Gündem


Toygun ATİLLA

Günlerdir Narin'in haberlerini takip ederken aklıma hep küçük Müslüme geliyordu.
Kaderlerinin aynı olmasından korkuyor, endişe ediyordum. 

Serde polis muhabirliği var. 

Onun içindir ki, okuduğum ve izlediğim haberlerden sonra Müslüme ve Narin vakaları benim için birbirine çok benzerdi. Hatta neredeyse ikizlerdi. 

MÜSLÜME VE NARİN'İN ORTAK KADERİ 

*Müslüme Yağal, bir yörük kızıydı. 7 çocuklu Yağal ailesinin 6'ncı evladıydı. 3 yaşındaydı.10 Kasım 2021'de çadırlarının önünde oynarken aniden kayboldu. 

*Bundan 3 yıl sonra tarihler 21 Ağustos'u gösterirken benzer vaka Diyarbakır Bağlar'da gerçekleşti. Kuran Kursuna giden 8 yaşındaki Narin Güran ortadan kayboldu, kendisinden haber alınamıyordu. 

*3 yaşındaki Müslüme Yağal'ın cansız bedeni, 10 gün sonra 20 Kasım 2021'de, belden aşağısı çıplak şekilde kaybolduğu bölgeden 7 kilometre uzaktaki Karaağaç mevkiindeki ormanlık alanda bulundu. Öldürülmüştü.

Türkiye, Müslüme'ye ağladı. 

*8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi ise tam 19 gün sonra dere yatağında çuval içinde bulundu. Öldürülmüştü. 

Türkiye Narin'e ağladı. 

*Müslüme Yağal ölü olarak bulunduktan sonra öz dedesi Hasan Yağal katil zanlısı olarak gözaltına alındı, tutuklandı. Hasan Yağal'ın gelini, yani Müsüme'nin annesi Sevgi Yağal'a defalarca tecavüz ettiği anlaşıldı. Hatta Sevgi Yağal'ın çocuklarından birinin babası kayınpederi Hasan Yağal'dı. 

*Narin Güran'ın kaybolmasının ardından ağabeyinin kolundaki ısırık izi onu şüpheli yaptı. Ancak anlaşıldı ki, ısırık izi Narin'e ait değildi. Sonrasında amcası S.G gözaltına alındı. 

Amca S.G'nin otomobilinden alınan DNA örnekleri ile Narin'in kıyafetlerinden alınan DNA örnekleri eşleşmişti, çapraz sorguda da çelişkili ifadeler vermişti. Narin'in amcası S.G, "kasten öldürme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun" kılma suçlarından tutuklandı. 

FAİL: KASABANIN SIRRI 

Başta da söylemiştim. Birbirlerine neredeyse kopya iki cinayet. İki sabih çocuk. İkisi de henüz melek. Birinin ismi Müslüme bir diğeri Narin... 

Narin'in kaybolmasından sonra herkes bir şey söyledi. Kimileri olayı siyasi bir boyuta bile taşıdı. 

Üzülerek, izliyordum olan biteni. 
Oysa ki, 
Narin'in kaderinin altında "Kasabanın sırrı" vardı. 
O faili meçhul ki, kimsenin işaret etmediği, edemediği bir alandı. 
Kasabanın sırrını kimse konuşmuyordu. 
Tıpkı 3 yıl önce Müslüme olayında olduğu gibi. 
Kimseler o konuşulmayan günahın "ensest" olduğundan bahsetmiyordu. 
Ne yazık ki, 
Biz bugün Narin'in ölümüne ağlarken kim bilir Türkiye'nin hangi köşelerinde Narin ve Müslüme gibi sabih çocuklar ensest kurbanı oluyordu. 
Kasabanın sırrı konuşulmuyordu. 
O sır, katili, katilleri gizliyordu.  

BİLİMSEL ÇALIŞMALAR TEHLİKEYİ ORTAYA KOYUYOR

Türkiye'de ensest vakalarına dair yapılan sınırlı sayıda çalışmadaki raporlar ise olayın vehametini ortaya koymaya yetiyor. 

2015'te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan Aile İçi Şiddet Araştırması raporunda, ensest vakalarının gizli kalmasının temel sebeplerinden birinin mağdurların yaşadığı korku, utanç ve aile baskısı olduğuna dikkat çeker. Araştırmaya göre, ensest gibi vakalar nadiren adli mercilere bildirilir, bu da bu olayların gerçekte ne kadar yaygın olduğunun tam anlamıyla bilinmesini zorlaştırır. 

Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın hazırladığı raporda ise, ensest vakalarının bir kısmının çocuk istismarı kapsamında yer aldığı ve bu olayların büyük oranda aile içinde gizli kaldığı ifade edilmekte. 

Yapılan bazı akademik çalışmalarda ise ensestin, toplum içinde büyük bir tabu olduğunu ve mağdurların genellikle susturulduğu ortaya konulmuştur. 

Kasabanın sırrı açığa çıkarıp, bu toplumsal yarayı, hastalığı tedavi etmezsek Narin'lere, Müslüme'lere daha çok ağlayacağız.

 

patronlardunyasi.com