İsmet Acar, "Yüzde 6 yapılaşmayı aşan bir yer bulsunlar, bedelsiz devlete vereceğim." iddiasında bulundu.
Yapılmış yerin yıkılmasını tasvip etmediğini vurgulayan Acar, "Devletin görevi kaçak yapı yaptırmamaktır." görüşünü savunuyor. Acar, diğer özel orman alanlarında yaşananları hatırlatarak günah keçisi seçildiklerini söylüyor. Yasadışı hiçbir yapılaşmaya gitmediğini iddia eden Acar, "Proje dışı bir yapılaşma bulurlarsa beni idam etsinler." çağrısında bulunuyor. İsmet Acar ayrıca, "Yüzde 6 yapılaşma oranını aşan tek bir yer tespit etsinler, bedelsiz olarak devlete bırakacağım." taahhüdünde bulunuyor. Acarkent'e komşu olan Beykoz Konakları'nın hatırlatılması üzerine, "Orası da bizimle aynı durumda. Bizden hiçbir farkı yok." diyen Acar, "Peki niye orası gündeme gelmiyor?" sorusuna, "Çünkü orada daha elit insanlar yaşıyor. Mesut Yılmaz var, daha neler var. Çok önemli gazeteciler var, çok önemli eski siyasetçiler var. Biz günah keçisi seçildik." cevabını veriyor.
Acar, 2003 yılı Mart ayında Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'yle üç defa görüştüğünü ve bakanın kendisini haklı bulduğunu iddia ediyor. Görüşmeyi dönemin Gölcük belediye başkanı olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürü İsmail Barış'ın sağladığını öne süren Acar, ayrıntıları şöyle anlatıyor: "Bilirkişi raporuyla birlikte gittim. Bütün detayı anlattım. Müsteşarına dosyayı inceleme talimatı verdi, bana da 'bir hafta sonra tekrar gel' dedi. Bir hafta sonra Müsteşar Nuri Uslu, 'Sayın Bakanım İsmet Bey haklı, bizimkiler yanlış yapmış.' dedi.
Bakan bize hak verdi ve dönüşte 10 Nisan 2003'te ruhsat aldık. Ankara'ya gittim ve kendisine teşekkür ettim. Devlet bana ruhsat verdi, inşaat yaptım, mahkeme 'dur' dedi, durdum. Hem Acaristanbul, hem de Acarkent'le ilgili Orman Mühendisleri Odası'nın verdiği raporlara göre muhafaza edilmesi gereken bir tane bile ağaç yok. Acarkent'te 10 trilyonluk ağaç diktik. 10 sene sonra villalar ağaçtan görülmeyecek."