret dahil olmak üzere Türkiye ve Arap dünyası arasındaki ilişkiler daha da büyüyecek. Çünkü bilgi birikiminin ekonomik, sosyal ve çevresel gelişmenin teknolojik boyutları da büyük önem taşıyor. Türkiye'de inanılmaz bir bilgi birikimi var, bunu biliyoruz. Bu konularda inanılmaz imkanlara sahip Türkiye, aslında pek çok Arap ülkesinin sunacağı imkanlardan da en iyi şekilde faydalanabilir." diye konuştu.

"150 MİLYAR DOLARLIK BİR TİCARETE ULAŞABİLİRİZ"

Gheit, ilişkilerin tekrar canlandırılmasının her iki taraf için de çok faydalı olacağını, Mısır Dışişleri Bakanı olduğu dönemde toplantıların çok yoğun geçtiğini ve hatta birbirlerine ilk isimleriyle hitap edecek kadar dost olduklarını aktardı.

İki tarafın da tekrar bu aşamaya gelmek istediğini dile getiren Gheit, "Son yıllarda ticaret açısından Türkiye ile Arap ülkeleri arasında önemli gelişmeler yaşandı, 2023'te Türkiye, Arap ülkelerine yaklaşık 46 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bunun içine her türlü şey dahil. Türkiye, Arap ülkelerinden yaklaşık 36 milyar dolarlık ithalat yaptı ve toplam olarak ekonomik boyuta baktığımızda 3 trilyon dolara ulaşan bir ekonomik boyut olduğunu görüyoruz." dedi.

Mısır, Fas ve Cezayir gibi ülkelerin altyapılarını ve ekonomilerini geliştirmeye çalıştığını, bölgenin Türkiye ile işbirliğine açık olduğunu vurgulayan Gheit, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yapacağımız bu güç birliğiyle biz aramızda 150 milyar dolarlık bir ticarete ulaşabiliriz. Forum buna faydalı olacaktır, hedefler konabilir. Her iki tarafın ekonomisini bu güçlendirecektir. Arap ülkeleri de gelişmeye çalışıyor ama kendi başına ulaşamayacağı hedefler var, dolayısıyla yatırım, ticaret ve alışveriş açısından bilgi birikimine önem vermeliyiz. Akademisyenlerin işbirliği yapması ilişkileri geliştirecektir. Sadece bürokrasinin çerçevesiyle kendimizi sınırlamayalım. Önemli olan farklılığı yakalamak ve farklı düşünmek. İki taraf arasında ciddi bir işbirliği olmasını ve yeni serbest ticaret anlaşmalarının imzalanmalarını istiyoruz. Böylesi anlaşmaların olması ikili ticareti canlandıracaktır."

MEHMET ŞİMŞEK: BU DEVRİMİ KAÇIRAMAYIZ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel bir yapay zeka devrimi yaşandığını belirterek, "Bunun sonucunda sadece endüstride bir devrim yaşanmayacak, hayatımızın her boyutu bundan etkilenecek. Dolayısıyla bu devrimi kaçıramayız." dedi.

15. Türk-Arap Ekonomi Forumu, "Türkiye ve Arap Dünyası: Yatırım, Ticaret, Teknolojide Global Koridor" temasıyla İstanbul'da başladı.

Kuveyt, Irak, Mısır, Libya ile Tunus'un hükümet, iş dünyası ve finans sektörü temsilcilerinin katıldığı forum kapsamında düzenlenen "Türkiye ve Arap Dünyası: Yatırım, Ticaret ve Teknoloji için Küresel Bir Koridor" başlıklı paneli Bakan Şimşek modere etti.

Panelde konuşan Şimşek, dünyada çok büyük belirsizliklerin yaşandığı bir anda bu toplantının yapıldığını kaydederek, belirsizliklerin büyümeyi kısıtladığını, genelde ticaretin büyümeyi körüklediğini ancak global ticarette şu anda daralma yaşandığını söyledi.

Şimşek, "Dünyada bu yetmiyormuş gibi bir de küresel bir yapay zeka devrimi yaşamaktayız. Bunun sonucunda sadece endüstride bir devrim yaşanmayacak, hayatımızın her boyutu bundan etkilenecek. Dolayısıyla bu devrimi kaçıramayız. Bir de nüfuslar giderek yaşlanıyor. Bu da küresel bir sınama. Ayrıca çatışmalar ve jeopolitik gerilimler de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan düzene tehdit oluşturuyor. Bütün bunlar küresel büyümeyi azaltmakta." diye konuştu.

"ZORLUKLARLA BİRLİKTE FIRSATLAR DA VAR"

Bakan Şimşek, Türkiye'de enflasyonda yaşanan artışın artık düşüşe geçtiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

"Ancak küreselde biraz belirsizlik yaşanmakta. Hem parasal hem de mali politikalar açısından. Küreselde parasal politikalar biraz gevşeyecek belki ama bunun hızı ve koordinasyonunda önemli bir etkisi olacak. 'Parasal politikaların gevşemesi bir mali konsolidasyonla sonuçlanacak mı?' sorusu da bizim açımızdan zorlayıcı bir soru. Ama bildiğimiz bir şey varsa önümüzdeki yıllarda küresel ticaret aynı kısıtlı seviyesine devam edecek ve yüzde 3'ten fazla bir büyüme beklenmiyor. Dolayısıyla zorluklar var ama aynı zamanda fırsatlar da var. Bu şekilde bakmamız lazım."

Şimşek, bugün gerçekleştirilen forum sayesinde Türkiye ile Arap dünyası arasında çok faydalı işbirliklerine imza atılabileceğini kaydederek, tarafların birçok sektörde birbirini tamamlama potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.

"TÜRK VE ARAP DÜNYASI ARASINDAKİ EKONOMİK KORİDORLAR GELİŞTİRİLMELİ"

Tunus Ekonomi ve Planlama Bakanı Semir Abdulhafız da Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ekonomik koridorların geliştirilmesinin bölge ülkeler için büyük avantajlar sağlayacağını belirterek, bu ülkelerin ekonomik kalkınması için büyük yansımaları olacağını söyledi.

Bu ülkelerin zaten büyük çoğunluğunun kendi aralarında serbest ticaret anlaşması imzaladığını dile getiren Abdulhafız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu anlaşmaların çerçevesinin biraz daha genişletilmesi ve daha kapsayıcı olmasını bekliyoruz. Bu anlaşmaların zeminini daha da güçlendirmek önemli. Ekonomik entegrasyonumuzu Türkiye ile Arap dünyası arasında bu şekilde teminat altına alabiliriz diye düşünüyorum. Bölgemizi ekonomik şoklardan koruyabilmek için birlikte çalışmamız şart. Bu ekonomik şoklar bütün dünyayı etkilediği gibi bizi de yakından etkiliyor. Ama coğrafi konumumuzu düşünürsek, özellikle Türkiye'nin buradaki pozisyonunu düşünürsek atılabilecek çok önemli adımlar var. Türkiye Asya ile Avrupa ve Afrika arasında bir bağlantı noktasını oluşturuyor. Bu coğrafi konum hepimiz için gerçekten de çok dikkate değer bir durumu ortaya koyuyor."

Semir Abdulhafız, Mısır'ın Kuzey Afrika'nın giriş kapısı olduğunu ifade ederek, Afrika kıtasına erişimin Mısır üzerinden serbest ticaret ve işbirliği anlaşmalarıyla sağlanabileceğini anlattı.

Türk firmalarının Afrika ülkelerine ihracatı Tunus üzerinden kolayca yapabileceğini vurgulayan Abdulhafız, "Çok farklı sektörlerde beraber çalışmaya devam edebiliriz. Yenilenebilir enerji, yeşil ekonomide, makine endüstrisi ve bilişim alanında işbirliği yapabiliriz. Bilişim ekonomisi ve bilişim teknolojileri, veri teknolojileri alanında da yapılacak çok şey var. Tunus'un bu noktada kabiliyetleri büyük. Bu alanda uluslararası önemli firmalar Tunus'ta faaliyet gösteriyor." diye konuştu.

"İMZALANAN ANLAŞMALAR TİCARİ İLİŞKİLERİN GÜÇLENDİRİLMESİNE KATKI SAĞLAYACAK"

Irak Maliye Bakanı Taif Sami Muhammed de Irak'ın, Türkiye ile işbirliğine en açık ve en büyük ülkelerin başında geldiğini söyledi.

Muhammed, küresel ticarette önemli fırsatlar bulunduğunu ve Türkiye'nin uluslararası yatırım ve ticaret için bir koridor rolü oynadığını belirterek, iki ülkenin 20'den fazla mutabakat zaptı imzaladığını hatırlattı.

Bu mutabakat zabıtlarının detaylarına değinen Muhammed, şu ifadeleri kullandı:

"Su, altyapı, kalkınma projeleri, ticaret ve yatırım koruma alanlarında mutabakat zabıtları imzaladık. KOBİ'lerin geliştirilmesi, sağlık sektörü, stratejik işbirliği anlaşmalarımız mevcut. Ticaret, ziraat ve sağlık, 2025 sonrasında hayata geçirilecek büyük projelerin yer aldığı sektörlerin başında geliyor. Turizm işbirliği ve güvenlik alanında imzalamış olduğumuz mutabakat zabıtlarımız var. Ayrıca, mevzuatın güçlendirilmesi ve mevzuat altyapısının oluşturulması konusunda, iletişim ve enerji sektörlerinde de mutabakatlar imzaladık."

Muhammed, tüm bu anlaşmaların ikili ilişkilerin geliştirilmesini hedeflediğinin altını çizerek, ekonomi ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesine büyük katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

"DAHA GÜÇLÜ TİCARİ İLİŞKİLER İNŞA EDİLEBİLİR"

Mısır Maliye Bakanı Ahmed Kucuk da iki ülke arasında gerçekleştirilecek işbirliğinin "kazan-kazan" senaryosu üzerine inşa edileceğini vurguladı.

Kucuk, panelde farklı ülkelerden temsilcilerin bulunduğunu hatırlatarak, atılacak adımların tüm taraflara ciddi faydalar sağlayacağını belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"Türkiye, Asya ve Avrupa'ya açılan bir kapı niteliğinde. Körfez ülkeleri ve diğer Arap ülkeleri ise çok büyük fırsatlar barındırıyor. Asya ülkelerinde varlığımızı artırmak ve Kuzey Afrika'da daha fazla yer almak için atılacak önemli adımlar mevcut. Mısır, Afrika'ya geçişte kuzeyin stratejik kapısı olma rolünü sürdürüyor. 2050 yılına yönelik hesaplamalar, bu bölgelerde ne denli büyük fırsatlar olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Avrupa'ya da dikkat çekmek gerekiyor, çünkü Avrupa, temiz enerjiye ihtiyaç duyan bir kıta. Türkiye aracılığıyla bu ihtiyaçların karşılanması, önemli fırsatlar sunuyor."

Ahmet Kucuk, Mısır ile Türkiye ilişkilerinin oldukça iyi bir seviyede olduğuna dikkat çekerek, özel sektör nezdinde de önemli çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.

Kucuk, Mısır'daki ihracatçıların Türk firmalarıyla güçlü bağlar kurduğunu vurgularken, 3-4 büyük Türk şirketinin Mısır'da önemli müteahhitlik projelerine imza attığını hatırlattı.

Bu firmaların sayısının 3-4 kat artırılması gerektiğine dikkati çeken Kucuk, "Daha büyük hedefler belirleyip bunlara hep birlikte karar vermemiz gerekiyor. Doğru kaynakları ve çabayı doğru yönlendirmek gerektiğini düşünüyorum. İyi ilişkilerimiz mevcut, bunun için gerekli temele sahibiz. Bu temel üzerine daha güçlü ticari ilişkiler inşa edilebilir." değerlendirmesinde bulundu.

"YATIRIMLARI ANA ODAĞIMIZA ALABİLİRİZ"

Kuveyt Maliye Bakanı Noora Suleiman Salem Al-Fassam da ekonomik kalkınmayı artırabilmek için öncü bir rol üstlenilmesi gerektiğini söyledi.

Ticaret hacmini beklentileri karşılayacak şekilde artırabilecek bir proje geliştirilebileceğine değinen Al-Fassam, Körfez ülkeleriyle birlikte serbest ticaret anlaşmaları imzalamak için çaba gösterdiklerini ifade etti.

Ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasının, Türkiye ve Arap dünyası arasındaki etkileşimi artıracağını vurgulayan Al-Fassam, "Yatırımları ana odağımıza alabiliriz ve bunu yaparken Kuveytli firmaların Türkiye'deki çeşitli sektörlere yapacağı yatırımları hızlandırabiliriz." diye konuştu.

 

patronlardunyasi.com