Gündem


Burak ARTUNER 

Ermeniler, Avrupalılar'ın kışkırtmalarıyla 19'uncu yüzyılın sonlarına doğru ayrı bir devlet kurma amacıyla  Taşnak ve Hınçak komiteleriyle Anadolu’da pek çok isyan çıkardı. İkinci Abdülhamid, Ermeniler'in bu isteklerinin önünde durunca Ermeni teröristlerin hedef tahtasında ilk sıraya oturdu. 

Ermeni teröristler Sultan İkinci Abdülhamid'i öldürmek amacıyla İstanbul’da Singer fabrikasında çalışan ve anarşist görüşleri olan  Belçikalı Edouard Joris ile padişaha suikastın taşeronluğunu verdiler. Suikastçılar Padişahın Yıldız Camii’ne gittiği ve resmi bir törenin gerçekleştiği Cuma gününü seçtiler. Önceden yaptıkları suikastın planlamasında,  padişahın namaz sonrası camiden çıkıp arabasının yanına varması ve harekete geçmesi 1 dakika 42 saniye tutuyordu.  Bu çerçevede hazırladıkları plan gereğince, içine saatli bomba yerleştirilmiş bir araba cami dışına getirilecek ve ayarlanan saatli bomba Padişahın arabası tam oradan geçerken patlayacaktı.

ŞEYHÜLİSLAM’LA AYAKÜSTÜ SOHBET PLANLARINI BOZDU 

21 Temmuz 1905 Cuma günü söz konusu suikastçılar planladıkları gibi Yıldız Camii'ne giderek namaz bitişinde saatli bombayı harekete geçirdiler. Bu suikast başarısız oldu çünkü namaz bitiminde Şeyhülislam Cemaleddin Efendi Padişahın yanına gelerek ayaküstü sohbet etti. Bu arada Padişah arabasına binmeden, önceden ayarlanmış olan saatli bomba, cami dışında büyük bir gürültü ile patladı. Şeyhülislam tarafından tesadüfen birkaç dakika oyalanan Padişah, bu sayede suikasttan kılpayı kurtuldu. 

26 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ 

Beşiktaş Zabıtası Komutanlığı tarafından hazırlanan rapora göre, olayda dördü gazeteci ve üçü asker olmak üzere 26 kişinin hayatını kaybettiği, 56 kişinin ise hafif veya ağır şekilde yaralandığı belirlendi. Ayrıca 20 kadar hayvan ölmüş, birçok araba enkaz haline gelmişti. S uikast için 80 kilo patlayıcıdan yapılan  “Cehennem Makinesi” denilen bir saatli bomba kullanılmıştı. Patlamanın olduğu yerde 70 santimetre derinliğinde bir çukur açılmıştı. Soruşturma hızla başlatıldı Edward Joris ve bazı suçlular yakalandı. Bazı teröristler ise yurt dışına kaçmayı başardılar.

AVRUPA’NIN BASKISINA BOYUN EĞİP BIRAKTIK 

Mahkemeye çıkarılan Belçikalı Joris'in idam cezasına çarptırılması bekleniyordu. Ancak 17 Aralık 1905'te Belçika'nın İstanbul Büyükelçisi, Osmanlı hükümetine başvurarak, 3 Ağustos 1838 tarihli anlaşmaya istinaden sanığın iadesini istedi. Mahkeme Joris'i idama mahkûm etti. Büyükelçi de Osmanlı hükümetine tekrar başvurarak, cezasını Belçika'da çekmek üzere, Joris'in teslimini istedi. Osmanlı yönetimi 3 Ağustos 1838 tarihli anlaşmanın Belçika'ya böyle bir hak tanımadığını beyan ederek isteği reddetti. 

Osmanlı yönetimi Belçikalı anarşisti geri vermemek için bir süre daha direndi ancak diğer Avrupa başkentlerinden de bu yönde talepler gelmeye başlayınca baskılara boyun eğdi. Sultan Abdülhamid, canına kasteden Joris'in idam cezasını önce müebbet hapse çevirdi, sonra da affetti.  Ancak tabii bu affetme olayı o günlerde kamuoyuna; “Hükümdarımız o kadar iyi yüreklidir ki, kendi hayatına kasteden bir caniyi bile affetme büyüklüğünü göstermekten kaçınmamıştır’’ sözleriyle duyuruldu. Bazı tarihçilerin iddialarına göre de Joris, serbest kaldıktan sonra padişah için ücret karşılığı ajanlık yapmaya başladı.

patronlardunyasi.com